| Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 02.07.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan öneri üzerine İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım.
Otuz iki yıl önce bugün Sivas'ta, Madımak Oteli'nde canice yakılarak katledilen 37 yurttaşımızı rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu vahşeti şiddetle kınıyor, Türkiye'de böylesi katliamların bir daha yaşanmamasını yürekten diliyorum.
Pir Sultan Abdal Şenlikleri için Sivas'a gelen, çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür, sanatçı ve 2 otel çalışanı Madımak Oteli'nin radikal bir grup tarafından ateşe verilmesi sonucu yanarak can verdi. Madımak, Türkiye'nin hafızasında derin bir yara, kara bir lekedir. Madımak Oteli'nin ateşe verilmesiyle başlayan korkunç olaylarda yanan aynı zamanda insanlıktı. Bugün, Madımak katliamının yıl dönümünde yalnızca yitirdiğimiz canları anmamız elbette tek başına yeterli değildir, bize düşen aynı zamanda hukuki sorumlulukları hatırlatmak ve adaletin tesisi için somut adımların atılmasını sağlamaktır. Bilindiği gibi, firari sanıklar yönünden dava zaman aşımı nedeniyle düşürülmüştü. Bu karar kamu vicdanında büyük bir yara açtı. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı uygulanmamalıdır. Aksi takdirde, adalete olan inanç zedelenmeye ve yapanın yanına kâr kaldığı anlayışı gelişmeye devam edecektir. Bu nedenle, bu kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bizler iktidara, insanlığa karşı suçların zaman aşımına uğramaması için yasal düzenleme yapılması çağrısında bulunuyoruz ve firari sanıkların yakalanması için uluslararası iş birliği mekanizmaları devreye sokulmalıdır diyoruz.
Şüphesiz bu coğrafyada tarih boyunca her dönemde ortak yaşamın zenginliğini ve kardeşliğini paylaştık. Bizler ötekileştirmeye, ayrımcılığa ve nefret diline her zaman karşı çıktık ancak millî değerlerimizle ve inancımızla oynamak ya da provoke etmek de bu milletimizin kabul edeceği bir şey değildir. Sadece geçmişin hesabını sormak için değil, gelecekte de benzer acıların yaşanmaması adına hukukun üstünlüğünü tesis etmeliyiz. Ne demişti genç ozan Hasret Gültekin: "Bir insan ömrünü neye vermeli/Harcanıp gidiyor ömür dediğin." 27 yaşında, gencecik bir ozanın kalan ömrünü yani yaşama hakkını elinden aldılar, tekrar kınıyor ve lanetliyorum.
Yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)