| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105’inci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlanması ile günün anlam ve öneminin belirtilmesi görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 79 |
| Tarih: | 23.04.2025 |
YENİ YOL PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletimizin adalet, özgürlük ve bağımsızlık karakteri ile kararlılığının tecelligâhı, kurtuluş mücadelemizin karargâhı, Türkiye Cumhuriyeti'mizin kuruluş iradesinin ikametgâhı olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 105'inci yıl dönümü münasebetiyle bir özel oturumda bir aradayız. Milletin Meclisinin 105'inci kuruluş yıl dönümü hayırlı olsun, güzel ve doğru işlerin yeniden miladı olsun. Çocuklar önceliğinde bütün milletimizin Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor, hayırlara vesile olmasını dileyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'e de geçirmiş olduğu rahatsızlık sebebiyle acil şifa dileklerimi iletiyor, bir an önce sağlığına kavuşarak tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisindeki ve diğer üstlenmiş olduğu vazifelere kaldığı yerden devam etmesini diliyorum.
Yine, yaşanan İstanbul depreminde bütün İstanbullularımıza geçmiş olsun dileklerimi iletirken -"yaklaşan İstanbul depremi" diyorduk, artık yaşanan İstanbul depremi oldu- iktidarıyla, yerel yönetimleriyle herkesin İstanbul depreminin artık bir şaka olmadığını anlayarak, bu konuda gerekli adımları atmasını diliyorum.
Vatanın kurtuluşuna, Büyük Millet Meclisinin açılışına, cumhuriyetin kuruluşuna, milletin özgürlüğüne ve egemenliğine, Türkiye Cumhuriyeti'nin tam bağımsızlığına öncülük eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve yüce Meclisimizin ilk üyelerini, şehitlerimizi, gazilerimizi, milletin bütün fertlerini minnetle ve hürmetle yâd ediyorum.
Yokluğun ve zorluğun zirvelere ulaştığı, "tek dişi kalmış canavar" vasıflı yedi düvelin Anadolu'yu işgale kalkıştığı bir eşikte, 1920'nin 23 Nisanında bir mübarek cuma günü Hacı Bayram'da kılınan namazla birlik ve beraberliğimiz perçinlendi. Evet, tam yüz beş yıl önce açılmış ve kuruluşu ilan edilmiş bir Meclise sahibiz. Evet, emperyalist zorbaların işgal taarruzlarına karşı direnişi komuta etmiş, çağın kapitalist küstahlarına had bildiren iradesiyle "büyük" ünvanını hak etmiş Meclisimiz 105 yaşında. Evet, egemenliğin milletle buluşmasından, milletin Meclisine kavuşmasından bu yana yüz beş yıl geçti, Meclisimiz yüz beş yıldır var. Demokrasimizin aynı yaşta ve olgunlukta olduğunu söylemek ise maalesef mümkün değil. Ne yazık ki demokratik devlet, hukuk devleti ve sosyal devlet Meclisimizle yaşıt bir seviyede ve olgunlukta değil; dönemsel otoriter eğilimler ve ara dönemler yaşıt olgunluğuna erişememesinin sebeplerinden en önemlileridir. Bugün kâmil manada adil bir devletin, adil paylaşımın var olduğunu hiç kimse herhâlde iddia edemez. İnsanca yaşam noktasına hâlâ çok uzağız. İnsan hakları ve insan onuru düzleminde vasatın bile çok uzağında olduğumuz hepimizin aşikârdır. Bir asır önce Meclis hükûmeti modeliyle savaşı komuta eden, barışı dizayn eden bir Meclis vardı, birkaç yasama dönemidir ise maalesef hükûmetin Meclisi görüntüsü verilmek istenen bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Bu kesinlikle olmaması gereken bir durum ve yapılmaması gereken bir hatadır.
Bu algıyı besleyen bir durum olarak, bugün, burada, bu özel ve mutlu günümüzde aramızda olan çok Saygıdeğer Cumhurbaşkanı Yardımcımızı ve Kabineden Adalet Bakanımızı saygıyla selamlar ve "Hoş geldiniz." derken, yoğun programları sebebiyle bugün, bu mutlu günümüzde aramızda olmayan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve diğer 16 Bakanımıza da sitem sevgiden doğar diyerek sevgi dolu sitemlerimiz ile selam ve hürmetlerimizi sunmanızı istirham ediyorum Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Kültür Bakanı buradaydı, kaçtı.
