GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Görüşülmekte olan torba kanun teklifinin 9'uncu maddesi üzerine grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Geçtiğimiz cumartesi günü tedavi altında olduğu hastanede vefat eden Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili ve DEM PARTİ İstanbul Milletvekili merhum Sırrı Süreyya Önder'e Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Kendisi uzlaşmacı kişiliği ve barışa olan inanç ve gayretiyle hatırlanacaktır.

Bununla birlikte, cenaze töreni çıkışı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e yönelik menfur saldırıyı da şiddetle kınıyorum. Sayın Genel Başkana geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu saldırı, siyasetteki nefret dilinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple siyasetin dili ayrıştırıcı değil kucaklayıcı olmak zorundadır.

Değerli milletvekilleri, İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırımı ne yazık ki tüm hızıyla sürmektedir. Kuruluş amacı İsrail'e hizmet olan ZIM şirketi ve Amerika Birleşik Devletleri bayraklı Maersk şirketi konteynerleri limanlarımızı işgal etmeye devam ediyor.

Konuşmama başlarken sormak istiyorum: Bu gemilerin, konteynerlerin limanlarımızda ne işi var? Üstelik bu şirketler İsrail'e direkt olarak savaş malzemesi taşıyor. Bu kirli iş birliğine artık son verin. Şimdiye kadar İsrail'e mal ve mühimmat taşıyan gemilere açık tuttuğunuz limanlarımızı bu katillere ne zaman kapatacaksınız, bade harabül Basra olunca mı? Sakın ha, milletimizin söylediklerinize kandığını düşünmeyin. Zira televizyonlar gerçeği gizlese de bu gemileri, konteynerleri herkes görüyor. Milletimiz sözlerinize değil yaptığınız işlere bakıyor, unutmayın. İsrail'e yapılan bu sevkiyatları durdurmaya gücünüz yetmiyor olabilir fakat en azından limanları bu katillere kullandırmayın, milletimize bu utancı daha fazla yaşatmayın.

Değerli milletvekilleri, torba kanun artık yeni bir yasama yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Son derece problemli olan bu yöntemle sorunların çözülmesi bekleniyor ancak şunu ifade etmek gerekir ki bozuk bir makinenin ürün üretebilmesi mümkün değildir. Nedir bu torba kanun yöntemi Allah aşkına? Birçok yasada değişiklik yapılıyor ancak teklifin bir adı bile olmuyor. Birbirinden farklı konularla ilgili değişiklikler, Anayasa uygunluğuna bakılmadan aynı torbaya sıkıştırılarak önümüze tek bir teklif olarak getiriliyor. Böylelikle vatandaşın yaşayabileceği olası mağduriyetler gizleniyor ve ne yazık ki bu düzenlemeler Meclisten geçtikten sonra acı sonuçları ortaya çıkıyor. Oysaki yasama faaliyeti şeffaf olmalıdır, milletin yararına olmalıdır ve en başta Anayasa'ya uygun olmalıdır ancak şu en temel hususlara dahi riayet edilmiyor, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisi ve vasfı göz göre göre tahrip ediliyor. Biz bunu doğal bulmuyoruz, doğru bulmuyoruz; milletin Meclisine biçilen bu rolü kabul etmiyoruz. Teklifte yok yok, Anayasa'ya aykırılık deseniz var, yasama usul ve esaslarına aykırılık var, keyfîlik deseniz teklifte o da var.

10'uncu maddeyle ilgili, anayasal bir hak olan sendikal haklar açıkça gasbedilmeye çalışılıyor. Bazı memurlar sendika üyesi olamayacakmış. Zaten sendikaları yeterince işlevsiz hâle getirdiniz, bari kâğıt üstünde dahi olsa memurlara sendika üyesi olmayı çok görmeyin.

21'inci maddeyle, tamamen bağımsız olması gereken Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanması düzenleniyor. Böylelikle, kurulun hukuk, insan hakları ve eşitlik açısından ne derece hakkaniyetli davranacağı meçhul hâle geliyor; aslında meçhul bile değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen tamamlayın.

ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Bu sistemin ortaya çıkardığı mahzurları bildiğimize göre, bu şekilde oluşturulan bir kurumun hakkaniyetli kararlar alamayacağı aşikârdır. Bu torba kanun, içeriği bakımından, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle uyum değişikliklerinden ibaret görünüyor ancak ne yazık ki bu şekilde söylendiği gibi masum bir düzenleme değil.

Son yedi yılda ülkemizde yaşanan gelişmelere bakıldığında, başarısız olduğu neredeyse her alanda ortaya çıkmış bir sistemden bahsediyoruz. Böyle bir sisteme uymak için yapılan yasal değişiklikler Türkiye'de yeni problemlerin yolunu açmaktan öteye geçmez ve bu cümlelerle sözlerimi tamamlarken Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)