GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:17.06.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA CENGİZ ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkan, öncelikle, hayırlı olsun size ve Divanınıza.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Gerekçemizin son cümlesi şuydu: "İsrail'in, Netanyahu hükûmetinin savaş politikalarına hizmet eden anlaşmaları sonlandırmak ve Filistin soykırımın engellenmesi için acilen atılması gereken adımları tartışmak..." Şimdi, bu cümlenin anlamı bizce şu, grup önerimizin aslında getirmek istediği nokta da şu; bizden önce değerli önergeler oldu, değerli konuşmalar oldu, bunun da farkında olarak bir şeyin altını çizmek istiyoruz: Bir meseleyi, bir olguyu gerçek anlamda sonlandırmak istiyorsak o sonucun kök sorununa değinmek zorundayız. Bugün, evet, hepimizin üzerinde ortaklaştığı yakıcı bir gerçek var: İsrail, Filistin'de soykırımcı politikalara imza atıyor; İran saldırısıyla birlikte, sadece İran halkını değil Orta Doğu halklarının bir bütününü soykırımının eşiğine getirmek üzere ve dünyamız bu yönüyle Orta Doğu merkezinde yeniden bir değişim, dönüşüm sürecini yaşıyor.

Peki, size soruyoruz: İsrail'in bu politikaları tam olarak dünya sisteminde nereye oturuyor? İsrail, sadece kendi devlet güvenliği için mi, kendi güvenliği için mi adım atıyor yoksa kriz hâlinde olan kapitalist-emperyalist sisteme nefes aldırmak için, onun krizini aşmak için koçbaşı görevini mi görüyor? "Kök sorun" dediğimiz tam da bu. Kuru İsrail karşıtlığı, kuru soykırım karşıtlığı tıpkı 20'nci yüzyılda olduğu gibi 21'inci yüzyılda da halkların başına bela olmasını engelleyemeyecek. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları, paylaşım savaşları bizi fazlasıyla derslerle, ödevlerle 21'inci yüzyıla taşıdı. Getirilmek istendiğimiz nokta şu değerli arkadaşlar: Bakın, İsrail, bugün kapitalist-emperyalist sistemin, sınırsız sermaye birikim sisteminin bir şekilde koçbaşı olarak dünyada ABD'nin başını çektiği küresel sisteme nefes aldırmak istemekte ve 20'nci yüzyıla dayalı bütün politikalar böylece ters düz edilecek.

O yüzden DEM PARTİ olarak diyoruz ki bu geçiş sürecinde kök sorun nedir? Gerçekten bu tezgâhı bozmak istiyorsak, gerçekten bu küresel oyuna çomak sokmak istiyorsak bir oyunu bozacağız, o da şu: İki şeye karşı olacağız; emperyalist sistemin kendisine, halklara dünyayı zehir eden sermayeden yana bu sistemin kendisine amasız fakatsız düşmanlık yapacağız, karşısında olacağız ve bunun yolu ne? Bunun yolu, elbette ki İsrail'in önünü açan, savaş ve soykırım politikalarının önünü açan anlaşmaları bozmak, onlara geçit vermemek. Bunun yolu ne? Bunun yolu yeni düzenlemelerle, yeni hamlelerle bu oyunu bozmak. Gerçek vatanseverlik, gerçek yurtseverlik, gerçek soykırım karşıtlığı ancak bununla mümkündür.

Bakın "canavarlar zamanı" dedi değerli hatip; katılıyoruz, evet, canavarlar zamanı. 20'nci yüzyıla dayalı statüko ölüyor, 21'inci yüzyılda emperyalist sistem kendisine yeni bir dünya arıyor, yeni bir yol arıyor. Peki, bizim yolumuz ne olacak? Bizim yolumuz da şudur: Bir, emperyalist yayılmacılığa karşı olacağız, bunun bütün sonuçlarıyla yakıcı bir şekilde mücadele yürüteceğiz; iki, bu emperyalist müdahalelere alan açan, zemin sunan Orta Doğu'daki ulus devletçi tekçiliğin, otoriter, antidemokratik bütün rejimlerin de karşısında olacağız yani üçüncü yol politikasına alan açmak zorundayız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

İran'ın bugün yaşadığı kriz, sadece İsrail saldırganlığı karşısında yaşadığı kriz acziyet değildir, kendi sistemini demokratikleştirememesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

CENGİZ ÇİÇEK (Devamla) - Tam da bu anlamda "barış ve demokratik toplum süreci" olarak nitelendirilen bu süreç Türkiye'de dış müdahalelere zemin sunmayan, dış müdahaleleri boşa çıkaran, Türkiye halklarını hak ettiği demokratik geleceğe kavuşturan bir süreç olarak tariflenmeli. Bu oyunu her birimizin bozması gerektiğini düşünmekteyiz.

Son olarak, evet, zaman, canavarlar zamanı ama zaman, aynı zamanda kapitalist-emperyalist yayılmacılığın ve onun antidemokratik, ulus devletçi rejimlerinin karşısında; zaman, Orta Doğu ve dünya halklarının demokratik ulus perspektifinde enternasyonal bir ruhla buluşma mücadelesini büyütme zamanı; zaman, gerçekten halkların zamanı; zaman, gerçekten halkların demokratik geleceğini hep birlikte kurma zamanı. Buna varsak hep birlikte tarihi biz yazacağız, yoksak tekrar bir yüzyılı daha ıskalamış olacağız diyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)