GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:15.05.2025

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz kanun teklifinin 8'inci maddesiyle Anayasa Mahkemesinin 7 Aralık 2023 tarihli iptal kararında kaldırılan düzenleme bu kez yasa metnine taşınarak TRT'de kadrolu veya özel hukuk hükümlerine tabi personel unvanıyla çalışan herkese yılda 4 kez ikramiye verilmesinin yolu açılmaktadır. Biz, CHP grubu olarak, bu teklifin esas amacının AYM kararını pas geçmek değil kamu personel rejimi ve kuvvetler ayrılığı dengeleri açısından Anayasa’nın mülga 91'inci maddesinin ruhuna uygun bir düzenleme getirmek olduğuna inanıyoruz. Kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarının KHK'lerle değil doğrudan yasayla güvence altına alınması gerektiğini söyledik ve bu sözümüzün de arkasındayız. Ancak şu gerçeği de ifade etmeliyiz: Bu düzenleme yalnızca ikramiye ödemesini garanti altına almakla kalmıyor, KHK'yle sağlanan özel hukuk hükümlerine tabi personel statüsünün arkasındaki yetki kurgusunu sürdürerek yasama-yürütme ayrımını bulanıklaştırıyor. Yasama organı, temel hakları korumak yerine yürütmenin takdir yetkisini perçinleyen formüller üretmektedir. CHP olarak diyoruz ki: Yasama, milletin iradesini ve Anayasa'yı esas almalı, geçici yetki kanunlarının ötesinde muhatap personelin hakkını sağlam bir zemine oturtmalıdır.

Bu teklif tartışılırken Türkiye'de medyanın ve özellikle TRT'nin AK PARTİ iktidarı döneminde nasıl dönüştüğünü de unutmamalıyız. TRT başlangıçta tarafsız kamu yayıncılığı misyonu üzerine kurulmuşken bugün ne yazık ki dezenformasyon aygıtı hâline gelmiştir. Seçim dönemlerinde iktidarın propagandasını tek sesli biçimde yaymakta, pandemi döneminde sözde tek doğruyu sunmak gerekçesiyle farklı görüşlere yer vermemekte, canlı yayınlarında Hükûmetin günlük faaliyetlerini "haber" adı altında pazarlamaktadır. Aynı TRT, AK PARTİ'ye yakın insanlara istihdam olanağı sunan bir nepotizm merkezi hâline de gelmiştir. Elbette bu durum diğer yandaş televizyonlarda, radyo ve internet mecralarında da görülmektedir. Peki, devlet kanalı nedir? Devlet kanalı, kamu yayıncılığının evrensel ilkeleri olan tarafsızlık, çoğulculuk, şeffaflık ve hesap verebilirlik kriterlerine sadık kalarak halkın bilgi edinme hakkını koruyan, iktidardan bağımsız, denetlenebilir ve çoğulcu yayın yapan kuruluştur. Bir yayın kuruluşu hükûmetin propaganda ofisi değil halkın sesi oldu mu bu tanıma uymuş olur. Şimdi, bu tanımdan hareketle soruyorum: TRT gerçekten bir devlet kanalı mıdır yoksa iktidarın çıkarlarına hizmet eden bir araç hâline mi gelmiştir? Eğer gerçekten devlet kanalıysa -Anayasa’nın haber alma özgürlüğüne bağlılığını göstermek açısından- şu an haksız yere tutuklu bulunan Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bütün siyasetçilerin ve yol arkadaşlarımızın yargı süreçlerini kamuoyuna canlı yayınla açmaya davet ediyorum.

Sayın milletvekilleri, kendi seçim bölgem Antalya'mızdan da iki hususu burada dile getirmek istiyorum. Alanya ilçemizin tropik meyve cenneti Uğrak Mahallemizde Karayollarına iş yapan bir yüklenici firma orada bir taş ocağı kurmuş durumda. Bu taş ocağı, evlere, yer altı su kaynaklarına, tarımsal üretime zarar vermekte ve trafiği olumsuz derecede etkilemektedir. Alanyalı hemşehrilerimiz adına bir an önce bu taş ocağının köy yerleşim alanı dışına alınmasını talep ediyoruz.

Yine, Alanya ilçemizin Bayır Mahallesi 31 Temmuz 2021 büyük yangınlarında tamamen yanmıştı. TOKİ, 8 Ocak 2022 yılında mahallenin inşaatına başlamıştı. Beş ay öncesine kadar mahallemizdeki konutlar yüzde 80 ila 90 oranında bitirilmiş durumdaydı ancak son beş aydır gözle görülür bir faaliyet yürütülmemektedir. Bir an önce konutların tamamlanarak vatandaşlarımıza teslim edilmesini, çevre düzenlemelerinin tamamlanmasını talep ediyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)