YENİ YOL PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI BÜLENT KAYA (Devamla) - Yine, bir diğer önemli husus, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin günü. Bugün, bunu sadece Türkiye Büyük Meclisindeki Meclis TV'den değil, bütün -hiç olmazsa- ulusal kanallarda da yayınlanması gerekiyordu. Ama tıpkı aynı saatlerde -planlı olup olmadığını bilmiyorum ama tesadüfi olmadığından eminim- Sayın Cumhurbaşkanımızın iştirak ettiği 47'nci Uluslararası Çocuk Şenliği Programı'nda Sayın Cumhurbaşkanının tam da bu saatlerde konuşmalarını yaptığı, TRT dâhil birçok ulusal kanaldan yayınlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugün, bu bayram Türkiye Büyük Millet Meclisinin bayramı ama televizyonlar Sayın Cumhurbaşkanının burada yaptığı bir konuşmayı değil, buranın dışında yaptığı bir konuşmayı canlı vermekle meşgul. İşte, Meclis hükûmetinden hükûmetin Meclisine gelme dediğim sonuçların bir tezahürüdür bu. Bunu da Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkına, hukukuna karşı bir hareket olduğunu buradan sitem dolu ifadelerimle bir kez daha ifade etmek istiyorum. Çünkü Türkiye, değerli milletvekilleri, kendinden menkul bir devlet değildir, sadece kendi ülkesi ve milletinden mesul bir ülke de değildir. Türkiye, sınırlarını aşan sorumlulukları olan bir ülkedir. Türkiye, dara düşüldüğünde yardım beklenen, zorda kalındığında destek istenen konuma sahip bir ülkedir. Sadece bu çerçeveden dahi Meclisimiz, varlığıyla ve kararlarıyla son derece önemlidir; bu yalın ve sahici gerçekliği ıskalamaya kimsenin ama hiç kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum.
Bu bakış açısıyla, bizim Meclisimizi yasa üretim tesisi olarak görmek veya muhalifleri tüketim merkezi olarak saymak hatasına hiç kimse düşmemelidir. Elbette yasa koymak Meclisin yetkisinde ve uhdesindedir fakat Meclis bu yasama faaliyetinden ibaret değildir. Şüphesiz Mecliste çoğunluğu elinde bulundurmak önemli ve değerlidir fakat Meclis, iktidara mahkûm veya yürütmenin memuru değildir, olamaz ve olmamalıdır. Çoğunluk olmanın gücüyle değil çoğulcu bakmanın hükmüyle ve olgunluğuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi yol almalıdır. Milletin itibarını koruması ve yükseltmesi için Meclis ilk önce kendi itibarını korumalıdır. Milletin vekilleri arasında ayrım yapılmasını engelleyemeyen Meclisin milletin bireyleri arasında eşitliği sağlama iddiası inandırıcılıktan yoksundur.
Bu vesileyle, Anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları gereğince milletvekilliği hâlen devam eden Can Atalay'ın hukuki konumunu ve hukuki durumunu görmezden gelen tutumun Meclisin tarihi ve itibarıyla kesinlikle uyuşmadığını buradan bir kez daha net bir şekilde ifade ediyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)
Meclis, milletin adalet beklentisi, izan talebi, eşitlik isteği karşılandığı oranda millî iradenin tecelligâhı olur ve bu oranda itibarı artar. Meclis, Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin ve kardeşliğinin hem sağlayıcısı hem de koruyucusudur. Bu nedenle, Meclise rağmen, Meclisten habersiz ve Meclis desteksiz her faaliyet ya eksiktir ya kadüktür ya da iyi niyetten uzaktır. Meclis, milletin iradesini, beklentilerini, hayallerini ve hedeflerini gerçekleştirmekten sorumludur. Milletin egemenliğinden kasıt, vekillerini milletin seçmesi değildir; vekillerin milletin hayrına, hakkına, hukukuna ve hatırına müteallik kararlar almasıdır. Meclis milleti idare etmek için değil, milletin iradesiyle devleti idare etmek için vardır.
