GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'ni konuşuyoruz ancak bu teklifin asıl derdi güvenlik değil, dijital dünyayı iktidarın kontrolüne teslim etmek. Öyle bir yapı kuruyorsunuz ki hem savcı hem hâkim hem de polis gibi yetkilerle donatılmış bir bürokratik canavar yaratıyorsunuz. Hem denetleyecek hem ceza kesecek hem de piyasanın hangi şirketlere açık olup olmayacağına karar verecek yani kendi oyununu kendisi koyacak, kurallarını kendisi koyacak, hakemi de kendisi olacak. Bunun ne anlama geldiğini geçmişten çok iyi biliyoruz. Hâkimler ve Savcılar Kurulunu "bağımsız yargı" diyerek nasıl tek bir partinin emrine verdilerse şimdi de siber güvenlik bahanesiyle dijital dünyada mutlak kontrol kurmak istiyorlar. Bu Başkanlık kimin hangi güvenlik yazılımını kullanacağına, hangi firmanın güvenli olup olmadığına, hangi kurumların siber altyapılarının nasıl korunacağına tek başına karar verecek. İşin en vahimi bu yetkileri kim denetleyecek? Kimse. Deniliyor ki: "Başkanlık bağımsız bir şekilde denetim yapacak." Hadi oradan! Bağımsızlıkları meşhur olan RTÜK gibi mi, BDDK gibi mi, Yüksek Seçim Kurulu gibi mi? Hepimizin gözleri önünde bu kurumların nasıl siyasi bir aygıta dönüştüğünü defalarca gördük.

Değerli milletvekilleri, bu teklifin içinde öyle ifadeler var ki neyin ne olduğunu anlamak mümkün değil. "Tüzel kişiliği bulunmayan kuruluşlar" deniliyor mesela; bu kimdir, nedir? Mesela, bir grup gazeteci Hükûmetin yanlış ekonomi politikalarını tartışmak için düzenli toplantılar yapıyor diyelim, tüzel kişilikleri yok ama görüş alışverişi yapıyorlar, şimdi, bu yasa kapsamında "Bu bir tüzel kişiliği olmayan oluşumdur." diyerek bu grubu izleme altına mı alacaksınız? Örneğin, öğrenciler üniversitelerinde artan harçları protesto etmek için bir Telegram grubu kurdu; bu grup ne bir dernek ne de bir vakıf, tamamen bireylerden oluşuyor, bu yasa sayesinde bu grup "Siber güvenliğe tehdit oluşturabilir." diyerek takip edilebilir, hatta kapatılabilir. Hukuk devletinde böyle muğlak ifadeler olmaz. Kimlerin izleneceği, kimlerin denetim altına alınacağı açıkça tanımlanmalı ve sınırlandırılmalıdır yoksa yarın bu yasa gerçek siber tehditlerle değil, Hükûmeti eleştiren vatandaşlarla mücadele eden bir mekanizmaya dönüşebilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre yalnızca hâkimler ve savcılar tarafından yürütülmesi gereken işlemler şimdi bir devlet memurunun inisiyatifine bırakılıyor. Siber Güvenlik Başkanına savcı gibi arama emri verme yetkisi tanınıyor. Savcıların yetkisini bir devlet memuruna devretmek hangi hukuk sisteminde var? Bir gazeteci Hükûmeti eleştiren bir haber mi yazdı, siber tehdit gerekçesiyle bilgisayarına el konulabilecek; bir üniversite öğrencisi Hükûmet karşıtı bir forumda yazı mı yazdı "Kamu düzenini bozma ihtimali var." denilerek iletişim kayıtlarına erişilebilecek.

Bu teklifin arkasına "siber güvenlik" etiketi koyarak aslında bir gözetim mekanizması kuruyorsunuz ve elbette ihaleler... Bu kanun siber güvenlik ihalelerini tamamen Siber Güvenlik Başkanlığının insafına bırakıyor. Devletin orijinal güvenliğini sağlamak bahanesiyle hangi şirketlerin ihale alacağı, kimlerin sistem dışında bırakılacağı tek bir merkezden belirlenecek. Bu, devlet kaynaklarının yandaş şirketlere peşkeş çekilmesinin yeni bir yolu. Rekabet bitiyor, şeffaflık rafa kalkıyor, iş yine "Bizden olanlar kazansın." düzenine dönüyor. İktidarın ihale düzenindeki sicili ortada; yandaşa ihale dağıtma pratiği şimdi siber güvenlik sektörüne sıçratılacak, devletin en kritik dijital altyapıları adrese teslim ihalelerle kimlerin iş yapıp yapamayacağını belirleyen bir kuruma teslim edilecek.

Değerli arkadaşlar, bu teklif düzeltilmeden geçerse bugün veri güvenliği diye savunduğumuz sistem, yarın birilerinin tahakkümüne dönüşecek. O yüzden bu yetkilerin törpülenmesi, hukuki belirsizliklerin giderilmesi ve şeffaflık ilkelerinin uygulanması şarttır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)