| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 27.05.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu olarak araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin bugünkü önerimizin konusu Türkiye ekonomisinde yaşanan sıkıntılar ve bunların çözümüne ilişkin hususlar.
Şimdi, şu, 19 Mart 2021 tarihli Yeni Şafak gazetesinin manşeti değerli arkadaşlar. Yeni Şafak gazetesini tarif etmeye gerek yok, Erdoğan'ın yılmaz savunucusu olan gazete. Burada, o zaman yönetimde olan Naci Ağbal'a "Bu Operasyonu Kim Adına Çektiniz" diye sordular ve bu manşetlerden sonra Naci Ağbal ve hatırlarsanız Lütfi Elvan görevden uzaklaştırıldı. Ondan sonra, yeni bir ekip geldi, Şahap Kavcıoğlu ve Bakan Nebati ekibi, onların yaptığını zaten anlatmaya gerek yok, Türkiye'yi içinden çıkılmaz bir duruma getirdiler. Ondan sonra, onlar gitti, daha sonra onların politikalarına "irrasyonel" diyen, rasyonel politikalarını uyguladığını iddia eden Mehmet Şimşek ekibi geldi. Bu da Yeni Şafak'ın dünkü manşeti değerli arkadaşlar. Ne diyor? "Faiz Arttı" "Döviz Yükseldi Enflasyon Azdı" "Üretim Düştü Sanayi Duruyor" Efendim "Rasyonel Çöküş" "Şirketler İflas Ediyor" Yani biz bile bu kadar katı eleştiremiyoruz iktidarı. Tabii, amaç iktidarı eleştirmek değil, burada bir iyi niyet de yok, onu söyleyeyim. Şimdi, Yeni Şafak'ın bugünkü amacı da bugünkü ekonomi yönetimini göndermek, geçmişte Naci Ağbal yönetimini gönderdiği gibi, sanki kendileri geldiğinde daha iyi yapacaklarmış gibi. Bu neyi gösteriyor? Bu manşetleri niye gösterdim size? Artık, AK PARTİ hükûmetlerinin daha doğrusu Başkan Erdoğan'ın getireceği bir ekip kalmadı yani bir tanesi gitti, öbürü geldi, ona rahmet okuttu. E, şimdi yeni bir tanesi geldi, bunu göndermeye çalışıyorlar, bu programın çalışmadığını da gördük. Dolayısıyla yapılması gereken şey nedir? Ya, bir toplumsal mutabakatla bir ekonomik program uygulanmak durumundadır Türkiye'de; toplumun bütün kesimlerinin inandığı, güvendiği, elini taşın altına koyabileceği bir program uygulanmak durumundadır.
Şimdi, normal şartlarda bizim bir muhalefet olarak böyle bir öneride bulunmamamız lazım yani "Kendiniz bozdunuz, kendiniz yapın kardeşim, biz niye taşın altına elimizi koyalım?" dememiz lazım ancak vatan, millet sevgimiz bizi böyle bir öneride bulunmaya itiyor ve iktidar tarafının da normal şartlarda her araştırma önergesine "hayır" dediği gibi bu önergeye "hayır" demeyip "Evet, bu araştırma komisyonunu kuralım, hakikaten bizim hiçbir ekibimiz bunu yapamıyor ve biz bunu yapalım. Gelin, beraber bu Türkiye'nin sorunlarını çözelim, Türkiye'yi bu sıkışmışlıktan kurtaralım." demesi gerekiyor. Fakat rasyonalite olmadığı için, siyaset de rasyonel zeminde yapılmadığı için böyle bir duruma tabii ki AK PARTİ Grubu yanaşmıyor.
