| Konu: | Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 04.03.2025 |
MHP GRUBU ADINA ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin birinci bölümü hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, aziz Türk milletimizi ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyor; sizlerin huzurunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının aziz hatıralarına saygılarımı sunuyor; merkez üssü Kahramanmaraş'ımız olan 6 Şubat tarihli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı, rahmet ve özlemle anıyorum.
Bildiğiniz üzere, güvenlik, geçmişten günümüze ihtiyaçlar hiyerarşisinin temel zeminini oluşturmakta olup devletlerin ortaya çıkışı da güvenlik ihtiyacının sistematik bir şekilde karşılanmasına yönelik gereksinimin bir sonucudur. Binlerce yıldır farklı alanlarda farklı yaklaşımlar gerektiren güvenlik ihtiyacı dijitalleşmeyle birlikte siber alanda da artık kendini göstermektedir. 2000'li yılların başından itibaren internet kullanıcılarının sayısının artması, teknolojinin ve internetin hayatlarımızı görünmez sanal ağlarla çepeçevre sarması siber tehdit unsurlarını da beraberinde getirmiştir. Gündelik hayatımızda kullandığımız teknolojik cihazların ve bu cihazlarda saklanan bilgilerin sayısının günden güne çoğalmasıyla birlikte bu tehdidin boyutu da aynı şekilde hızla artmıştır. Bunun yanında, ticaret ve bilgi sistemlerinin internete bağlı hâle gelmesi ve teknolojinin kendisinin de bu sistemlere zarar vermeye olanak sağlaması bu artışta etkili olmuştur. Birtakım zararlı kodlar, yazılımlar ve virüsler olarak sayabileceğimiz siber tehdit unsurları, bilişim sistemlerinin ve bu sistemlerce işlenen bilgi ve verilerin gizlilik, bütünlük ve erişilebilirliğinin ihlal edilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Söz konusu bu tehdit karşısında pek tabiidir ki siber alanda güvenlik ihtiyacı doğmuş, güvenlik ihtiyacı devletlerin kara, deniz ve hava hudutlarıyla sınırlı kalmamış, siber sahada da kendini göstermiştir. Bilinmelidir ki Edirne'den Ardahan'a uzanan kara topraklarımız ve enginlerdeki tarihî haklarımızı saklayan mavi vatanımız kadar siber vatanımızın da müdafaası aynı derecede kıymetlidir.
Değerli milletvekilleri, siber güvenlik ihtiyaçları doğrultusunda hem devletler hem de diğer uluslararası aktörler güvenlik stratejilerini yeniden şekillendirmektedir. Uluslararası aktörler arasındaki büyük güç rekabetinin yeni bir boyut kazandığı bu yeni dönemde ülkemizin de gelişmelerden bağımsız ve uzak kalması elbette ki düşünülemez. Ticaret, teknoloji, siber alan ve askerî güç projeksiyonu gibi çeşitli alanlarda kendini gösteren bu rekabetin uluslararası kurumlar ve çok taraflı sistemler üzerindeki etkilerinin bugün uluslararası ilişkilerin ve politikaların temel dinamiklerini etkilediğini hiçbirimiz yok sayamayız. Siber sahada gerçekleşen saldırılar devletler arasındaki diplomatik ilişkileri, ekonomik yaptırımları etkileyebileceği ve yeni çatışma alanları yaratabileceği gibi bu saldırıların terör örgütleri tarafından icra edilmesi durumunda terörle mücadelenin yeni bir boyut kazanacağından, dijital çağda yeni güvenlik paradigmalarının oluşacağından bahsetmek, hain terör örgütlerine karşı cephede verilen mücadelenin dijital dünyaya da sirayet edeceğini görmek güç değildir. Bu doğrultuda, dijital dünyada işlenen bilgi ve verilerin gizliliğinin sağlanması, bilgiye ve verilere erişilebilirliğin yetkili olmayan kişilere açılmasının önlenmesi, kamu düzeninin korunması, kamu hizmetlerinin devamlılığının sağlanması, ulusal güvenlik zafiyetlerine sebebiyet verilmemesi, devletimizin ve vatandaşlarımızın ekonomik zarara uğramaması, sosyal refahımızın korunması amacıyla siber güvenlik alanına ilişkin millî politika ve stratejilerin üretilmesi gerekmektedir. Bu politika ve stratejiler doğrultusunda kritik altyapı ve bilişim sistemlerinin oluşturulması suretiyle güvenli ve millî bir siber uzay oluşturulmalıdır.
