| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 03.06.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA ERTUĞRUL KAYA (Gaziantep) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri YENİ YOL Grubumuz ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün "yargı reformu" diye adlandırdığımız bir torba kanunu konuşuyoruz yani yine bir reform iddiası. Değerli arkadaşlar, bir şeyin adına "reform" deyince reform olmuyor. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçtiğimiz 2018 yılından bu yana adına "reform" dediğiniz nice paketleri açıkladınız, yasa tekliflerini yasalaştırdınız; "Türkiye büyüdü." dediniz, "adalet" dediniz; peki, sonuç? Sonucu size söyleyeyim: Bütçe açığı büyüdü, hazinenin borcu büyüdü, esnafın borcu büyüdü, küçük işletmecinin borcu büyüdü, çiftçinin borcu büyüdü, cari açık büyüdü, gelir dağılımı arasındaki uçurum büyüdü, çarşı pazar enflasyonu büyüdü, işsizlik büyüdü. "Faizi ve enflasyonu düşüreceğiz." dediniz, faizi de enflasyonu da her ikisini de çift hanelere demir attırdınız. "Bari rezervleri satayım." dediniz, kuru yine dengeleyemediniz. "Faizi artırayım da bari kuru düşüreyim." dediniz, kuru da düşüremediniz. Sonra "Biz zaten rekabetçi kur, yüksek kur istiyoruz." dediniz, yalpalayıp durdunuz, olan milletimize oldu; bu milleti fakirleştirdiniz, bu milleti yoksulluğa mahkûm ettiniz. Şimdiki iddianız yine bir yargı reformu.
Niyetiniz gerçekten reform yapmaksa şu soruların cevabını sizden almak isteriz: Yaklaşık 190 kez değişiklik yapılan Kamu İhale Kanunu'nu çıkış amacına uygun hâle getirecek düzenlemeleri yapacak mısınız? Tüm ihaleleri açık, şeffaf ve fırsat eşitliğine dayalı hâle getirecek misiniz? Yoksa yine sadece 3-5 kişiyi zenginleştirmeyi, ülkeyi kalkındırmak sanmaya devam mı edeceksiniz? Tüm kurumları Sayıştay denetimine açacak mısınız? Harcamalarda önceliklendirme yapacak mısınız? Maliye politikanızda kurallar olacak mı? Hani, vaktiyle Sayın Ali Babacan'ın hazırladığı, Sayın Erdoğan'ın da reddettiği mali kuralı, onu getirecek misiniz? Keyfîliği terk edecek misiniz? Kara delik hâline gelen Varlık Fonunu kapatacak mısınız? Bir diğer kara delik olan kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili ne yapacaksınız? Kanal İstanbul gibi rant projelerinden vazgeçecek misiniz? Merkez Bankasını gerçekten bağımsız çalıştıracak mısınız? Yoksa yine canınız sıkıldıkça başkanı görevden almaya devam mı edeceksiniz? Merkez Bankası bilançosundaki ihtiyat akçesini pervasızca harcamaya devam edecek misiniz? Sayın Ali Babacan'ın ekonominin başında olduğu dönemde biriktirilen Merkez Bankasının döviz rezervlerini arka kapıdan sattınız, "Bu memleketin kara gün parasıdır." diye biriktirilen Merkez Bankasının yedek akçe hesaplarını harcayıp bitirdiniz. Şimdi buradan soruyorum: Bu mirasyedilikten vazgeçecek misiniz? Kamu bankalarını siyasi mülahazalarla kredi vermeye zorlamaktan vazgeçecek misiniz? Türkiye İstatistik Kanunu'nu değiştirecek misiniz? TÜİK'i tam bağımsız bir kurum hâline getirecek misiniz? Kurumlar rakamlarla oynama alışkanlığını bırakacaklar mı, yoksa vatandaşlara gerçekleri söylememeye devam mı edecekler? Eş dost ve partili kayırmacılığa son verecek misiniz? Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldıracak mısınız? Sayın Ali Babacan'ın Ekonomi Bakanlığı döneminde Merkez Bankasının yaptığı bütün döviz işlemleri anında "web" sitesinde ilan ediliyordu. Devletseniz şeffaf olacaksınız, hesap vermeye her an hazır olacaksınız, bu size miras kalmadı. Merkez Bankasının "web" sitesinde en son döviz müdahale tarihi arkadaşlar, 2014 tarihi olarak görülüyor. Ali Babacan 2015 Ağustosunda görevinden ayrıldı, 2014 ile 2015 Ağustos ayına kadar Merkez Bankasının dövize müdahalesi de olmadı. 2015 yılından sonra Merkez Bankasının dövize müdahalelerini niçin açıklamıyorsunuz? Merkez Bankası rezervlerini hangi kurdan, hangi yöntemlerle kimlere sattınız? Niçin açıklamıyorsunuz?
Evet, değerli arkadaşlar, gerçekten bu ülkede reform yapacaksanız önce bu sorulara samimi ve doğru cevaplar vererek işe başlamanız gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, yaptığınız şey eksik gedik, geçici çözümlerden ibaret. Gerçek bir hukuk devleti inşa etmeden, adaleti tesis etmeden Türkiye'nin hiçbir sorunu çözülemeyecek ve bugüne kadar da çözemediniz. Bir ülkenin adaletle yönetilip yönetilmediğinin en somut göstergesi toplumda gelir dağılımının adil olup olmadığını ölçen Gini katsayısıdır. Ülkemizde bu katsayı yani sosyal adaletsizlik son on yılın en yüksek seviyesine çıktı.
Değerli arkadaşlar, 43 milyon kredi borçlusu, 23 milyon derdest icra dosya sayısı, 12 milyon soruşturma dosyası, yüzde 140 doluluktaki cezaevleri; sonuç ortada. Sorunun kaynağını başka yerlerde arıyorsunuz ancak hukuk devleti olmadan hiçbir sorunun çözülmeyeceğini, bu hakikati kabul etmeden de yolunuza devam ediyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, biz DEVA Partisi olarak, sorunlarımızı derinleştiren, siyasal kutuplaşmayı ve toplumsal bölünmeyi körükleyen bu sistemin derhâl sona erdirilmesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin uygulandığı günden bu yana ülkemizde "Şu da olumlu oldu, bu sistem olmasaydı bu olumlu şey de olmazdı." diyebileceğimiz tek bir konu var mı diye buradan bir kez daha soruyorum, meseleye gerçekten objektif bakarak soruyorum. Değerli arkadaşlar, ortada çözülen sorun morun yok. Her türlü keyfîliği sıradan hâle getiren mevcut yönetim sisteminde denge ve denetleme mekanizmaları tamamen ortadan kaldırıldı, Meclis de yargı işlevini önemli ölçüde yitirdi; demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkeleri terk edildi; siyasal kutuplaşma ve toplumsal bölünme maalesef giderek derinleşiyor.
Evet, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin hayrına olan; devletin vatandaşına hesap verdiği, şeffaf olduğu, öngörülebilir, adil, Anayasa ve yasalara bağlı bir yönetim sisteminin derhâl inşa edilmesi gerekiyor. Türkiye'nin ihtiyacı sadece yönetim sisteminin değişmesi değildir, Türkiye'nin ihtiyacı aynı zamanda yönetimsiz zihniyetinin de değişmesidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)