GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Görüşülmekte olan Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin 3'üncü maddesi hakkında söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve onurlu halkımızı saygıyla selamlıyorum.

Mübarek ramazan ayındayız. Ramazan ayının başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya barış ve huzur getirmesini diliyorum.

Büyük bir umutla, olumlu adımlarla toplumsal barışa gidiyoruz. Barışın kolay olmadığını biliyoruz. Barış ortamını oluşturmak için insanlık adına hepimiz üzerimize düşen çabayı göstermek zorundayız. Endişe ve kaygıları güven verici adımlarla değiştirmek bu Meclisin elindedir. Kayyum uygulamaları barış ortamını sabote ediyor. Mecliste temsil edilen 10 parti belediyelere atanan kayyumlar için ortak bir kanun teklifi verdi. Bu kanun teklifi bir an önce Genel Kurula gelmelidir.

Buradan Meclis Başkanına da çağrımızı yapıyoruz: Hukuka, adalete, demokrasiye aykırı olan kayyum uygulamasına, gelin, Mecliste oy birliğiyle son verelim. Barışa giden yolda toplumu ikna edici ilk adım Meclisten gelsin.

Genel Kurula getirilen yasa teklifine baktığımızda adı "Siber Güvenlik Yasası". Yasanın içeriğine baktığımızda, burada, halkın güvenliği için değil iktidarın geleceği için hazırlanan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Bugüne kadar "güvenlik" adı altında çıkarılan yasaların hiçbiri halkın yararına olmadı. Bu yasa halkın kişisel verilerini koruyamayacak, aksine iktidarın gözetim mekanizmalarını daha da güçlendirilecektir. Muhalif sesleri bastırmayı, halkın örgütlenmesini engellemeyi ve dijital alanı tamamen kendi kontrolleri altına almayı amaçlıyor. Bu yasayla, hukukun üstünlüğü değil iktidarın keyfî kararları belirleyici olacak; her eleştirel ses, her muhalif düşünce dijital tehdit ilan edilecek.

Daha önce benzer yasalarla birçok gazeteci, akademisyen, öğrenci ve aktivist susturulmaya çalışıldı, gözaltına alındı ve tutuklandı çünkü gerçekleri halktan saklayan ve halktan korkan bir iktidar ülkeyi yönetiyor. İletişim Başkanlığı "dezenformasyon" diyerek bilgiyi ve hakikati tekelinde tutmaya çalışıyor. Hakikati gündeme getiren gazeteciler ya sürgünlere ya da cezaevlerine mahkûm ediliyor. Şu an 42 özgür basın çalışanı cezaevinde rehin tutuluyor, suçları hakikatleri halka duyurmak.

Bilgiyi tekelinde tutmaya çalışan Hükûmet onu da beceremeyip e-devlet ve e-nabız verilerini çaldırıyor; şimdi, Siber Güvenlik Kanunu Teklifi bahanesiyle interneti kontrol altına almaya çalışıp hakikatin üstünü örtmeye çalışıyor. Devletin kurumlarında liyakati ortadan kaldırdınız; adı başka, niyetinizin başka olduğu düzenlemelerle halkı kandırmayı bırakın artık. Meclisin gündeminde siber güvenlik, halkın gündeminde ise ekmek, adalet ve barış bulunuyor.

Gelin, biraz da barışı, adaleti, konuşalım. Sayın Öcalan'ın tarihî çağrısıyla barış tüm dünyada bir kere daha gündemde. Savaş, yıkım ve şiddetin tırmandığı bu yüzyılda toplumsal barış için emek veren, katkı sunan herkese teşekkür ediyoruz. Savaş ve şiddet adaletsizlik getirir, yoksulluk getirir. Dolayısıyla barış, savaş kadar hepimizi etkiler ve ilgilendirir.

"Barış"ın tarifini gelin hep birlikte yapalım. Çatışmasızlık hâli çok değerli bir adımdır fakat barış sadece çatışmaya son vermek değildir. Çatışmasızlık hâli bir negatif barıştır, aslolan pozitif barıştır. Pozitif barış, yapısal şiddetin ortadan kalktığı, çatışma ortamına yol açan nedenlerin çözüldüğü, sosyal adaletin sağlandığı bir ortamda gerçekleşebilir. Savaşın son bulması ve silahların patlamaması barıştır, evet ama aynı zamanda insanların ihmallere kurban gitmemesi, yerel yönetimlerde halkın iradesine kayyum atanmaması da barış demektir. Adaletsizliklerin son bulması, toplumun ürettiği ya da sahip olduğu olanak ve kaynakların yine tüm toplum yararına kullanılması pozitif barıştır. Bunun için adım adım barışa gidecek bir süreci örmeliyiz. Silahların susması çok önemli bir adımdır ve bu adımın devamı gelmelidir. Kalıcı olan pozitif barışı sağlamaktır. Savaş siyaseti değil, barış siyaseti için çağrıları yasal zeminlere kavuşturup kan ve gözyaşını durdurmak bu Meclisin asli görevidir. Savaştan ve ölümden çıkar güdenlere prim vermeyeceğiz. Savaşın rantı hiçbir annenin gözyaşından daha önemli değildir. Hiçbir insan ölmesin, anneler ağlamasın.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şenyaşar, lütfen tamamlayın.

FERİT ŞENYAŞAR (Devamla) - Gelin, 28'inci Dönem Meclisini "barış Meclisi" olarak tarihe not düşelim. Barışa biz hazırız, barış için kararlıyız.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)