GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:103
Tarih:01.07.2025

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ne yazık ki bir kez daha sivil anayasa kılıfı altında gizli pazarlıkların ve kirli hesapların gölgesine sürüklenmek istenmektedir. Dün, "çözüm süreci" denmişti, bugün "terörsüz Türkiye" denmektedir. Oysa, perde arkasında değişen hiçbir şey yoktur; aynı senaryo, aynı yönetmen, aynı figüranlar vardır. Hatırlayalım, "demokratik açılım" dediniz, milletimizin evlatlarını şehit verdirdiniz; "barış süreci" dediniz, şehirlerimize hendek kazdırdınız ve bugün yine "Örgüt silah bırakıyor." söylemiyle bu milletin aklıyla alay etmektesiniz. Silah bıraktığını iddia ettiğiniz eli kanlı örgütün kahraman Mehmetçik'imize yönelik saldırılarının sürdüğünü hepimiz bilmekteyiz ancak bu gerçek kamuoyundan saklanmakta, yaralanan askerlerimizin hikâyeleri sessizliğe gömülmektedir. Buradan açıkça soruyorum: Şeffaf devlet anlayışı nerededir, hesap verebilir yönetim nerelerdedir? Sorduğumuz sorular yanıtsız bırakılmakta, milletin bilgi alma hakkı karanlığa mahkûm edilmektedir. Bugün Grup Başkan Vekillerimizin çağrıda bulunduğu bu konuda Millî Savunma Bakanı neden susmaktadır, Genelkurmay Başkanı neden sessizdir? Olayların detaylarını milletle paylaşmak yerine evlatlarımızın canı üzerinden kurulan bu kirli senaryoya ortak mı olunmaktadır? Biliniz ki bu suskunluk sadece bir idari zafiyet değil, milletin güvenini istismar eden büyük bir siyasi suistimaldir. Bu milletin evlatları ölürken susanlar, Resmî Gazete'den PKK'lılara af çıkaranlar yarın milletin vicdanında da tarih önünde de hesap vereceklerdir.

Değerli milletvekilleri, her açılım süreci sonunda sınırlarımızın çevresinde BOP mahsulü filizlenmektedir. İlk açılımla Irak'ta bir proje devreye alınmış, ikinci açılımda aynı senaryo Suriye'de vücut bulmuştur ve bugün İran'da yaşanan gelişmeler, bu açılım siyasetinin neye hizmet ettiğini ve kimlerin hesabına yürütüldüğünü tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Bu projenin arkasında Türk milletini kuşatma planı ve her söylemin gerisinde BOP'un harita mühendisliği yatmaktadır. İşin en çarpıcı yanı ise şudur: Bu projelerin yürütenlerin dili perde önünde İsrail karşıtlığıyla süslenmektedir fakat perde arkasında İsrail'in güvenlik doktrinleriyle bire bir örtüşen haritaların taşeronları bulunmaktadır. Yani sahnede milletin gözünü boyayanlar kulislerde emperyalist ajandaların gönüllü figüranlarıdır ve sadece bu çelişki bile bu senaryonun kimin kaleminden kimin siparişiyle yazıldığını göstermeye fazlasıyla yeterlidir.

Değerli milletvekilleri, bugün bu Mecliste... Vatandaşın en büyük derdi geçimdir, işsizlik ve adaletsizliktir. Bizler bu sorunları dile getirmeye çalışmaktayız fakat birileri bu kürsüye her çıktığında barış ve demokratik açılım adı altında etnik kimlik siyasetiyle bölücü ve kışkırtıcı bir dil kullanmaktadır; tek amaçları ve tek vurguları budur. Şimdi soruyorum: Etnik kimlikler üzerinden ajanda dayatanların gündemi ile elektrik faturasını ödeyemeyen bir esnafın derdi aynı mıdır? Elbette değildir. Bu siyasi mühendislikle toplumun ortak sorunları ötelenmekte ve bu yöntem AKP iktidarının gerçek gündemi örtme politikalarına dolaylı destek vermektedir. Yani perde gerisinde kurulan AKP-DEM ortaklığı siyasi gündemde de takip edilmektedir.

Değerli milletvekilleri, bizler vatanı işgal altındayken susmayanların, adını tarihin alnına şehit kanıyla yazdıranların mirasını taşımaktayız. Bu kürsüde konuşurken Mustafa Kemal'in bağımsızlık meşalesini, Talat Paşa'nın uğruna bedel ödediği birliği, Enver Paşa'nın Türkistan hayalini, Cemal Paşa'nın emperyalizme karşı direnişini haykırmaya devam edeceğiz. O yüzden açıkça söylüyoruz: Türk milletinin adıyla sorunu olanlarla, bayrağın anlamını tartışmaya açanlarla, vatanın birliğine şerh koyanlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın

YAVUZ AYDIN (Devamla) - Bu kürsüde ve bu milletin vicdanında hainlerle sonuna kadar hesaplaşmaya devam edeceğiz.

Bu kürsünün, ajandası olanların değil, Türk milletinin birliğini, dirliğini ve istiklalini savunanların kürsüsü olduğunu hatırlatıyor, bu inançla yüce Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)