| Konu: | İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 01.07.2025 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidara sesleniyorum: İklim mi bıraktınız ki iklim kanunu konuşalım. Bakın, yetmedi size ya, hava, toprak, su, deniz, hepsini hamuduyla yutuyorsunuz. Arkadaşlar, bakın, ispatı burada. Şimdi, çok dikkatli bakın, burası neresi? Dikkatli bakın, bilene 10 puan vereceğim. Burası Derince, Körfez kıyısı. Bu yapı ne? Safiport Limanı arkadaşlar. Bakın, şimdi burada bir gariplik görüyor musunuz? Bakın, iyi bakın, burada garip bir şey var değil mi? Ya, liman liman değil, maşallah, ada olmuş, ada olmuş ya! Denizi öyle bir işgal etmiş ki 450 metre işgal etmiş. Kim? Hakan Safi, Safi Holding, sırtını saraya dayamış patron. İşgal ettikçe ediyor; kimyasal tanklar, her şey burada, genişledikçe genişliyor, otuz dokuz yıllığına kiralamış Hakan Bey. Çok mutlu, çok mütebessim, gülüyor "Çok güzel kârlar ediyoruz." diyor "Hatta 3 kat daha büyüteceğim." diyor, 3 kat. 3 kat büyütmek nedir Sayın Vekilim, biliyor musunuz? Vallahi karşı kıyı Gölcük'e varacak. Hakan Bey'in hedefi bu, karşı kıyı Gölcük'e varacak, 3 kat büyütecekmiş. Limanlar Kanunu madde 5 var, diyor ki: "Deniz kıyısına kazık çakamazsın, genişletemezsin." Ama Hakan Bey Çevre Bakanı Murat Kurum'dan işi bağlamış, bu yapıya "Ruhsata tabi değildir." diyor ama Derince Belediyesi öyle demiyor arkadaşlar. Derince Belediyesi gelmiş, burada 8 tane ruhsatsız yapı tespit etmiş, 150 milyon lira ceza kesmiş. Hakan Bey'in sırtı sağlam, işi halletmiş, ondan sonra yola devam ediyor Hakan Bey. "Yürü ya kulum." demiş.
Bakın, arkadaşlar, ya ne ikliminden bahsediyorsunuz ya! Hakan Bey genişledikçe genişliyor. Sonra, bakın, bir de şu arkada Derince Liman Otoyol Projesi yapılmadı, yirmi yıldır Kocaeli'ye yapılmadı. Saniye başı buradan tırlar geçiyor, binlerce tır Kocaeli'nin içinde, her gün kazalar oluyor. Neden? Efendim, Hakan Bey çok para kazansın diye. Sonra bu Safiport aynı zamanda İsrail'le anlaşma yapmış, ha bire buradan İsrail'e mal gidiyor. En son Marla Bull gemisinin gittiğini ispat etmiştik, şimdi yeni gemiler gidiyor. Yani Kocaelililerin trafik çilesi çekmesi önemli değil, Hakan Bey para kazansın! Filistin'de bebeklerin ölmesi önemli değil, Hakan Safi sırtını saraya dayayarak paralar kazanacak! Durum böyle arkadaşlar. Memleketi bu hâle getirdiniz.
Bitmedi; bakın, size başka bir şey daha göstereceğim: Bu kimin forması? Amedspor değil mi? Amedspor formasının üstünde ne yazıyor? "..."(*) yazıyor. "..."(*) ne demek -Kürtçe- arkadaşlar? "Varlık" demek. Şimdi, Diyarbakır'dan birisi Amedspor formasına "..."(*) yazdırmış, Erzurum Dumlu Cezaevindeki Mahsum Yüksekbağ'a göndermiş. Mahsum formayı alacak, cezaevi yöneticisi demiş ki: "Hayır, olmaz." "Niye olmaz efendim, forma bu, yasak ne var?" demiş. "Hayır efendim, teröristçe kelimeler var üstünde, teröristçe kelimeler." "..."(*) teröristçe kelimeymiş. "Vermiyoruz." Ondan sonra gözlem kurulu kararına baktım, diyor ki: "Teröristçe kelimeler var." Vermiyorlar. Şimdi, vallahi Amedspor umarım gönderir. Cezaevi almak zorunda sanırım. Bu ne? Erzurum Cezaevinde yine bir başka ne gördüm: "Onurlu Yaşam Davası/Demirtaş'ın Savunması" Bu kitap da giremiyor Erzurum Dumlu Cezaevine. Neden biliyor musunuz? Sevgili Demirtaş kitabında yazmış "Kürt meselesi devletin uygulamalarından dolayıcı çıkmıştır. Devlet Öcalan'la görüşmelidir." falan diye. "Vay efendim -hemen altını çizmişler- çok teröristçe laflar var, bu kitap giremez Erzurum Dumlu Cezaevine." demişler. Giremiyor. Yahu, şu anda siz ne yapıyorsunuz? Nasıl bir süreç var sayın iktidar yetkilileri? Siz ne yapıyorsunuz? Erzurum Dumlu Cezaevinde neler oluyor? Bir garabettir, açıklamanızı istiyorum.
Bakın, yine Gaziantep Cezaevinden size bir örnek; altı aylık hamile bir kadın bu biliyor musunuz? Hani, hamile kadınların cezaevinde olmaması gerekiyor değil mi? Ama cezaevinde.
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bitmedi. Bakın, son olarak da işte sizin felaketiniz: Şu iki insanı görüyor musunuz? Çok dramatiktir, trajiktir; birisi Profesör Doktor Haluk Savaş, psikiyatri uzmanı, eşi Doçent Doktor Esen Savaş; ikisi de şu anda yaşamıyor biliyor musunuz? OHAL KHK'lerinizle ihraç ettiğiniz, zalimce hapislere attığınız iki insan bunlar. Profesör Haluk Savaş hapse atmanızdan sonra pankreas kanseri oldu, yurt dışında tedavisi gerekiyordu, adama pasaport verdirmediniz. Yıllarca uğraştı, en sonunda -biz burada çok baskı yaptık, dile getirdik- pasaport verildi; zor bela çıktı yurt dışına ve kemoterapisini olabildi. Ardından beş yıl sonra Esen Savaş hayatını kaybetti. Beş yıl sonra iki sevgili aynı günde hayatını kaybetti, 30 Haziranda; bu iki sevgiliyi siz ayırdınız, siz!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Yani bakın, bu cinayetleri siz işliyorsunuz, bu insanları kahrederek, ülkemize kaybettirerek bu insanların hayatlarının kaybetmesine vesile olan sizsiniz, bu vicdan azabından kurtulamazsınız gerçekten vicdanlı bakıyorsanız. Bu iki değerli bilim insanı sizin uygulamalarınız yüzünden hayatını kaybetti.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)