Bizim Meclisimiz sadece Anadolu'nun değil Kıbrıs'ın da işgaline son veren bir meclistir. Millet Meclisimiz Kore'ye insani amaçlı asker gönderme kararı alan da bir meclistir. Bugün Filistin'in işgalden korunması, Gazze'nin soykırımdan kurtarılması gerekiyor. Milletimiz her gün siyonizme tepki, Filistin'e destek veriyor ve Gazze'ye karşı ise duygularını iletiyor. Dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin Filistin davasında sadece söz söyleyen ama karar alma noktasında sessiz kalan, Gazze konusunda stratejisiz ve hareketsiz kalan bir meclis olması beklenemez. Filistin konusunda Gazze'de devam eden siyonist terörü durdurmak noktasında milletin iradesini kararlara yansıtma, milletin Meclisi vasfının gereğini yapma konusunda yol almamız gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyorum.
Bütün iyi niyetli söz ve kınamalara, siyasi ifadelere, sonlandırılamayan ancak sınırlandırılan ticari faaliyetlere, engellemeler sebebiyle istenen noktada olmasa da yapılan insani yardımlara, uluslararası diplomatik çabalara rağmen maalesef Gazze gözümüzün önünde yok edilebiliyorsa, siyonist terör canlı yayınlarda güç gösterisi yapmaya devam ediyorsa Meclisimiz yüz beş yıl önceki kurucu, kurtarıcı iradenin, savaşı yöneten ve barışı dayatan kararlılığın gerisindedir demektir. Dolayısıyla, Meclisimiz hem yürütmenin elini güçlendiren hem de zorbalara anladığı dilden konuşma imkânı veren bir iradeyi burada kararlı bir şekilde ortaya koymak mecburiyetindedir. Medeniyet coğrafyasının ve zorda kalan milletlerin hamiliğini yapmayı tarihsel ve hukuki sorumluluğa dönüştüren irade ve konum bu Mecliste mündemiçtir; bunun gereğini icra ve ifa her vekilin, her partinin, her grubun ve kolektif olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin varlık sebebidir.
Dünyada denge ve yeni küresel düzen arayışlarının devam ettiği, bölgemizde yeniden dizayn etme hedef ve heveslerinin ete kemiğe büründüğü tarihî bir süreçteyiz. Bu tarihî süreçte de Türkiye Büyük Millet Meclisinin yok sayamayacağı, erteleyemeyeceği sorumlulukları vardır çünkü Türkiye, dâhil olduğu coğrafyadan dolayı ve dünyanın denge arayışına etki eden tarihî birikimi nedeniyle birilerinin hedefindeyken birilerinin de desteğini beklediği bir ülkedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin Sayın Kaya.
Buyurun.
YENİ YOL PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI BÜLENT KAYA (Devamla) - Ülkemizin sorunlarını çözmeden, devletin zafiyetlerini gidermeden, milletin beklentilerini yerine getirip güvenini kazanmadan yani çağın sorumluluklarını yerine getirmeden, yaşanabilir bir Türkiye'yi, yeniden büyük bir Türkiye'yi meydana getirmeden yeni ve adil bir dünyayı kurmamız mümkün olmaz. Onun için, bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni anayasa konusunda, anayasa yapım ve yazım sürecinde etkili bir konum üstlenmelidir. Türkiye'nin demokratik hukuk devletini inşa noktasında anayasa sorunu olduğu hepimizin malumudur. Anayasa sorununa eşlik eden milletin iradesini kendisine mülk sayan zihniyetin de bu ülkede bir sorunu vardır. Türkiye'nin sandığın desteğini adalete değil güce tahvil etmeye yönelik boşluklar üreten sistemini hep beraber revize etmek zorundayız. Ülkemiz ihaneti affetmemeli, ihanetin tam karşısında olmalıdır ama oluşan mağduriyetleri de giderme sorumlulukları vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, tamamlayın.
Buyurun.
YENİ YOL PARTİSİ MECLİS GRUBU BAŞKANI BÜLENT KAYA (Devamla) - Bu kapsamda da KHK'lerle oluşturulan mağduriyetlerin de bir an önce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ele alınması gerektiğini buradan bir kez daha ifade ediyorum.
Son olarak, adı, başlığı ister "terörsüz Türkiye" ister "demokratik siyaset ve barış" olsun milletimizin tarihî bir eşikte yer aldığını hepimiz biliyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün fertleri ister desteklerini ister önerilerini isterse kaygılarını burada paylaşmalı ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin topyekûn bir iradesiyle bu sürece Türkiye Büyük Millet Meclisi öncülük etmelidir çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi millet adına karar veren yegâne mercidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben bu duygu ve düşüncelerle hepinizi tekrar saygı ve hürmetlerimle selamlıyor, Meclisimizin kuruluş yıl dönümünü ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tekrar tebrik ederek hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)