Şimdi, sorunları burada söyledik. Tabii, Yeni Şafak'ın söylemediği başka sorunlar da var. Şu anda emeklilerin yüzde 80'i açlık sınırının altında maaş alıyor, çalışanların yüzde 50'si yine açlık sınırının altında ücret alıyor, bütçe açıkları yükselmiş, esnaf kepenk kapatıyor, ihracatçı rekabet edemiyor. Değerli arkadaşlar, atıl işsizlik oranı, daha doğrusu, atıl iş gücü oranı yani geniş tanımlı işsizlik 2014'ten beri tarihin en yüksek seviyelerine çıkmış durumda; kimse önünü göremiyor, krediye erişilemiyor. Şimdi, peki, bunları çözmek için birkaç tane şey üzerinde konuşalım yani bu sorunların bir kısmının çözülmesi lazım. Diyelim ki şöyle bir parametreyle "Emekli maaşları artırılsın." dediğimizde buna kim karşı çıkıyor? Mehmet Şimşek karşı çıkıyor, diyor ki: "Bütçe açığımız zaten yüzde 5, bunu daha fazla artıramayız." "Asgari ücret artırılmalı." diyoruz. Asgari ücret şu anda 4.500 lira civarında açlık sınırının altında değil mi? Bu sefer sanayici diyor ki: "Ben çok zordayım yani alın anahtarı size vereyim." Orada bir zorluk var. Nihat Zeybekci diyor ki: "Asgari ücreti artırırsanız enflasyon yapar." Orayı artıramıyorlar. Şimdi, "Kur bu seviyede gitmez, kur artsın." deseniz "Kur-enflasyon geçişkenliğinden dolayı enflasyon artar." deniliyor. Peki "Faiz zaten çok yüksek, faizi biraz daha artıralım. Belki iyi olur." diye düşündüğünüzde bu sefer "Faiz bir maliyet unsuru olduğu için geliyor, tekrar enflasyon oluyor, enflasyon artıyor, işletmeler zora giriyor, büyüme duracak, istihdam düşecek." deniliyor. "Ya, peki, faizi artırdık, olmuyor. Faizi düşürsek nasıl olur?" diye baktığınızda bu sefer sıcak para gelmeyecek, ödemeler dengesinin finansmanında zorlukla karşılaşacağız. Yurt içindeki yerleşiklerin mevduatından bu sefer faizler düştüğü için döviz de kayacak. "Kur artacak." deniliyor, faizleri düşüremiyorsunuz ve "Krediler çok kısıldı, piyasa çok daraldı, krediyi biraz genişletelim." deseniz enflasyon artıyor. Biraz uyumada olan cari açık tekrar kafasını kaldıracak. "Artırmak olmadı, hadi kredileri kısalım." deseniz bu sefer daha büyük durgunluk, daha büyük iflas olacak. Değerli arkadaşlar, bu örnekleri şunun için veriyorum: Nereye dokunsanız, hangi politikayı ele alsanız her taraf birden patlıyor. O yüzden, bu krizin aşılması ancak bir toplumsal mutabakatla olur, herkesin işin içerisinde olduğu bir mutabakatla bu yapılabilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Usta.
Buyurun.
ERHAN USTA (Devamla) - Hükûmete bakıyorsunuz, gelen torbalar var, gelen torbalarda bunları düzeltecek hiçbir şey yapılmadığı için hâlâ Sayıştay denetimi dışına çıkmaya çalışıyor, hâlâ kamu ihale mevzuatının dışına çıkmaya çalışıyor. Herkes bedel ödüyor, bedel ödemeyen tek bir yer var, o da Sayın Erdoğan ve iktidarı. "Kamu harcamalarını kısın." diyorsunuz "İtibardan tasarruf olmaz." deniliyor. Şimdi, dolayısıyla, burayı aşmanın tek bir yolu vardır, bu da toplumsal mutabakatla bir program uygulamaktır. Bu da ancak nasıl olur? Erdoğan'ın kendi inisiyatifiyle "Ben seçime gideceğim ancak seçime kadar bir toplumsal mutabakatla gelin bir ekonomik program uygulayalım." demesiyle olur. Mehmet Şimşek politikaları... Burada bir sıkışmışlık var, işte onu eleştiriyoruz ama giderse kim gelecek? Eski ekip çok daha kötü, Türkiye'de çok daha berbat bir durum olacak. Dolayısıyla, temel sorun nedir? Temel sorun aslında Erdoğan'ın kendisidir, bugünkü sistemdir, Erdoğan'ın yönetim tarzıdır ve çözüm de nihai çözüm de Erdoğan'ın gitmesidir diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)