Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 84 |
Tarih: | 07.05.2025 |
NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarımız; öncelikle, Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'in vefatı dolayısıyla başsağlığı dileklerimi yeniden iletmek isterim.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yasama faaliyetlerinin torba kanun yöntemiyle yürütülmeye çalışılması iktidarın en çok tercih ettiği bir yöntem. Bunu da hızlı hareket edebilmek ve çözüm yollarını hızlıca bulabilmek için -bu fikirle- yaptığını ifade etse de ne kadar işlevsiz bir yasama faaliyeti olduğunun ve insanların, yurttaşlarımızın bu yasama faaliyetinden ne kadar az faydalandığının asla farkında değil. Esasında, hukuk dilinde de böyle bir yazının olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi olarak usul yönünden torba kanunlara karşı çıkıyoruz ve itiraz yükseltiyoruz. Mantıken ve uygulama açısından 13 ayrı kanunun, 1 KHK değişikliğinin 32 maddelik bir torba yasayla getirilmesi gerçekten anlamsız ve mantıksız. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kararları arka kapıdan dolanarak yeniden önümüze getirmek de bu işin içerisinden hiçbir fayda çıkmayacağının en önemli kanıtıdır.
Şimdi, deprem illerinden gelen bir milletvekili olarak biraz kendi bölgemle ilgili yeniden sizlerle konuşmak isterim. Beklenen büyük İstanbul depreminden dolayı anlamanız gerekiyor ki gerçekten durum vahim. Bizim Hatay ilimizde hâlâ 220 bin yurttaşımız konteyner kentlerde yaşıyor; ulaşımda, sağlıkta, eğitimde birtakım sıkıntılar yaşıyoruz. Örneğin, Toprakkale-İskenderun demir yolunun İskenderun-Payas güzergâhında ihtiyaca cevap verememesi ve trafik kazaları dolayısıyla İskenderun-Payas istikametinde büyük bir yatırım eksikliği var. Aynı zamanda, depremde bize çok destek olunan bir Belen Geçidi otoyol projesi vardı; bu, hayata geçti ancak orada da kamulaştırma işlemleri ve kıymet takdirleriyle alakalı ciddi sıkıntılar var.
Daha evvel de söyledim, ben burada çok söyledim bunu ama tekrara düşmek adına değil, gerçekten acaba bu Sayın Bakanın kafasının içine nasıl girerim diye, bunu yapmaya çalışıyorum. Bakınız, iki buçuk yıl geçti; Selim Nevzat Şahin Anadolu Lisesi, Zübeyde Hanım Anaokulu, Şehit Türkmen Anaokulu hâlâ kolluk kuvvetlerinin ilçe binaları olarak kullanılıyor. Samandağ'da yine Yüksel Acun Anadolu Lisesi, İsmail ve Mehmet Selim Kara Ortaokulu, Yeşilköy ve Şaban Kahil Sürmeli Ortaokullarının Millî Eğitim Müdürlüğü ile Valilik arasında: "Yıkılacak mı, güçlendirilecek mi, yerine nasıl yapılacak?" Hatay depreminden sonra hâlâ buna karar verilmedi. İskenderun'daki Mithat Paşa İlkokulunun durumu ne? Hiçbir şekilde haber alamıyoruz, bilmiyoruz. Sembolik bir okul, mistik bir okul; İskenderun'un gözde okullarından biriydi, 7 Şubat sabahında nasıl duruyorsa hâlâ öyle duruyor. Umarım, Bakan bizi duyar ve gereğini yapar.
Şimdi, konteyner kentlerdeki çocuklar için bir nesli kaybediyoruz dedik, yine duymuyorsunuz. Bakın, tuvaletler, WC'ler hijyenden ve temizlikten gerçekten uzak. Siz 11 ili ilgilendiren, 104 milyar dolarlık maliyeti olan Kahramanmaraş merkezli depremde bu işleri yirmi beş ayın sonunda beceremediyseniz yarın 36 milyon bağımsız bölümün olduğu, 6,5 ila 7,5 milyon riskli yapı tespit ettiğinizi ifade ettiğiniz İstanbul'da ne yapacaksınız? Ben bunu gerçekten bilmek istiyorum. O yüzden, çocuklar okullarında "konteyner kent" dediğiniz o yaptığınız sınıflarda gerçekten çok zor zamanlar yaşıyorlar. Bir öğretmen diyor ki: "Biz çocuğa su vermezsek çocuk akşama kadar su içmiyor." Sorabilirsiniz bunları. O dönemler Vali Bey'e, İl Millî Eğitim Müdürüne demiştik ki "Bu çocuklara madem bir öğün ücretsiz yemek vermiyorsunuz, bir avuç fındık ile bir bardak süt verin." yirmi beş ay geçti, ne arayan var ne soran var.
Doktor, yoğun bakım üniteleri, yatak kapasiteleri... "Belen'e bir devlet hastanesi yaptık." dediniz, "Arsuz'a bir devlet hastanesi yaptık." dediniz, yetersiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldırım Kara, lütfen tamamlayın.
NERMİN YILDIRIM KARA (Devamla) - Elbette.
Yapılan her şey için teşekkür etmesini bilen birisi olduğumu düşünüyorum ama yetersiz. Ne Belen'deki ne Arsuz'daki devlet hastaneleri yeterli değil. Bir milletvekilinin, benim mesaimin her gün yüzde 10'u... Ben yoğun bakımdan yer veya randevu almak için uğraşmak zorunda mıyım? Elbette seve seve yapıyorum ama yetersiz. Hatay'da sağlık, okullar ve eğitim öğretim kurumlarıyla alakalı ciddi sıkıntılarımız var. Bana inanmayan varsa Hatay milletvekilleri burada, çıksın, hep beraber konuşabiliriz. O bakımdan, Hatay halkı adına sizlerden bu yatırım planlarının bir an evvel gerçekleşmesini talep ediyoruz.
Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)