GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İklim Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:102
Tarih:26.06.2025

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; feraset sahibi milletimizin karşı duruşuna rağmen tepkileri göz önüne alıp geri çektiğiniz ama Maden Yasası'na yönelen tepkiyi dizginlemek için, savaş gündeminin de ağırlığını fırsat bilerek bir anda sözde İklim Kanunu Teklifi'ni yeniden Meclise getirdiniz. Dünyanın sonunu gösterip kendi kurdukları sistemin sonunu göstermeyenler, kriz oluşturmadan kurdukları sistemin ayakta tutunamayacağını itiraf edenler, iki dünya savaşı çıkaranlar, Hiroşima'da insanlığı buharlaştıranlar, Afrika'nın kanını emenler, Filistin'i yetim, Gazze'yi harabe edenlerin verdiği doğa dersini ev ödevi kabul edenler bizim de bu esarete tabi olmamızı istiyorlar. Neymiş efendim, Avrupa istiyormuş. Bir iktidar mensubu arkadaşımız da çıkıp "Madem doğayı koruyacağız, o zaman önce Gazze'nin enkazı altındaki adaleti çıkarın, önce bombalarla paramparça edilen bebeklere sahip çıkın. Adalet Gazze'de susuyorsa bu dünyada başka hiçbir yerde konuşmaya hakkı yoktur." demiyor, diyemiyor.

Değerli milletvekilleri, kanunla ilgili çok konuştuk, birçok meselede olduğu gibi bunun da bir etki analizi yapılmadı maalesef. Meselenin birkaç hususuna değinmek istiyorum: Şimdi, küçük üreticiler çok fazla konuşulmadı, ben değineceğim. Ne olacak onlara biliyor musunuz? Şimdi, herkesin bir karbon salım hakkı olacak, bu hak paraya dönüştürülecek. Karbon sektörü oluşturulmaya zaten başlandı bir rant piyasası olarak. Az salan satacak, çok salan satın alacak. Peki, bu durumda kimin gücü olacak? Tabii ki büyük üreticinin. Küçük üretici bu sistemi karşılayamadığında ya üretimden çekilecek ya da kayıt dışı üretime gidecek. Yani sistem küçük üreticiyi dışlayacak, büyük sermayeyi daha da güçlendirecek. Küçük üretici sadece domates, biber ektiği için önemli değil, onlar Anadolu'nun tarım hafızasını oluşturdukları için önemli; binlerce yıldır tohumun, üretimin, mevsimin bilgisini taşıyan insanlar oldukları için önemli. Küçük üreticiyi dışlamak demek sadece çiftçiyi dışlamak demek de değil, on bin yıllık tarım kültürümüzü kaybetmek demek ve ne yaşamaya başlayacağız? Artık sadece büyük üreticinin ürününe mahkûm olacağız, endüstriyel tohumlara daha da mahkûm olacağız; GDO'lu tohuma, hibrit fidana, zirai ilaçlı ürüne, tek tip tarıma mahkûm olacağız; beslenme hakkımız daraltılmış olacak. Birçok kanun gibi bu kanun da küçük üreticiyi cezalandırıp büyük firmaları kollayacak, küçük üreticiyi büyük sermayeye ezdirecek.

Bir başka husus yutak alan konusu. Nedir o? Orman, deniz, ova karbonu emen alanlar. Bu alanların korunması Bakanlığa bırakılmış, peki, bu ormanların içine otel, santral, maden ruhsatı verirken neyi korumuş oluyorsunuz? Bir yanda "Koruyacağız." diyorsunuz, diğer yanda tahsisler yapıyorsunuz; Allah aşkına, kimi kandırıyorsunuz?

Yine, bir başka husus "Hayvancılık ile bu kanunun ne alakası var?" demeyin sakın, bu kanun hayvancılığı azaltacağı işaretinin alarm zillerini çaldırıyor. Sera gazı emisyonunu, metan gazını azaltacağınızı söylüyorsunuz. Hayvanların metan gazı üretim performansı devlet televizyonlarımızda işleniyor bile. Gücünüz çiftçiye, hayvancıya yetecek; bunu görmek için kâhin olmaya gerek yok. Zaten darboğazda olan çiftçiyi küresel dayatmanın talimatıyla daha da köşeye sıkıştırmış olacaksınız.

Ve karbon ayak izi meselesi. Bu kavram bize ne zaman, kim tarafından servis edildi biliyor musunuz? Bir petrol şirketinin PR kampanyasıyla. Petrolü onlar döküyor ama bize diyorlar ki: "Onu kullanmayın, şunu tasarruflu kullanın." Yani kendi suçlarını bizim omzumuza yüklüyorlar. Unutmayalım, dünyada karbon salımının yüzde 70'inden sadece 100 şirket sorumlu yani kirleten halk değil bu canavar sistem ve siz bizden o sisteme köle olmamızı istiyorsunuz. Bu, bir çevre kanunu değil karbon ticareti yasasıdır. Bu, bir doğa kanunu değil ekonomik bir tahakküm yasasıdır. Bu bir iklim kanunu değil milletin iradesine karbon etiketi yapıştırma yasasıdır. Bu bir yeşil dönüşüm yasası değil görünmeyen zincirlerin yasasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Değerli iktidar mensubu arkadaşlar, sizleri son kez dostane olarak uyarıyoruz: Bu kanun teklifini lütfen geri çekin, çekin ki bu milletin tarihi de toprağı da sizi ah ederek anmasın.

Bu yasa bugün karbonu ölçmek, yarın nefesi ölçmek için çıkarılıyor. Biz bu ihanet yasasına alet olmayacağız, alet olmayacağız, alet olmayacağız! (YENİ YOL sıralarından alkışlar)