GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Partili bir Cumhurbaşkanı, o partili Cumhurbaşkanının atadığı kaderleri de iradeleri de o kişiye bağlı olan bir grup bakan ve 3 de başkandan bir kurul teşekkül edecek. Tamamen şeklî bir düzenleme yapıyorsunuz. Kurula ne gerek var? Nasılsa bir kişi söyleyecek, Kurul üyeleri söylenen o işi tasdik edecek; denetlenebilirlik yok, hesap verilebilirlik yok.

Hukukun, hukuk devleti ilkelerinin tek kişi eliyle, tek kişi diliyle ayaklar altına alındığı, paspasa çevrildiği bir dönemi yaşıyoruz. Başlı başına şu kanun teklifi bile bunun en somut örneği. Şöyle ki: Siber Güvenlik Başkanlığı Resmî Gazete'de 8 Ocakta yayınlanan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kuruluyor, iki gün sonra da bir grup iktidar milletvekilinin imzasıyla bu kanun teklifi Meclise sunuluyor. "Ucube sistemde saray Meclisin iradesini gasbetmiştir, ipotek altına almıştır." dediğimizde "Yok öyle bir şey." diye bağırıp çağırıyorsunuz, küplere biniyorsunuz; işte, bu olay bile sizi yalanlamaya yetiyor.

Biz niyet okuyucu değiliz ama son dönemde yaptıklarınız da altyapısını hazırladıklarınız da yürüdüğünüz yolun nereye varacağını gösteriyor. Bu yolun sonu demokrasiye varmıyor; varılacak yer halkın huzur ve refahı hiç değildir. Bu düzenleme giyotinin kimler eliyle ve nasıl çalışacağını içeriyor, giyotini hayatın her alanında işletmek için yeni yollar oluşturma peşindesiniz. Teklifle yeni bir abluka mekanizması, yargıya müzahir yeni bir ceza organı ihdas edilmek isteniyor. Bütün tuşlara basarak ekonomik, sosyal, kültürel ve politik alanda vatandaşı nefes alamaz hâle getirmenin hesabı içindesiniz. Son dönemde Meclisten geçirilen yasalara, o yasaların sahadaki hızlı uygulamasına baktığımızda gerçek amacı kolaylıkla görebiliyoruz. Getirilen kanun tekliflerinin lafzı başka, uygulaması bambaşkadır; sonuçları da gün gibi ortadadır.

Yeni doğan bebeklerimiz canice katledilir, ortada sorumlu bulunmaz. Otelde yangın çıkar; 78 canımızı toprağa veririz, ortada sorumlu olmaz. Belediye başkanlarına, siyasetçilere, gazetecilere, sanatçılara yargı eliyle her türlü zorbalık yapılır; bir yandan da demokrasi, hukuk masalları okunur. Bu teklif, siber güvenlik ambalajıyla hazırlanıp başka hukuksuzluklara yol vermek için kullanılacak maalesef.

Değerli milletvekilleri, evrensel hukuk ilkelerine bağlı normal demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle yönetilen ülkelerde şu tartışmaların hiçbiri yaşanmıyor. Olması gereken siber güvenlik politikalarının dijital ortamın güvenliğini artırması, ifade özgürlüğü de dâhil olmak üzere bireye dair temel hakların korunmasına da katkıda bulunmasıdır. Ama bu teklifin ruhunda, teklifin altına imza atanların partisinde, o partinin başı olan kişide bu yaklaşımdan zerrece katkı, kalıntı bulunmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, biz burada millet adına kanun yapıyoruz, yürütme organı da görevini millet adına yapıyor; dolayısıyla sorumlu olduğumuz asli makam milletimiz. Duvarda yazılı şu sözler de bunun belgesi: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." Gelgelelim ne bugün bu Mecliste geçen yasalar ne de bu yasaları uygulamakla yükümlü olan yürütme organı bunun idrakinde değil maalesef. Kanun teklifi geliyor; içinde belirsiz kavramlarla, yürütme ve idareye tanınmış aşırı geniş ve denetimsiz yetkilerle, çizilmeyen sınırlarla, Anayasa'ya ve evrensel hukuk ilkelerine aykırılıklarla geliyor. Bunları tek tek anlatıyoruz, "Bunu düzeltelim." diyoruz, dinlemiyorsunuz. Sonra birçoğu Anayasa Mahkemesinden dönüyor. Böyle bir kısır döngünün içine düşürdünüz canım memleketi. Sorun hem iktidar otoritesinin kendisinde hem de onun yarattığı ucube rejimdedir, genlerindedir.

Türkiye'nin siber güvenlik tehdidinden önce asıl bertaraf etmesi gereken şey, hukuku ayaklar altına alan, totaliter rejim inşası yolunda freni patlamış kamyon gibi son sürat ilerleyen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çan, lütfen tamamlayın.

MURAT ÇAN (Devamla) - ...günlük siyasi hesaplara göre, adamına göre hak ve özgürlük tanımı yapan; bir gün önce kader ortaklığı yaptığını ertesi gün terörist ilan eden ya da bir gün önce terörist dediğine ertesi gün demokrasi kahramanı, barış güvercini muamelesi yapan bir yönetim anlayışıdır. Bertaraf edilmesi gereken en önemli şey işte budur. Türk halkı bu ağır yükü daha fazla sırtında taşıyamaz. İşte bu nedenle, hemen seçim, derhâl seçim diyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)