GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, teşekkürler.

Değerli milletvekilleri, aileyle ilgili konuşmak istiyorum ben de yani Türkiye için yeni yıl yeni bir gündemle, "Aile Yılı" gündemiyle başladı. Hepimiz biliyoruz 6 Ocakta Kabine toplantısının hemen arkasından Cumhurbaşkanı Erdoğan "Güçlü toplum güçlü aileyle mümkündür." açıklamasıyla 2025 yılını "Aile Yılı" ilan ettiğini duyurdu. Peki, ne demekti bu? Aile Yılı neden ilan edildi? Bununla birlikte, logosu da paylaşıldı. Bu logonun içerisine baktığımız zaman zaten görüyoruz; ay yıldızın altında 2 oğlan, 1 kız çocuğu olmak üzere anne, baba; 3 çocuklu çekirdek aile vurgusu vardı logonun üzerinde. Daha sonra, yine Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Mahinur Özdemir'le Aile Yılı tanıtım toplantısı yapıldı ve burada bir kamu spotu paylaşıldı. Bu kamu spotu Aile Bakanlığının sitesinde de var, izleyebilirsiniz. Bu sitede de güzel bir ülkede, bir yemek masasının etrafında yine 3 çocuk, anne, baba çok mutlu bir şekilde yemek yiyorlardı ve karınları toktu ama biz öyle bir ülkede değiliz bugün ve ne yazık ki toplumun yarısından çoğu, ailelerin çok büyük bir çoğunluğu açlıkla mücadele ediyor ve çocuklarını ne yazık ki gece aç yatırıyor.

Aile Yılı'na gireceğimizi henüz bilmiyorken Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2 tane kurul kurulduğunu öğrendik; biri Aile Enstitüsü, diğeri de Nüfus Politikaları Kurulu idi. Aile Yılı'nın ön işaretleri olan bu kararnameler beraber incelendiğinde demografik değişimler ile aile arasında zorunlu, somut bir bağ kurulduğunu buradan gördük.

Peki, Aile Yılı ulusal bir icat mı? Tabii ki değil. Bütün dünyada sağ popülist iktidarlar bu meseleyi kadınların özgürlük meselesinin karşısında ne yazık ki politika olarak kullanıyorlar ve bu, Katolik Kilisesinden çıkmış bir politika. Tabii ki Birleşmiş Milletler tam 1994 yılında Uluslararası Aile Yılı'nı ilan etti yani tam otuz bir yıl önce ve bu sene Uluslararası Aile Yılı'nın tam 30'uncu yılıydı ve bir rapor yayınladı Birleşmiş Milletler ve dedi ki: "Ben aile meselesini tam otuz yıldır inceliyorum." İlk toplantı, sempozyum 1995 yılında Kopenhag'da yapılmıştı, daha sonra dünyanın pek çok yerinde araştırmalar, sempozyumlar yapıldı ve aile ile demografi arasında aslında doğrudan bir bağlantı olmadığı bütün bu yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Peki, ne diyor bu rapor bize: Dünya Sosyal Zirvesi Eylem Programı farklı kültürel, politik ve sosyal sistemlerde çeşitli aile biçimlerinin bulunduğunu ve ailenin kapsamlı koruma ve destek alma hakkına sahip olduğunu kabul etti başlangıçta. Daha sonra birtakım önerilerde bulundu, diyor ki bu önerilerde: "Genel Sekreter, doğurganlık kararları ve anne ölümlerinin azaltılmasıyla ilgili olarak kaliteli eğitim sağlanmasını, üreme sağlığı hizmetlerine ve aile planlamasına erişimin sağlanmasını ve uzak bölgelerdeki sağlık tesislerine yatırım yapılmasını önermektedir."

Bugün Aile Bakanlığının "iş ve aile yaşamını uyumlaştırma" ve "esnek çalışma sistemi" diye kadınları güvencesiz bir çalışma sistemine ittikleri ve bütün bakım emeğini kadının üstüne yıkmak istedikleri sistemin tam aksine "İş-aile dengesi açısından uygun fiyatlı çocuk bakımına yatırım yapılmasını önermektedir." diyor yani kaliteli, nitelikli ve ucuz kreş öneriyor.

Yine, demografik gelişimde önemli unsurlardan biri yaşlanmayla ilgili olarak da "Sosyal güvenlik ve emeklilik, yaşlılar için aile temelli bakım sistemleri ve özellikle de uzun süreli bakım olmak üzere kurumsal sağlık hizmeti sunumu konusunda öneriler sunmaktadır." diyor. Bu rapor, demografik değişim, aile temelli üreme ve çoğalma üzerinden anlaşılmadığı gibi, öneriler de kadının üreme sağlığı hakkı, eğitim hakkı ve kadının ev içi bakım emeğinin önemli kısmını oluşturan çocuk ve yaşlı bakımının kurumsallaştırılması bağlamında kadının temel hakları ve sosyal kalkınmanın geliştirilmesini içermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET KAYA (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

ADALET KAYA (Devamla) - Ve bununla ilgili pek çok parametreli araştırma yapılmış; iklim değişikliği, dijital teknolojiler, mültecilik, kentleşme, yine Covid 19'un yarattığı etkiler, göç gibi pek çok parametrenin olduğunu söylüyor ve üreme ve çoğalma odağında tutmakta ısrar eden Türkiye, Birleşmiş Milletlerin bir üyesi olduğu için de bu uyarıyı yapmak istiyoruz. Otuz bir yıllık bir birikim ve çalışmayı görmezden gelerek açıkladığı "Aile Yılı"nın ayakları asla yere basmıyor ve kuşaklar arası farklılıklar göz önüne alındığında, önceki nesillere kıyasla genç kuşaklar daha az çocuk sahibi oluyorlar. Bunun sebebi ekonomik belirsizlikler, yaşam standartlarındaki değişimler, savaş, demografik, toplumsal cinsiyete dayalı roller ve ayırımcılık. Bütün bunların hepsi kadınların daha az doğum yapmasına neden oluyor ve bu nedenle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADALET KAYA (Devamla) - Teşekkür ederim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)