| Konu: | 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'in ateşkesi yok sayarak Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği saldırıya ve bu konuyla ilgili ortak bir bildiri hazırlanmasını teklif ettiklerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 18.03.2025 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünü, hep beraber idrak ediyoruz ve kutluyoruz. Ben de bu 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nde emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ve onun silah arkadaşlarını, değerli milletimizin her ferdini bu Çanakkale Zaferi'nde göstermiş oldukları başarı ve direnişten dolayı bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.
Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden biri olan, milletimizin destansı direnişiyle tarihe geçen önemli bir zaferini idrak ediyoruz. Deniz yoluyla boğazı geçemeyen İtilaf Devletleri'nin Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak kara savaşlarıyla şansını denediği, Arıburnu'nda, Conkbayırı'nda, Anafartalar'da, Seddülbahir'de milletimizin ve ordumuzun büyük bir direniş ve efsanevi mücadelesiyle oradan da söküp atıldıkları ve nihayetinde de 9 Ocak 1916'da Gelibolu'ndan düşmanın tamamen çekildiği bir zafer sürecini bu millet elhamdülillah bizlere yaşatmış oldu ve tarihî bir miras olarak bıraktı.
Elbette bu Çanakkale Zaferi'ni sadece tarihî bir olay olarak görmemek lazım; bu, bağımsızlık ve vatan sevgisinin bu topraklarda ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu, birlik ve beraberlik ruhunun çok büyük güçleri yerle bir edebileceğine dair inancımızı ve ülkemizin bağımsızlığını ve millî duruşunu savunma noktasındaki azim ve kararlığımızın ne derece sonuç alıcı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Dolayısıyla Çanakkale Şehitliği'ne baktığımız zaman aslında ülkemizin ve milletimizin bugününü görme imkânına sahip oluyoruz. Dolayısıyla onu idrak etmek, bu tarihî şuuru, bu millî şuuru genç nesillere aktaracak çalışmaları hep beraber yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bir kez daha Çanakkale Zaferi'mizi tebrik ediyor ve düşmanlarımızın bu Çanakkale Zaferi'mizi görerek bir daha asla ve asla benzerlerine tevessül etmemelerini diliyorum.
Bir diğer önemli husus Sayın Başkanım, İsrail'in sayısız katliamlarının akabinde 15 Ocak 2025'te bir ateşkes sağlanmıştı. Müzakerelerin devamı, rehinelerin salıverilmesi, Gazze'ye insani yardımların serbestçe girmesi gibi hususları içeren bu ilk ateşkes anlaşmasına İsrail zaten baştan beri ayak sürerek yaklaşmıştı. Ancak son olarak, dün gece ateşkesi tamamen yok sayan bir saldırıyla sivil yerleşim ve mülteci çadırlarının yoğun olarak bulunduğu Han Yunus, Refah, Gazze ve Deir el-Balah bölgelerinde birçok çoluk çocuğu ve maalesef sivil Filistinliyi katletti. Dolayısıyla buradan bir kez daha İsrail'in bu katliamlarını lanetlediğimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisinden ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu katliamı buradan lanetlerken sadece lanetlemekle kalmamamız gerektiğini, dolayısıyla milletimizle, devletimizle beraber İsrail'e anladığı dilden cevap verecek yaptırımları devreye biraz daha fazla almamız gerektiğini buradan bir kez daha talep ediyorum. Elbette bugüne kadar gerek Meclisimizin yayınlamış olduğu ortak bildirilerle, gerekse iktidarımızın atmış olduğu bazı diplomatik adımlarla bu sürece olan tepkimizi ortaya koyduk. Az tepki ortaya koymuşuzdur, çok tepki ortaya koymuşuzdur ama şu an yapmamız gereken, İsrail'in ve özellikle de Amerika'nın Yemen'e başlatmış olduğu saldırılardan sonra Orta Doğu barışını tesis edebilmek adına biraz daha etkili adımlar atmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Bizim muhalefet olarak elbette bu Filistin duyarlılığımızı, Orta Doğu'daki barış duyarlılığımızı dile getirmek için iktidardan taleplerimizin olması son derece doğal ve normal olandır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Son kez, toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Burada iktidardan beklentimiz ve talebimiz odur ki milletimizin sesine tercüman olsunlar ve İsrail'e anladığı dilden; diplomatik, bunlardan sonuç almıyorsa sonraki aşamaları da devreye alacak hususları konuşalım.
Burada İsrail'in Türkiye Cumhuriyeti için de büyük bir tehdit oluşturduğunu ve Hükûmetin de talebiyle burada bir genel görüşmede, hatta gizli bir görüşmede İsrail'in hem ülkemiz hem coğrafyamız için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu burada dile getirdik. Sadece bir genel görüşmeyle sınırlı kalmaması lazım. Burada bütün muhalefet ve iktidar partisiyle beraber ortak bazı adımları atmanın diyaloğunu ortaya koymamız lazım ve buradan ortak bir bildiriyle, bu ramazan gününde sivillere, çocuklara yapılmış bu katliamı Türkiye Büyük Millet Meclisinden ortak bir bildiriyle lanetlemeyi teklif ediyor, diğer grupların da takdirine sunuyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.