GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Birleşimi yöneten Başkan Vekili Pervin Buldan’a ve yeni dönemde görev alan tüm milletvekillerine, vefat eden eski Manisa Milletvekili İsmail Bilen’e, Hatay'ın ana vatana katılışının yıl dönümüne, İsrail’in saldırılarına, yerli ve millî savunma sistemlerine, İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:24.06.2025

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de öncelikle yeni görevinizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle de Başkanlık Divanında görev alan tüm milletvekili arkadaşlarımızı, komisyon başkanlıklarında görev alan tüm milletvekili arkadaşlarımızı, Grup Başkanı veya Grup Başkan Vekili olarak görev alan tüm arkadaşlarımızı tekrar tebrik ediyorum.

Evet, hepimiz dün maalesef acı bir haberle, İsmail Bey'in vefatıyla büyük bir üzüntü yaşadık. Kendisi bu Türkiye Büyük Millet Meclisinde 22, 23, 26 ve 27'nci Dönemlerde birlikte mesai yaptığımız kıymetli bir milletvekilimizdi; Manisa'ya hizmet etmiş, ülkesine hizmet etmiş kıymetli bir dava arkadaşımızdı. Kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz; sevenlerine, tüm camiamıza da başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun inşallah.

Bugün 24 Haziran ama dün, 23 Haziran 1939'da Hatay'ın ana vatana katılışının yıl dönümüydü. Bu vesileyle, Hatay'ın ana vatan Türkiye'ye katılmasının resmiyet kazandığı gün olarak tekrar hatırlamak ve kutlamak istiyoruz. Hatay binlerce yıllık tarihi, zengin kültürü ve vatan sevdalısı insanlarıyla milletimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Hatay'ın Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılması sadece bir coğrafi birleşme değil, aynı zamanda milletimizin azim ve kararlılığıyla yürüttüğü bir diplomasi zaferidir. Hatay'ın, 6 Şubat depremleri sonrasında yeniden inşası ve ihyası için de kararlılıkla büyük bir azimle ve şevkle çalışıyoruz. İnşallah, en kısa zamanda da Hatay eski ihtişamlı günlerine dönecektir diyoruz.

Maalesef ülkemizin de içinde bulunduğu bölge coğrafyamızda yeni sınamalardan geçmekteyiz. İsrail'in Filistin'e yönelik hukuksuz saldırıları masum sivillere yönelen katliamlar ve bölgede giderek derinleşen insani kriz sadece Orta Doğu'nun değil, insanlığın ve tüm dünyanın da vicdanını yaralamaktadır. İran ve İsrail arasındaki gerilim bölgesel barışı tehdit ederken Filistin halkı her geçen gün daha da ağırlaşan bir işgal düzenine mahkûm edilmektedir. İsrail'in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve son olarak İran'a yönelik saldırıları artık bir devletin meşru müdafaa hakkından çok uzak bir haydut devleti pratiğiyle yürütülmektedir. İran'ın bu saldırılara karşı uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa hakkını kullanması doğal, hukuki ve meşrudur. Ancak asıl tehlike bölgemizde sınırları yeniden şekillendirmek isteyenlerin taşıdığı niyettedir. İşte, tam da bu noktada, böyle bir dönemde Türkiye'nin başında kararlı ve dirayetli bir lider olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın, Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunması çok önemlidir ve kıymetlidir. Bu tehlikeleri sadece önden gören değil, bunlara karşı tedbirlerin alınması için yirmi iki yıldır iktidarımızla birlikte alınabilecek tüm tedbirleri de ortaya koyan cesur bir liderin liderliğinde bugün Türkiye bölgede önemli bir rol oynamaktadır. Türkiye'yi dönüştüren ve değiştiren özellikle savunma sanayimizde yaptığımız dönüşümler ve değişimlerle bu gücümüze güç katmaktayız. Bir zamanlar kalorifer peteğine benzediği iddiasıyla alay edilen millî muharip uçağımız KAAN, bugün gökyüzüyle buluşmuş, dost ve düşman herkese Türkiye'nin iradesini göstermiştir. Sadece KAAN değil, ATAK helikopterinden GÖKBEY'e, Anka ve Akıncı'dan KIZILELMA'ya, MİLGEM'den TCG ANADOLU'ya, SİPER, HİSAR ve diğer hava savunma sistemlerimize kadar bugün sahada etkinliği kanıtlanmış yerli ve millî savunma ürünlerimizle âdeta bir teknoloji devrimi gerçekleştirilmiştir. Türkiye, gökyüzünde ve menzilin ötesinde artık caydırıcı bir güçtür. Bugün konuştuğumuz her bir füze sistemi geçmişte "Yapamazsınız." diyenlere verilmiş bir cevaptır. Biz sadece savunmuyor, gerektiğinde en hassas hedefleri etkisiz hâle getirebilecek kabiliyete de sahip olduğumuzu gösteriyoruz.

Bugün Türkiye'nin dış politikasıyla ilgili söz söyleyenleri, zamanında Hamas'a "terör örgütü" diyenlerin bir kere daha dönüp kendi düşüncelerini sorgulaması ve bütün dünyanın vicdanını sızlatan Gazze olaylarında Hamas'ı suçlayanları da yine kendilerini bir kere daha sorgulaması noktasında uyarmak durumundayız. Akıllanma ve uslanmadan bahsedersiniz ancak yaşanılan her olayda "Acaba bir gerçeklik payı var mıdır?" diye hiç bakmaksızın her türlü söylenti veya iddiayı da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - ...çürütmek noktasında büyük bir çaba ve gayretin içerisinde olduğunu gördüğümüz ana muhalefete şunu söylemek lazım: 30'u aşkın etkin pişmanlıktan yararlanarak, seçilmiş İBB Başkanının yaptığı işleri anlatanların olduğunu hatırlatmak isterim. Bunların hepsi yargı sürecinde, mahkemede, zamanı geldiğinde zaten tek tek, tek tek kimin ne yaptığı değerlendirilecek ve cezası neyse de alacaktır. Ancak insan bir kere bile olsun şu şüpheden bahsetmez mi? "Varsa bir suçu ve cezası gereken yapılsın." demeyenlerin kalkıp bu ülkede akıllanmaktan ve uslanmaktan bahsetmesini anlamlandıramıyorum. Kendileri haftada bir Silivri'ye gidip ne yapacaklarının talimatlarını hâlâ bir kişiden alıyorlar. CHP'yi bu noktaya getiren bu anlayışı da kınıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) - Tamamlıyorum Başkanım.

İki yıl önce yere göğe sığdıramadıkları, peşine bir sürü insanın da ortak olarak aday olarak gösterdikleri eski Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu hakkında söylenenlerle ilgili cesurca çıkıp savunamadıkları için lütfen kendi siyasetlerine, kendi anlayışlarına bu ülkeyi feda etmesinler. Bu ülkenin hâkimleri de savcıları da görevlerini yapacaklardır. Siz her ne kadar engellemeye çalışsanız da bağımsız yargı işini yapacaktır ve sonucu hep birlikte göreceğiz diyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.