| Konu: | 23'üncü Dönem BDP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani'nin vefatına, "Aile Yılı"na, ara zamma, TÜRK-İŞ'in açıkladığı yoksulluk ve açlık sınırına, çocuk yoksulluğuna, bayram ikramiyesine ve Meclisin görevine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 28.05.2025 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, evet, bu sabah, halkımızın onurlu mücadelesinde büyük emeği olan, demokratik siyaset geleneğimizin güçlü isimlerinden, öncü neferlerinden olan 23'üncü Dönem Hakkâri Milletvekilimiz Hamit Geylani'yi kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. HEP'ten DEP'e, DEP'ten BDP'ye, BDP'den HDP'ye kadar çeşitli görevler aldı ve her süreçte eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yanımızda, yanı başımızdaydı. Eş Genel Başkanlığımızı da yürütmüş olan Sayın Hamit Geylani sadece bir siyasetçi değil aynı zamanda bir şair, bir yazar, aydın, halkı için mücadele eden bir yoldaşımızdı. Gerçekten çok üzgünüz. Hamit ağabey her koşulda barışa inanırdı, insanlar arasındaki eşitliğe inanırdı, halklar arasındaki eşitliğe inanırdı ve bunun için de bütün hayatını bu mücadeleye adamıştı. Onun mücadele azmi, düşünsel derinliği ve tevazu dolu yaşamı aslında bizlere bundan sonra da rehber olmaya devam edecek. Kendisine, milletvekilimize Allah'tan rahmet, değerli ailesine başsağlığı dileklerimizi iletiyor, bütün halkımızın başı sağ olsun diyoruz. Bundan sonra da onu mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.
Sayın Başkan, sayın vekiller; Kars son zamanlarda en fazla kadın cinayetleriyle gündeme gelen illerden biri olmaya başladı. Kars'ın Susuz ilçesinde Büyükçatak Afet Evleri köyünde 20 yaşındaki Hazal Mengüverdi eşi Emre Mengüverdi tarafından boğularak katledildi. Şimdi, Kars kadın cinayetlerinde aslında ülke ortalamasının altında değil. Bütün ülkede kadın cinayetleri her geçen gün artıyor. Bu konuda koruma kararları olmasına rağmen, kadınlar koruma altındayken katlediliyor. Çocuklarsa hem şiddete maruz kalıyorlar hem de yaşamlarını ebeveynleri yani anneleri yaşamını yitirdikten sonra fail ailelere teslim edilerek yeni bir şiddetin, yeni bir istismarın, yeni bir travmanın aslında kucağına bırakıyorlar tam da bu olayda olduğu gibi. Evet, fail tutuklandı, Emre Mengüverdi ama Hazal Mengüverdi'nin 2 yaşındaki çocuğu aileye teslim edildi yani Emre Mengüverdi'nin, failin ailesine teslim edildi. Bunun idari bir karar olmadığının, aslında açık bir hak ihlali olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Devletin görevi çocuğu fail aileye teslim etmek değil çocuğun üstün yararını hem anayasal devlet gereği hem uluslararası sözleşmeler gereği koruması gerekiyor ve bu konuda adım atması gerekiyor.
Şimdi, iktidar "Aile Yılı" dedi, her şeyi aileye sıkıştırdı. Bu ailenin içinde kadınlar katlediliyor, bu ailenin içinde çocuklar istismar ediliyor. Bu "Aile Yılı" adı altında yürütülen politikaların her gün, her geçen gün kadınların yaşamına mal olan yeni bir döneme yol açtığını da görüyoruz. O anlamıyla, yeniden söyleyelim, devletin görevi aslında iktidar sahiplerinin ideolojik, politik bakışlarına göre bir rejim inşa etmek değil tam da yaşam hakkını ve bütün hukuksal haklarını güvence altına alacakları bir düzeni, bir hukuk devletini, bir yaşam güvencesini içeren bir sistemi inşa etmektir; kadınların temel hak ve özgürlüklerini korumaktır. Onun için buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz: İstanbul Sözleşmesi'ne derhâl geri dönülmelidir. 6284 etkin uygulanmalıdır. Çocukların fail ailelere teslim edilmesinden hızla vazgeçilmeli ve çocuk hakları konusunda bağımsız ve uzmanlaşmış bir çocuk koruma sistemi derhâl hayata geçirilmelidir. Kadına yönelik şiddetle mücadele koordinasyon kurulları etkinleştirilmeli, Kars başta olmak üzere tüm illerde yeterli sayıda, nitelikli sığınmaevi ve çocuk izleme merkezlerinin açılması gerekiyor. Bu konuda 3 bakanlığa da Adalet, İçişleri ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına da soru önergeleri verdik, konunun takipçisi olmaya da devam edeceğiz.
