GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:12.03.2025

HAYDAR ALTINTAŞ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Milletlerin tarihinde yıldızın parladığı anlar vardır. O anlardan 12 Mart tarihinde İstiklal Marşı'mızın kabulü ve Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşu Türk milletinin tarihteki yıldızının parladığı anlardan biridir. Bu vesileyle, İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u ve İstiklal Harbi kahramanlarımızdan Kazım Karabekir Paşa'yı minnet, rahmet ve şükranla anıyorum. Ama bunun dışında, bazı zamanlarda da milletlerin yıldızının karardığı, solduğu ve söndüğü günler vardır; 12 Mart 1971 tarihi de Türk milletinin yıldızının solduğu, söndüğü günlerden biridir. Bir tarafı sivil, bir tarafı üniformalı iki ayaklı bir cunta, Türk demokrasi tarihinde ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve demokratik olarak çok önemli tarihî gelişmelere imza atmış olan Adalet Partisi Hükûmetinin, benim de üyesi olmaktan gurur ve şeref duyduğum Adalet Partisi Hükûmetinin, bir bildiri yayınlayarak -ihtilal yapamadığı için- muhtırayla görevden alınmasına vesile olmuştur. Adalet Partisi Hükûmetinin o tarihte görevden alınmasıyla birlikte Türk demokrasisinin, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin omurgası kırılmıştır ve bu omurganın kırılmasından sonra bir daha Türk devleti ve Türk milleti iki yakasını bir araya getirerek belini doğrultup ayağa kalkamamıştır. Ne olmuştur 1970'e kadar gelinen dört yıllık dönemde, beş yıllık dönemde? Millî bakiye sisteminin getirdiği bütün fevkaladeliklere rağmen, Adalet Partisi yüzde 52'nin üstünde oy alarak sağladığı çoğunlukla yüzde 5 enflasyon, yüzde 7 kalkınma hızı gerçekleştirerek gayrisafi millî hasılanın yüzde 16'sını vasıtasız vergi olarak, gelir ve kurumlar vergisi olarak tahsil edip bu vergiyi tahsil ederken vergi mükelleflerine parmak sallamadan, tehdit etmeden, cezayla arkasından koşturmadan devlet ve millet barışıklığını ortaya koyarak gönül rızasıyla bu vergiyi almıştır. Bu sene, 2023 ve 2024 verilerine bakın; yüzde 50'den fazlası, çok daha fazlası vasıtalı vergi olmakla beraber gayrisafi millî hasılanın ancak yüzde 17 küsurunu vergi olarak alabildik. İşte, bu yüzden dolayı bir türlü kendimizi ayağa kaldıramıyoruz.

1970 yılı bütçesi 34 milyar TL'dir. 34 milyar TL'lik bütçenin marka isimlerini sayıyorum: Keban Barajı, Seydişehir alüminyum tesisleri, İskenderun Demir Çelik, Boğaz Köprüsü, Aliağa Rafinerisi ve PETKİM olmak üzere -6 tane- bugün bile Türkiye'nin ekonomik ve sosyal hayatında vazgeçilmez tesislerinin yapımı ve bunun yanında diğer bakanlıkların yatırım önerilerinden hiçbir tanesini ortaya koymamamıza rağmen o günkü bütçede borçlanma ihtiyacı bütçenin yüzde 6'sı kadardır yani bu, bu devletin milletiyle barışık olduğunda, demokrasiyi de iyi işletebildiği takdirde ekonomide güzel sonuçlar elde ettiğini ortaya koymuştur.

Keban Barajı'nın temel atma töreninde Elâzığlılar şöyle söylüyorlar: "Süleyman Şah Fırat'ta boğuldu -şimdi mezarına bile yer bulabilmek için Süleyman Şah'ı Suriye'nin her tarafında karış karış gezdiriyoruz, bir oraya, bir buraya konumlandırıyoruz- ama Süleyman Demirel Keban'ı boğdu." İşte, bizim bir muhtıraya, bir cuntaya muhatap olmak suretiyle Türk demokrasinin raydan çıkarılmasının ve iyi bir demokrasinin işleyebilir hâle getirilmesinin önüne koyduğunuz bütün engellerin bedelini Türk milleti çekmektedir. Bundan sonra -meydana gelen dönemde- bir daha Türk milleti kendisini toparlayamamış, terör, anarşi, koalisyonlar, ekonomik bozukluklar vesaireyle 1980 ihtilaline kadar gelebilmiştir. Bizim Parlamento olarak tek görevimiz, millet önünde demokrasiyi kusursuz, sonsuz, kesintisiz... Sandık meşruiyetini esas kabul ederken kuvvetler ayrılığı ilkesini de temel kabul etmek suretiyle hem kanuna hem millete hesap verebileceğimiz işler bir demokrasiyi, konuşan bir Türkiye'yi icra edemezsek milletimiz ve devletimiz dünyanın bugünkü türbülansı içerisinde yeniden savrulmaya devam edecektir; bu savrulmanın bedeli de hepimizin için çok ağır olur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altıntaş, tamamlayın lütfen.

HAYDAR ALTINTAŞ (Devamla) - Bu gerçekler çerçevesinde, bundan sonraki hayatımızda devletimizin ekonomik, mali, sosyal, siyasal, kültürel ve demokratik hayatını yeni normlar üzerinden ve dünyayla barışık, milletle barışık, milletle kavgalı olmayan bir hâle getirerek yönetmek zorundayız. Ancak o zaman bilim üretiriz, ancak o zaman teknoloji üretiriz, ancak o zaman üretimimizi artırabilir, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırırız; aksi takdirde, milletimiz yerlerde sürünmekten, fakirliğin, fukaralığın ve cehaletin pençesinde kıvrılmaktan bir türlü kurtulamaz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)