Konu: | YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 102 |
Tarih: | 26.06.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA AYTEN KORDU (Tunceli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkese merhabalar.
Bugün uyuşturucuyla ilgili gündem maddesi üzerine, YENİ YOL Partisinin önergesi üzerine söz aldım. Uyuşturucu gibi bir sorunun, dünya çapında sorun olan ve Türkiye'de de her tarafı sarmış durumda olan bir sorunun kendinin tek başına güvenlikçi ve sosyal politikalarla ele alınamayacak kadar büyük bir sorun olduğunu düşünüyorum. Yani bu meselenin kendinin sadece asayiş ya da güvenlikçi politikalarla ele alınması mümkün değil çünkü uyuşturucunun sonucu olarak ortaya çıkan ama ilk sebebine doğru gitmemiz... Yani uyuşturucu nasıl bu ülkeye giriyor, nasıl bu ülke bu kadar uyuşturucunun güzergâhı hâline getirildi ve bu uyuşturucu nasıl bu kadar güvenlikçi politikalara rağmen her tarafa yayıldı ve 12-13 yaş grubuna kadar düştü? Ben onların sebepleri ve nedenleri üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum çünkü uyuşturucu sorunu sadece bir asayiş sorunu olmamakla birlikte, toplumsal mühendislik projelerinin, inkâr ve asimilasyon politikalarının bir parçası hâline de getirildi Kürt coğrafyasında; çünkü bu kadar merkezî, bu kadar otoriter, bu kadar her şeyi kendine göre ele alan, bu kadar yereli bastıran, yerel çalışmaları bastıran bir zihniyetin bu kadar homojenleştirme ve kontrol altına almaya çalışmasıyla beraber bunun en ağır bedellerini halkların ödediği kesindir.
Bakın, Kürt coğrafyasında, özellikle uyuşturucu, toplumsal çözülme ve bir denetim aracı olarak işlev gördü ve bu, sistemli olarak geliştirildi. Bölgede uyuşturucu çetelerinin ve şebekelerinin çok rahat bir şekilde bu zemini yaratması Türkiye'de bu inkârcı, merkezî, tekleştirici politikaların bir parçası olarak ilerletildi. Yani bölgede Kürt gençleri eşitlik talep etmesin, demokrasi talep etmesin, tarihiyle, coğrafyasıyla uğraşmasın diye zaten uyuşturucu bir depolitizasyon aracı olarak özellikle Kürt coğrafyasında geliştirildi.
Bakın, ben Dersim Milletvekiliyim. Dersim'de gece hastaneye gidin, uyuşturucuyla acile gelen gençleri görmek çok mümkün. Bu kadar kalekolla, coğrafyanın her yerinde, "güvenlikçi politika" adıyla her yerde kalekol inşa eden, her yerde güvenlik bariyerleri ören, büyük büyük beton bloklarla içeriye girişlerde güvenlikçi önlem alan bu sistemin nasıl aslında o şehirlerde uyuşturucuyu satanları bulamadığı, yakalayamadığı, engel olamadığı üzerinden düşünülürse bu politikaların nasıl yaygınlaştırıldığını düşünmek mümkün.
Dolayısıyla şunu bir kez daha söylemek istiyoruz: Bakın, 2016'da, 2017'de kayyumları atadığınız her yerde GENÇSEN'leri kapattınız, kadına yönelik şiddetle mücadele yerlerini kapattınız. Neden? Çünkü merkeziyetçi politikalarınızı esas aldınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
AYTEN KORDU (Devamla) - Bu yerelin uyuşturucuyla mücadele konusunda fikrini, düşüncesini, mücadele biçimlerini geliştirmesini istemiyorsunuz; çok ciddi merkezî politikalarla yürütmek istiyorsunuz. Bir toplumda eğer yerel bu mücadeleye katılmazsa, bir toplumda eğer anneler asayiş polisi gibi ele alınırsa -ki önceki dönemde kayyum valisi öyle bir sloganla yola çıkmıştı, en büyük narkotik polisi annedir diye çok kötü sloganla bir çalışma yürütmüştü- toplumun üzerine atılan uyuşturucu sorununu sanki bireylerin sorunuymuş gibi, sanki ailelerin sorunuymuş gibi gören bir yaklaşımın kendisi kendi ana sorunlarını görmekten uzak bir politika izliyor demektir. Dolayısıyla bu Hükûmetin, bu iktidarın uyuşturucunun yaygınlaşmasıyla ilgili ciddi bir politikası söz konusu değildir. Öyle, alttan torbacılarla, alttan yapılan baskınlarla bu işin gelişmeyeceği, çözülmeyeceği çok bellidir. Dolayısıyla, bütün toplumun dinamiklerinin bu işe katılarak yeniden ele alınması, bir araştırma komisyonunun mutlaka bu konuda kurularak gerçek durumun açığa çıkarılması gerektiği konusunda biz de hemfikiriz.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)