GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Haziran Dünya Denizciler Günü'ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleşen NATO zirvesine, İsrail ve İran arasında gerçekleşen ateşkes mutabakatına, TOGG'un kuruluş yıl dönümüne, sosyal medyada başörtülü kadınlara yapılan saldırıya, deprem konutlarına, emeklilere ve zirai dondan etkilenen çiftçilere ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:101
Tarih:25.06.2025

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

25 Haziran, tüm dünyada da kutlanan Dünya Denizciler Günü. Uluslararası ticaretin yüzde 90'ının deniz yoluyla yapıldığı bir dünyada denizciliğin ve denizcilerimizin ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu bizlere de bir kez daha hatırlatmaktadır.

Millî Gemi (MİLGEM) Projesi'yle kendi savaş gemisini tasarlayıp inşa eden, liman kapasitesini arttıran, tersanelerini güçlendiren, açık deniz filosunu büyüten bir Türkiye tablosuyla bugün karşı karşıyayız. Aynı zamanda mavi vatanda güçlü ve kararlı duruşumuzla hem haklarımızı koruyor hem de uluslararası hukuktan doğan yetkilerimizi aktif şekilde kullanıyoruz. Bu gücün omurgası dünyanın dört bir yanında zorlu koşullarda görev yapan, ailelerinden uzak kalma pahasına görevini layıkıyla yerine getiren kaptanlarımız, zabitlerimiz, tayfalarımız ve tüm deniz emekçilerimizdir. Bu vesileyle hayatını denizlere adamış tüm denizcilerimizi en kalbî duygularımla selamlıyorum. Görevi başında olanlara kolaylıklar, seferde olanlara selamet, hayatını kaybeden tüm deniz şehitlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum.

Ülkemiz adına da stratejik öneme sahip olan pek çok gelişmenin yaşandığı bir dönemdeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla gerçekleşen NATO zirvesi yalnızca Türkiye açısından değil bölgesel ve küresel güvenlik mimarisi açısından da son derece belirleyici bir anlam taşımaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin sadece bir üye ülke değil oyun kurucu, dengeleyici ve yön verici bir aktör olduğunu tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Türkiye artık güvenlik üreten bir ülkedir. Türkiye NATO platformlarında da milletimizin onurunu ve devletimizin çıkarlarını kararlılıkla temsil etmektedir. Bu süreçte İran ve İsrail arasında dün gece taraflar arasında varıldığı duyurulan, açıklanan ateşkes mutabakatı olumlu bir gelişmedir. Ancak buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki Gazze'de sivillerin katledildiği bir tabloyu görmezden gelen hiçbir anlaşma kalıcı olamaz. Türkiye olarak yalnızca ateşkesi değil bölgesel barışı önceleyen, Filistin halkının onurunu ve haklarını temel alan bir çözümden yanayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuda da hem insani hem diplomatik açıdan dünyaya en net ve vicdanlı duruşu sergileyen bir lider olmaya devam ettiğini bir kez daha NATO'da da görmüş oluyoruz.

Bugün, yine Türkiye açısından gurur verici bir günün yıl dönümü, TOGG'un kuruluşunun yıl dönümü. Bu yıl dönümünü büyük bir gururla ve onurla kutluyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, Togg, seri üretimde, yollarda, şehir şehir, ilçe ilçe geziyor. Türkiye'nin dört bir yanındaki vatandaşlarımız bu gurur abidesi araca binmenin mutluluğunu yaşıyor. İlk etapta hedeflenen üretim rakamlarına ulaşıldı. Yeni modeller ve ihracat planlamaları yapılıyor. Togg, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da yakından izlediği bir teknoloji markası hâline gelmiştir. Bu vesileyle, Togg'u hayata geçiren vizyon sahibi başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere projeye omuz veren girişimcilerimize, tüm mühendislerimize, işçilerimize ve tabii ki sabırla ve inançla bu başarıyı bekleyen aziz milletimize de teşekkür ediyorum.

