GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:93
Tarih:29.05.2025

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 9'uncu maddesi üzerine parti grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bir hükûmet, yargıyı iktidarını sürdürmenin aracı hâline getiriyorsa o ülkede ne haktan ne hukuktan ne de adaletten söz edilebilir; bugün tam da bunu yaşıyoruz. Tek adam rejimiyle birlikte ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetmeye başladınız. Hukukun temel kavramlarını ve Anayasa'yı yok sayarak yaptığınız her düzenleme Anayasa Mahkemesinden geri dönüyor. Sonra aynı düzenlemeleri bu maddede olduğu gibi bir torba kanun içine koyarak tekrar önümüze getiriyorsunuz. Buna sadece bir usul hatası diyemeyiz. Bunun adı güç zehirlenmesidir, kibirdir, Anayasa'yı ve hukuku yok saymaktır, Parlamentoyu görmezden gelmektir.

Görüşmekte olduğumuz 9'uncu madde, Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılan sınavlarda görevlendirilen personele ücret ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenliyor. Kanun hükmünde kararnameyle düzenlediğiniz bu madde, yetki aşımı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Şimdi, aynı maddeyle karşımızdasınız; bu anlayışla, bu kafayla bir yere varamazsınız.

Değerli milletvekilleri, konu Diyanet İşleri Başkanlığı olunca söyleyecek çok söz var. 130 milyarlık bütçesiyle, ayrı ayrı olmak üzere 6 bakanlığın bütçesini geride bırakan bir kurumdan bahsediyoruz. Bu kadar devasa bütçeye sahip bir kurum ne iş yapar? Vatandaşın hangi derdine derman olur? 2025 yılında yapılan bir ankete göre Diyanet İşleri Başkanlığına olan güven dibe vurmuş, vatandaşların yüzde 83'ü güvenmediğini belirtmiş. Aynı ankete katılan kurum personelinin yarısı özellikle hac, umre ve yurt dışı görevlendirmelerinde adil davranılmadığını düşündüğünü ifade etmiş. İşte, kamu kurumlarını nasıl çürüttüğünüzün ve adaleti zedelediğinizin fotoğrafı.

Değerli milletvekilleri, kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adını hutbelere almayan bir kurumdan bahsediyoruz. Üzerine basa basa tekrar hatırlatalım: Eğer bugün camilerde ezanlar özgürce okunuyorsa bunu Atatürk'e borçluyuz.

Sadece iktidarın sesi olan Diyanet İşleri Başkanlığı başka neler yapıyor, bir bakalım: Çocuğunu okula boş beslenme çantasıyla gönderen, daha ucuz olduğu için akşam pazarını bekleyen, ayın sonunu getiremeyen vatandaşa "Tasarruf edin." diyebiliyor. Sayın Ali Erbaş'a buradan sesleniyorum: Tasarruf edilmesi gerekiyorsa o bindiğin lüks araçtan in, beş yıldızlı otellerde tatil tadında seminer düzenlemekten vazgeç.

Önümüz bayram sayın vekiller. Diyanet İşleri Başkanlığı bu yılın kurban bağışı bedelini tam 13.500 lira olarak açıkladı fakat emekliye verdiğiniz bayram ikramiyesi sadece 4 bin lira. 3 emekli bir araya gelse 1 kurban bağışında bulunamıyor; bu mudur sosyal adalet?

Alevilere ve diğer inanç gruplarına karşı mesafeli duruşunu hiç değiştirmeyen Diyanet görev alanı dışında her yerde boy gösteriyor; laik eğitimi hedef alan ÇEDES Projesi'nde Diyanet var, hastanelerde bilimsel sağlık hizmetini gölgeleyen Manevi Destek uygulamasında da Diyanet var ama her şeye karışan Diyanetin kadın cinayetlerini önlemeye dair akılda kalan, etkili tek bir sözü bile yok, "Kadın ile erkeğin arkadaşlığı zinaya sürükler." demekte bir beis görmüyor. Temel hak ve özgürlükleri hiçe sayarak kadınların giyiminden yaşam tarzına kadar her alana müdahale ediyor, çağ dışı açıklamalara imza atıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şunu açıkça vurgulamak istiyorum: Dini siyasete alet etmek bu memleketin başına gelebilecek en büyük felakettir.

Değerli milletvekilleri, daha önce Diyanet İşleri Başkanına yaptığım "Gel, birlikte akşam pazarına çıkalım." çağrımı yineleyerek sözlerimi tamamlıyor, Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)