GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saat sabahın altısı, meydan meydan, üniversite üniversite, demokratik yollarla halk egemenliğine sahip çıkan halkımızı, gençleri, emekçileri, emeklileri yürekten selamlıyorum.

19 Mart yargı darbesiyle fiilen sandığın askıya alınması demokrasimiz açısından bir fırtınadır, keşke olmasaydı. Ancak unutulmamalıdır ki bu tür fırtınalar kötü değildir, fırtınalar bazen kiri, pası götürür, bu da öyle bir fırtınadır ve bir temizliktir. İşte bu fırtına ülkemizin siyasal kirini atacak, Çankaya Köşkü'nün yolunu temizleyecektir. (CHP sıralarından alkışlar) Sayın Ekrem İmamoğlu nasıl ki AKP'nin elinden Beylikdüzü'nü aldıysa, nasıl ki 2019'da 13-14 puan geriden gelip farkı kapattıysa, nasıl ki "13.600 yetmez." deyince farkı 806 bin yaptıysa, nasıl ki beş yıl sonra milyonu aşan farkla İstanbul'u kazandıysa, nasıl ki İstanbul'da kardeşlik köprüleri kurabildiyse, son seçimde 17 bakan ve 1 Cumhurbaşkanına karşı seçimi göğüslediyse Silivri zindanından bu kürsüye gelip yeminini edecek, Cinnah Caddesi'nden tırmanıp Çankaya Köşkü'ne de gidecektir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şimdi Meclise düşen dalga dalga yayılan bu demokratik direnişin sesine kulak vermektir. Sarayın koridorlarında size de yararı olmayan bu kötülükleri tezgâhlayan bir grup kötücül akıl sahibinin zihnindeki karanlık bu ülkeye çökmemelidir, çökemeyecektir. Cumhuriyetin de demokrasinin de ayakta kalmasını sağlayacak tek şey bu demokratik direniştir. Genel Başkanımız Özgür Özel'in Saraçhane mitingi X üzerinden 6,4 milyon kişi tarafından izlendi. Halkın vicdanının, hak arayışının ve demokrasi mücadelesinin adresi açıkça ortaya konmuştur.

Değerli milletvekilleri, şu sözlere dikkat kesilmenizi istiyorum: "Ülkemizde demokrasi giderek bir seçim metoduna dönüştürülmektedir. Hâlbuki demokrasi sadece seçimlerden ibaret değildir, aynı zamanda yargı ve yargıç bağımsızlığı demektir. Eğer bu iki bağımsızlık çiğnenirse demokratik bir görüntü altında baskıcı bir düzen kurulmuş olur." Bugün Saraçhane Meydanı'nda okunsa şaşırmayacağınız bu cümlelerin sahibi kim? Ekrem Başkan mı? Hayır. Genel Başkanımız Özgür Özel mi? Hayır. Bu sözlerin sahibi Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Ne zaman söylemiş? Tam yirmi yedi yıl önce, tutuklandığında söylemiş. Peki, yirmi yedi yıl önce söylenen bu sözlerden bugüne değişen ne? Değişen tek şey Sayın Erdoğan'ın oturduğu koltuk olmuştur. O koltuğa oturduğunda unuttukları, bugün Saraçhane'de haykırılan gerçeklerdir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, direnişiyle bize umut olan halkımız; AKP'nin korkusu yeni değil, sadece İstanbul ve Ankara'da 2019'dan sonra belediyeler Cumhuriyet Halk Partisine geçtiğinde yüzlerce delilli, ispatlı yolsuzluk dosyasını yargıya sunduk. Bir kişi bile ifadeye çağırılmadı; geçtim yargılanmayı, bakın, sadece ifadeye bile çağırılmadılar. Sayın Bakan Yılmaz Tunç çıkmış, yargı bağımsızlığından bahsetmeye devam ediyor. Ey Adalet Bakanı, korkuyla izlediğiniz o meydanlar var ya, onlar size "Yargının bağımsız olduğuna inanmıyorum." diyor, "Yargının bağımsız olduğuna inanmıyorum." diyor.

Değerli milletvekilleri, her şeyin çok güzel olacağının tek garantisi direnen halkımızdır. En demokratik eylem biçimlerinden biri olan, tüketimden gelen gücümüzü kullanarak ilmek ilmek boykotumuzu büyütmeye devam ediyoruz. Yaptıkları siyasi operasyonlarla borsayı çökerten, dövizi fırlatan, risk primini artıranlar hiç çekinmeden "Bundan vazgeçin." diyor. Ne yapacaksınız? "Şuradan kitap aldı. Buradan kahve almadı." diye de mi suçlanacaklar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GİZEM ÖZCAN (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

GİZEM ÖZCAN (Devamla) - Unutmayın, halkın iradesini kelepçeleyecek bir mahkeme, bir zorbalık icat edilmedi. "Her şey güzel olacak." diyen halkımız, darbeler hep yenildi, halkın iradesi eninde sonunda kazandı. Dün nasıl ki vesayetçi rejimler, cuntalar halkın gücüyle tarihin çöplüğüne gönderildiyse bugün de öyle olacak, o bilinçle direniyoruz.

Egemenlik saraylarda değil sokaklarda, meydanlarda, halkın yüreğindedir. Biz kazanacağız, demokrasi kazanacak; direnenlere selam olsun! (CHP sıralarından alkışlar)