GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; görüşülmekte olan teklifin 10'uncu maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Muhterem milletvekilleri, siber güvenlik bireylerin, kurumların ve devletlerin dijital varlıklarını koruyarak veri güvenliğini, gizliliği ve sistem bütünlüğünü sağlamanın temel unsurudur. Günümüzde finans, sağlık, savunma ve iletişim gibi kritik altyapı hizmetleri dijital sistemlere bağımlı hâle gelmiş durumdadır. Hâl böyle olunca siber saldırı riskleri de ulusal güvenlik meselesine dönüşmüştür. Güvenli bir dijital ortam sağlanamadığında hem bireysel haklar hem de ekonomik ve siyasi istikrar tehdit altına girebilmektedir. Dolayısıyla dijital çağda vatandaşlarımızın ve kurumlarımızın siber güvenliğini sağlamak elbette hayati önem taşır. Bugün görüşülmekte olan teklif de bu anlamda ihtiyaç duyulan bir düzenleme olarak görülmektedir fakat millî güvenlik kaygıları gerekçe gösterilerek temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemesi esastır. Özgürlük ve güvenlik dengesi sağlanmadan yapılan her düzenleme, hak ve hürriyetlere yani demokratik sisteme zarar verecektir.

Muhterem milletvekilleri, görüşülmekte olan bu teklif ne yazık ki siyasi istismara neden olabilecek muğlak kavramlarla doludur ve yetkili kurumların keyfî uygulamalarına yol açacak gibi durmaktadır. Özellikle Siber Güvenlik Başkanlığına hâkim veya savcı yetkilerine eş değer yetkiler tanınması kuvvetler ayrılığını ihlal etmektedir yani teklif, iktidara yargı kararı olmadan kişisel verilere erişme, arama ve el koyma yetkileri vermektedir. Oysa Anayasa'ya göre, özel hayatın gizliliği ancak yargı kararıyla ihlal edilebilir. Bu teklifte açıkça yargının görev alanına yürütmenin müdahalesi söz konusudur. Eğer bir ülkede yargı devre dışı bırakılır ve yürütmenin gücüne teslim edilir ise o ülkenin "hukuk devleti" kimliği ortadan kalkar. Bu teklif, idarenin keyfîliğine açık bir alan yaratmaktadır ve demokratik ilkelerle bağdaşmamaktadır.

Bir diğer kaygı da kişisel verilerin nasıl saklanacağına ve kimlerle paylaşılacağına dair net düzenlemelerin olmamasıdır. Eğer bir kanun vatandaşların mahremiyetini garanti altına almıyorsa bu yasa kişisel özgürlükler için bir tehdide dönüşebilir. Devlet bireyin verisini keyfî olarak işleyemez, kullanamaz, saklayamaz. Öte yandan, teklifte geçen "siber uzayda veri sızıntısı olmadığı hâlde algı oluşturmak" gibi ifadeler son derece muğlaktır ve keyfî uygulamalara açıktır.

Muhterem milletvekilleri, siber güvenliği sağlamak elbette gereklidir ancak bireysel hak ve özgürlükleri ihlal eden, hukuki belirsizlikler yaratan bir düzenleme güvenlik getirmez; tam tersine, güvensizlik, endişe ve baskı iklimi yaratır. Özgürlük ve güvenlik arasında sağlıklı bir denge kurulmadığı sürece bu teklif sadece daha fazla otoriterleşmeye hizmet edecek durumdadır. İYİ Parti olarak biz güçlü ve demokratik bir Türkiye için kanunların hukuk devleti ilkelerine uygun, şeffaf ve hesap verilebilir bir çerçevede hazırlanmasını talep ediyoruz, bekliyoruz. Mevcut hâliyle bu teklifin son derece tehlikeli olduğunu düşünüyor ve yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatini taşıyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken hepinizi bir kez daha saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)