Bugün her vatan evladı tarafından idrak edilmelidir ki siber güvenlik artık millî güvenliğin ve millî bekamızın ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir. Türk milletinin siber savunma hattını sağlamlaştırmak bir vatan ödevidir. Siber saldırılar hem vatandaşlarımız hem de devletimiz nezdinde güvenlik riskleri yaratmakta, bu bağlamda siber tehdit istihbarat süreçlerinin teknolojiyle evrilmesi, bilgi toplama, bilginin analiz edilmesi ve zenginleştirilerek yorumlanması süreçlerinde yeni fırsatlar doğurmakta olup bu süreçlere ilişkin çıktıları karar alma mekanizmalarıyla da paylaşılabilir kılmaktadır. Bunun yanında, siber tehdit istihbaratının sağlamlığı aynı zamanda siber saldırıların gerçekleştirilmeden önce fark edilmesi ve saldırıların önlenmesiyle de doğrudan bağlantılı olup güçlendirilmeleri oldukça mühimdir. Yerli ve millî üretimimiz olan tanklarla, tüfeklerle, füzelerle, gemilerle, İHA ve SİHA'larla savunma sanayisi alanında destan yazan Türkiye Cumhuriyeti, siber sahada yapılacak atılımlarla Türk'ün damgasını vuracağımız en şanlı zaferlere namzettir.
Değerli milletvekilleri, internet kullanımı, teknoloji ve dijitalleşmenin son hızla geliştiği günümüz dünyasında siber sahada daha etkin ve güçlü savunma sistemlerinin oluşturulması, siber suçların önlenmesi, siber saldırı anında acil durum hazırlığı ve bu hazırlıkların kullanımında temel ilke, esas ve usullerin çerçevelerinin net bir şekilde belirlenmesi oldukça önem taşımaktadır. Kurumsallığı ve hesap verilebilirliği esas alan, sürdürülebilir ve süreklilik temelinde inşa edilen siber güvenlik çalışmaları aynı zamanda yerli ve millî nitelikte olmalıdır. Vatandaşlarımızın kişisel verilerini, tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir bütün olarak devletimizin sahip olduğu dijital varlıklarını koruma ihtiyacının karşılanması amacıyla siber güvenlik politikalarının oluşturulması, özellikle, kamu kurum ve kuruluşlarının sahip olduğu dijital altyapı, süreç ve platformlarında yer alan veri ve bilgilerin muhafaza edilmesi bakımından hayati değere sahiptir. Bu anlamda, çağın gereksinimlerine uygun ve millî nitelikteki siber güvenlik stratejilerinin üretilmesi ve hayata geçirilmesi hızla karşılanması gereken bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Bunun yanında, siber güvenliğe ilişkin çalışmalar kapsamında vatandaşlarımız nezdinde siber güvenlik kültürünün oluşturulması, vatandaşlarımızın dijital ortamlardaki tehditlere karşı duyarlı ve bilinçli olmaları da hedeflenmelidir.
Değerli milletvekilleri, saydığım bu gereksinimler doğrultusunda, ülkemizin siber sahada güvenlik ihtiyacının karşılanması ve siber güvenlik alanında dünya devletlerine rol model hâline gelebilmesi için, hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olarak öncelikle kapsamlı bir yasal düzenlemenin yapılması gerekmekte. Millî siber güvenlik politikalarının belirlenmesi, bu politikaların tutarlılığının etkin ve etkili bir şekilde uygulanabilirliğinin sağlanması bakımından bir mihenk taşı teşkil etmektedir. Saydığım bu gerekçeler doğrultusunda Siber Güvenlik Kanunu'nun kabul edilmesi bir millî güvenlik ve beka meselesi teşkil etmektedir. Siber güvenlik alanında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuz, Millî Savunma Bakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz başta olmak üzere birçok kamu kurumunun sorumlulukları bulunmakla birlikte uygulamaya konulacak yasal düzenlemenin uygulanabilirliğinin, siber güvenlik alanına özgülenecek kaynakların verimli kullanımının, karar alma mekanizmalarının koordinasyonunun sağlanması ve siber güvenlik politika ve stratejilerinin belirlenerek hayata geçirilmesi elbette siber güvenlik alanında merkezî bir otoritenin varlığıyla, teklifini görüştüğümüz kanunda kurulması öngörülen Siber Güvenlik Kurulu ve Siber Güvenlik Başkanlığıyla mümkün olacaktır. Karada, havada ve denizde vatan müdafaasında ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandıran muzaffer ordumuz kadar siber vatanın savunulmasında görev alacak kuvvetlerin de aynı caydırıcı güçle donanması bir istikbal meselesidir.
Aziz Türk milletinin bir evladı olarak vatanımızın güvenliğini gözettiğimiz kadar 6 Şubat tarihli iki depremin de merkez üssü olan Kahramanmaraş'ımızın yeniden imar ve inşa sürecinde güvenlik ihtiyacımızı önceliklendiriyor, evlatlarımıza huzurla yaşayabilecekleri güvenli bir memleket bırakma arzusu taşıyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Milliyetçi Hareket Partisi olarak Siber Güvenlik Kanunu'nun Gazi Meclisimizde kabul edilmesini desteklediğimizi ifade ediyor, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Teşekkür ederim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)