Maalesef Türkiye'nin gündeminde zaman zaman yaşadığımız bir olayı yine sosyal medyada yaşayarak bu olayla ilgili birkaç cümleyi de söylemeyi önemli buluyorum. Başörtülü kadınlara hakaret etmeyi marifet bilen, başka da bir marifeti olmayan, salkım salkım her yerinden kötülük ve nefret akan zavallı biri yine bizlere saldırmış. Bıktık artık bu zavallılıklardan. Rahat bıraksınlar Atatürk'ü de bizi de. Sosyal medyada varlık sebebi olarak bizleri kullanmasınlar, ağızlarına dahi almasınlar. Bu kötü ve nefret dolu dili de özellikle kınıyorum. Gönül isterdi ki diğer siyasi parti temsilcilerinin de bu ülkenin başörtülü kadınlarına yapılan bu saldırıyı kınamalarını, bu konuda hassasiyet göstermelerini arzu ederdim ama görmemiş olabilirler. Ben özellikle bu konudaki hassasiyetimi dile getirmek istedim.

Dönüp dolaşıp bu ülkede yapılan her şeye bir çamur atmaya çalışan bir dille mücadele ettiğimizin farkındayız. Teslim edilen deprem konutlarıyla ilgili olarak "Altyapısı yok, kanalizasyonu yok, suyu yok, yok, yok." diyerek bu kadar gerçeklerin saptırılmasını da doğru bulmuyorum. Bu gerçekleri deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız, evlerinde oturan depremzedelerimiz görmekteler.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Urfa'daki TOKİ'de yok, Birecik'te yok, Urfa merkezde yok.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Islâhiye'de de yok.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Depremle ilgili yapılan mücadelemizi ve deprem konutlarımızı teslim etmeye...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani Şanlıurfa milletvekili arkadaşlarımız lütfen konuşsun.

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen dinleyelim.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ama gerçekten yok Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen, Grup Başkan Vekili konuşuyor, dinleyelim.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Urfa'daki TOKİ'de vallahi de billahi de asansör çalışmıyor, çalışmıyor yani Urfa milletvekilleri buradalar, konuşsunlar.

BAŞKAN - Sayın Tanal, tamam...

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Sayın Başkanım, böyle bir usulümüz yok, ben konuşmamı tamamlayabilir miyim?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ama gerçekleri söylüyoruz usulle arkadaşlar, sözünüzü kestiysem özür dilerim.

BAŞKAN - Siz devam edin.

Buyurun.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Evet, deprem konutlarını 2'nci yılında 250 bine ulaştırmanın büyük bir onuru ve gururunu yaşıyoruz. Evet, eksikleri olabilir, bunu söyleyebilirler ama "Hiçbir şey yapılmamış ve yok." denilerek bu yapılanlarda kendilerinin de pay sahibi olduğunu kabul etmeleri çok zor bir şey değil, bunu hep birlikte yaptık. Bu ülkenin geleceği için, bu ülkenin insanları için hep birlikte yapılıyor, bu ülkenin kaynaklarıyla yapılıyor. Bunun hepimiz farkındayız, eksiği de olsa bunu takdir etmek bir başarıdır diye söylemek isterim.

Emeklilerimizin durumunu takip ediyoruz. Evet, 4 milyona yakın emeklimizin en düşük maaşı aldığının farkındayız, bununla ilgili de çalışmalarımızı yapıyoruz. İnşallah en kısa sürede bu konuyla ilgili çalışmalar kamuoyuyla paylaşılır ve biz hiçbir zaman mağdur etmediğimiz gibi bu dönemde de yine emeklilerimizi, ihtiyaç sahiplerini korumaya ve kollamaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Zirai dondan etkilenen çiftçilerimizle ilgili yaptığımız çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sigortası olmayanların hiçbir para alamayacağı iddia edildi, böyle bir gerçeklik yok. Sigortası olmayan, zirai dondan etkilenen çiftçilerimizin de incelemeleri yapılıyor ve onlara da her türlü destek verilecek, onlar da zor durumda bırakılmayacak. Ki bu konuda Mecliste bir Komisyon kuruldu, Komisyon da çalışmalarını yapıyor. Hiç endişe etmesin çiftçilerimiz, onların her birine, zirai dondan etkilenen her çiftçimize mağduriyetlerini giderecek bir çalışmanın içerisindeyiz.

Bu ülkenin kaynaklarını kim yandaşlarına aktarıyor, kim kongrelerine finansman yapıyor, bunu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Teşekkür ederim efendim.