| Konu: | Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'in Genel Kurulu yönetirken kullandığı üsluba ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı savunması sırasında şahsına sataşmasına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 20.03.2025 |
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, yine de usulün doğru olmadığını ifade etmek istiyorum birkaç sebeple.
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkanım, Genel Kurulu yönetirken ben sizin zorluğunuzu anlıyorum, ortam son derece gergin ama her şeye rağmen aramızdaki ihtilafları önleyecek yegâne şey sizin Meclisi yönetirken kullandığınız üslup ve genel anlamda da İç Tüzük'e uymak. Birkaç şey var mesela, şimdi, burada siz arkadaşlarımıza dönerek "tembel" diye ifade ettiniz. Bakın, bu çok yaralayıcı. "Tembel" denilemez. Neden? Şimdi, siz bir ceza uygulaması yaptınız, tamam; bu ceza uygulamasını yaptıktan sonra İç Tüzük bir açıklama yapma imkânı veriyor fakat öncesinde siz zaten tek tek söz verdiniz. Ali Mahir Bey özür dilemek yerine uzun bir nutuk irat etti neden bunu yaptığını, niye haklı olduğunu anlatmak için. Zaten konuştuğu için arkadaşlarım diyorlar ki: "Niye söz veriyorsunuz?" Evet, o zaman uygulama olarak ya tek tek bize söz vermeden ceza uygulamasını yapıp Ali Mahir Bey kürsüye gelip izahını yapacak veyahut da siz cezayı verdikten sonra kürsüye gelmemiş olsa öyle bir sorun kalmayacak. Zaten sebep aynıydı, aynı şeyleri tekrar etti: "Haklıyım, atmakta haklıyım." Bak, yanınızda şimdi bir Grup Başkan Vekili daha oturuyor, biz size laf atıyor muyuz? Atmıyoruz, biz burada hep beraber çalışıyoruz.
Bir defa, bu "tembel" meselesini asla kabul etmiyoruz. Burada herkes çok çalışkan. Milletvekillerimizle, grubumuzla ben gurur duyuyorum; birincisi bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sayın Başkanım, ikincisi: "Seni dışarı atarım." Burada kimse kimseyi dışarı atamaz, ancak ve ancak İç Tüzük'e uygun atabiliriz. Bakın, bir arkadaşımız, bir Grup Başkan Vekili... Aslında 161'i gerektiren bir uygulama yapmamız gerekiyor, Grup Başkan Vekili olduğu için yapmamayı tercih ediyorsunuz, daha evvel ceza alanlar da var, örnekleri var. O sebeple, buradan konuşurken ister Grup Başkan Vekili ister milletvekili ister Meclisi yöneten Başkan ya da Başkan Vekili her birimizin birinci esası, buradaki usullere, İç Tüzük'e uymaktır; ikincisi bu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Şimdi, gelelim Ali Mahir Bey'in benim şahsımla ilgili söylediği şeylere. Şimdi Ali Mahir Bey, onurlu insanlar ne kadar kavga ederlerse etsinler bir sınırı geçmezler, geçmezler! Siz, kendiniz, bizzat şahit olduğunuz, üzerine defaatle konuştuğunuz konularla ilgili olarak asla bulunduğunuz yerden geriye rücu etmemeniz lazım. Kavgalar geçer, asli olan iyi günlerdir; bunu hatırlatmak istiyorum size. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ben sizi bir dost olarak biliyorum çünkü. Bizim kavga etmemiz, bizim arkadaş olmamıza, dost olmamıza engel değil. Ben eğer bugün buraya gelirken ilk önce sizi aramışsam, "arkadaşım" diye hitap ediyorsam kavga ederken arkadaşım olduğunuzu unutmam. Genel Kurulda birbirimize laf atarken milletvekillerinin, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin de arkadaşım olduğunu kabul ediyorum. Siz de lütfen benim arkadaşlarımı böyle kabul edin ve onlara hakaret etmeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bakın, buraya gelirken aldım elime, ilk hakaretleri siz etmişsiniz maalesef, hatırlamıyorsunuz, kızgınsınız. "Terbiyesiz" diyen siz, ilk "lan" diyen siz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Son cümlem.
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Siz düşünün bakalım ya, birisi size "terbiyesiz" birisi size "Kes lan!" derse siz ne dersiniz? Aynen iade edersiniz veya en iyi ihtimalle "Aynen sana iade ediyorum." dersiniz. Tüm bunlara rağmen -bak, anlıyoruz, iki gündür daha bir kelime etmedik, işte ancak bugün fırsat oluyor- biz sükûnetle arkadaşlarımıza, aman itidalli olalım, aman burada kavga olmasın... Neden? Burada kavga olduğunda memlekette kavga oluyor. Burası artistlik yapma yeri değil, burası hakikati konuşma yeri. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu nasıl bir laf ya! Ya, bu nasıl bir laf!
SEMRA DİNÇER (Ankara) - Ya, bu ne biçim laf! "Artistlik" demek ne demek ya! Artist sizsiniz!
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Niye? Ne var bunda? Ne var bunda? Peki, o kelimeyi değiştirdik, tamam.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, bu nasıl bir laf ya!
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hiç, lafımda bir şey yok.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Lütfen, bak, "Hakaret etmeyin." diyorsunuz, "Artistlik yapma..." Argo kullanıyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hakaret değil. Peki, daha Türkçesini söyleyeyim, pekâlâ, düzeltelim. Bak, düzeltelim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, argo kullanıyorsunuz, siz kullanıyorsunuz.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ali Mahir Bey, düzeltiyorum, bak, sizin gibi değilim. Onun yerine...
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Uyarı verelim, uyarı!
RUKEN KİLERCİ (Ağrı) - Hâlâ şovdasın!
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Hareketler çekmeyelim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Uyarı verelim, uyarı!
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Onun yerine, burası havalı işler yapma yeri değil, havalı işler yapma yeri değil, burası hakikat yeri. Ben herkesin zorluğunu gayet iyi anlıyorum. Bizim sizden ricamız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Son cümle.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Başkan, daha ne kadar uzatacağız? Ya, bize bunu veriyor musunuz Sayın Başkanım? Ben merak ediyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Sayın Başkanım, iki gündür Ali Mahir Bey'in her kelimesini dinliyoruz; arkadaşlarımıza hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret, bize hakaret, müsaade edeceksiniz.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ne mutlu size, ne mutlu!
RUKEN KİLERCİ (Ağrı) - Oturma şekline bak, şekline! Yakışıyor mu? Ne biçim oturuyorsun oturduğun yerde! Burası kahve mi! Oturma şekline bak! Saygısız!
ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Herkes kabul edecek, burası konuşma yeri. Özgürce konuşacağız, kimse kimseye bir şey fırlatmayacak. Ne kadar öfkelenirsek öfkelenelim, hangi pozisyonda olursak olalım; ister Grup Başkan Vekili, ister Meclis Başkan Vekili, biz, kendi irademize hâkim olacağız, öfkemize hâkim olacağız.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)