GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:70
Tarih:25.03.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde yolsuzlukla mücadeleyle ilgili bir hassasiyet oluşması tabii ki son derece önemli ve sevindirici. Umarım, iktidar partisi toplumda feveran şeklinde yükselen bu yolsuzluk algılarına hassasiyeti iyi yönetir ve yolsuzlukla mücadele konusunda her kesimle aması olmadan bir mücadele içerisine girer.

Hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı önemli iki kavramdır. Hukuk devleti, idarenin tüm iş ve işlemlerinde hukuka uygun hareket etmesi, yargı bağımsızlığı ise yargının başlangıcından sonuna kadar yargının sadece tek bir motivasyonu ve ajandasının olması, onun da hukuk ve yasalar olmasını gerekli kılar. İktidarın yargının işleyişine engel olmamasıdır aynı zamanda yargı bağımsızlığı. Bakın, bu ülkede 17-25 süreçlerini yaşadık, 4 bakanın yolsuzlukla ilgili dosyaları ortaya çıktı. "Bu kişiler yolsuzluk yaptılar mı?" diye kamu vicdanına sorduğunuz zaman toplumun kahir ekseriyeti "Evet, yolsuzluk yaptı." dedi. Adalet ve Kalkınma Partisi de onların yolsuzluk yapmış olduğuna kani olmalı ki o 4 bakanı biz bir daha siyaset sahnesinde göremedik. Yapılan işler başka bir şey, toplumun bunu nasıl algıladığı başka bir şeydir. Toplum o gün dedi ki: "Burada hırsızlık var veya yok ama burada yargıya ve devlete bir müdahale var." Şimdi, siz, altı yıldır görevde olan bir belediye başkanına, hemen hemen defalarca mülkiye başmüfettişlerini gönderdiğiniz bir belediyede tam da 23 Martta ön seçimle Cumhurbaşkanı adayı olduğu günden dört gün önce bir gözaltı süreci başlatır ve 23 Martta, ön seçimin olduğu günde de tutuklama kararı verirseniz toplum bunu bir yolsuzluk mücadelesi olarak görmez, kusura bakmayın. Sonra "kent uzlaşısı" adı altında bir gözaltı ve soruşturma yapıyorsunuz. Şimdi, her uzlaşmanın bir uzlaşanı, bir de uzlaşılanı var. Uzlaşan, içeride olan belediye başkanları; peki, kimlerle uzlaştı bunlar? Niçin onlar yok bu dosyada? Şayet yargı sadece kendi mekânı içerisinde hareket ediyorsa bunların kimlerle uzlaştığını niçin bu dosyanın içerisine koymuyorsunuz? Gökten başkalarıyla mı bunlar bu anlaşmayı yaptı ya da kendi kendilerine mi bu kent uzlaşısını yaptılar? Eğer suçsa uzlaşanın yanında uzlaşılanı da bu dosyanın içerisine koymak durumundasınız.

Yine, yargının bir müdahalesi olarak söylüyorum; Şişli Belediye Başkanını kent uzlaşısından dolayı teröre yardım ve yataklıktan tutukladınız. Şişli'de Cumhuriyet Halk Partisi yüzde 70 oy alıyor. Şişli'de kent uzlaşısına ihtiyacı mı var Şişli Belediye Başkanının?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Siyasete müdahale etmek için, siyaseten kayyum atamayı uygun görmediğiniz için yargıya müdahale ederek Şişli Belediye Başkanını tutukluyorsunuz -kent uzlaşısına ihtiyacı yok- ama İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını kent uzlaşısından tutuklama ihtiyacı hissetmiyorsanız, burada, kime kayyum atanacağının kime kayyum atanamayacağının siyasi iradenin karar verdiği bir süreç olduğunu hepimiz görmek durumundayız. Dolayısıyla bu, adrese teslim bir operasyondur. Bu dosyanın içeriğinde deliller vardır, yoktur; açıkçası ben görmedim. Dolayısıyla yargı keşke bağımsız bir şekilde çalışsa ama "metal yorgunluğu" diye istifa ettirdiğiniz belediyeler vardı; Balıkesir, Bursa, Ankara. "İstifa etmezlerse neticesi ağır olur." demişti Sayın Cumhurbaşkanı. Neydi o ağır netice, yolsuzluk soruşturmaları mıydı? İstifa edince kurtuldular mı onlardan? Onun için, kendi elleri temiz olmayanların bu ülkede "temiz eller operasyonu" yapması kamu vicdanında yer bulmaz.

Gelin, bunu fırsata dönüştürelim, hangi partili olursa olsun herkesin yolsuzluğunu soruşturalım, siyasetin ajandasını yargıya taşımayalım diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)