Sayın Başkan, sayın vekiller; evet, temmuz ayı geldi ve milyonlarca işçinin, emekçinin ara zam talebi ayyuka çıkmış durumda. TÜRK-İŞ'in Nisan 2025 verilerine göre açlık sınırı 24.035 TL'ye, yoksulluk sınırı 78.292 TL'ye çıkmış. Peki, bu ülkede asgari ücret ne kadar? Sadece 22.104 TL. Yine, aynı şekilde 4 milyon emeklinin aldığı en düşük emekli ücreti ne kadar? 14.469 TL ve Türkiye'de çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 50'si asgari ücretle çalışıyor. Şimdi, baktığımız zaman, bir ara zam talebi... Hükûmet "İhtiyaç olursa yaparız." demişti; e, ihtiyaç var, enflasyon almış başını gidiyor; enflasyon puanlama farkları yüzde 17, yüzde 18'e çıkmış yani yıl içerisinde asgari ücretlinin maaşı yüzde 17, yüzde 18 oranında erimiş, tuz olmuş, neredeyse pul olmuş ama buna karşı büyük bir sessizlik olduğunu görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim.
Ayrıca, Türkiye'de yaşanan derin bir çocuk yoksulluğu var. Neden? Bu ücretlerin düşük olması nedeniyle. OECD'nin verilerine göre Türkiye'de her 5 çocuktan 1'i yetersiz bir şekilde besleniyor ve okula aç gidiyor. Bakın, bodur bir nesil yetişiyor. Yetersiz beslenmeden dolayı çocuklarda derin anemiler, kısa boy, bodurluk, saçkıranlar, kırık saç ve birçok aslında metabolik, fiziksel ve zihinsel gelişim geriliği oluyor ama bütün bunları duyan, bütün bunlara kulak kabartan yok.
O anlamıyla, bir kez daha hızlı bir şekilde söylemek istiyoruz: Bugün itibarıyla en düşük asgari ücret ve emekli maaşı yoksulluk sınırının yarısı olan 39 bin TL'ye çıkarılmalı, kamu emekçilerinin maaşları da bu doğrultuda düzenlenmelidir. Daha fazla işçiyi, emekçiyi enflasyonun karşısında mağdur eden, onları yoksulluğa iten, çalışırken yoksulluğa mahkûm eden bu düzenden hızla vazgeçilmelidir. Temmuz ayında asgari ücretliye, emekliye ara zam talebimizi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ve yine önümüzde Kurban Bayramı geliyor. Kurban ikramiyelerinin, bayram ikramiyelerinin ne kadar aslında az olduğunu burada çok tartıştık. Yasa geçerken de konuştuk ama bir kez daha söylüyoruz: Verilen Kurban ikramiyesiyle 2 kilo et bile alınamıyor. O anlamıyla, Kurban ikramiyelerinin de en az bir asgari ücret düzeyine çıkarılması ve emeklinin yüzünün güldürülmesi gerekiyor. Bu Meclis, artık daha fazla KHK yasalarını getirip yasallaştırmak için değil gerçekten bu ülkedeki halkların, işçilerin, emekçilerin, kadınların, çocukların derdine derman olacak yasalar yapmalıdır; bu bir sorumluluktur, bu bir görevdir, hiç kimse bu görevden kaçmamalıdır. Hükûmeti göreve, halkın sorunlarını çözmeye davet ediyoruz.
Teşekkür ederim.