| Konu: | Toplumsal muhalefete yönelik baskı ve gözaltılara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 04.03.2025 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen halklarımız; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Evet, demokratik muhalefete, toplumsal muhalefete yönelik baskılar, gözaltılar, soruşturmalar maalesef kesintisiz devam ediyor. Bu vesileyle Nimet Tanrıkulu'na, insan hakları savunucularına "Hoş geldin." demek istiyorum, bugün tahliye edildi. Tüm diğer siyasi sebeplerle içeride tutulan arkadaşlarımızın özgürlüğünü talep ettiğimizi de buradan ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri size Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 160'ı bir okumak istiyorum: "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.” Buradaki püf noktası, öğrenir öğrenmez. Niye bunu söyledim? Çünkü HDK'ye yönelik, Eş Sözcüsü olduğum Halkların Demokratik Kongresine yönelik bir operasyon yapıldı ve 22 Şubatta 30 arkadaşımız tutuklandı. Gazeteci, sendikacı, senarist, ressam, insan hakları savunucusu, kadın hakları savunucusu; HDK'ye yolu düşen, selam veren; listelerde, genel Meclis listelerinde olan, yazı yazan, Zoom toplantısına katılan, atölyesine katılan herkes suç örgütü üyesiymiş. Peki, bu suç neymiş? Suçu bilmiyoruz, ben didik didik ettim soruları, bir suç iddiası yok ama onlar suçlu, tırnak içinde, suçlu. Peki, savcılar ne zaman açtı bu soruşturmayı? 2025 yılında. HDK ne zaman kuruldu? 2011 yılında. Tutuklanan bu arkadaşlara atfedilen iddialar -iddia da yok ya- 2011-2012 yıllarına ait. Savcı on beş yıl izlemiş, seyretmiş; CMK 160'a göre suç işlenmiş, suç örgütü kurulmuş; büyümüş, yüzlerce konferans yapmış, çalışma yapmış ama savcılık harekete geçmemiş, nedense 2025 yılında harekete geçmiş. Demek ki savcılar -suç işlemiş onlar da- yardım yataklık etmişler; tabii ki bunun bir ironi olduğunu söylememe gerek yok, ortada açık bir kumpas var demokratik muhalefete ve HDK'ye yönelik. Önce İstanbul Barosu hedeflendi, YK üyesi Fırat Epözdemir tutuklandı. Neymiş? HDK'de çalışıyormuş. Ayrıca, Fırat Epözdemir'in neden hedeflendiğini biliyoruz. Sonra belediye meclis üyelerine yönelik yapıldı ve uzlaşmak, oy vermek suç olarak nitelendi. Bunu da "DEM PARTİ değil HDK yapmış." dediler, o da ayrı bir ironi. DEM PARTİ "Kent uzlaşısını ben yaptım." diyor -DEM PARTİ, HDK'nin tabii ki kongre partisi, aramızda böyle bir ilişki var- ama onlar "Hayır, DEM PARTİ yapmadı, siz yaptınız." diyorlar ve bunu suç olarak gösteriyorlar. Dünyanın en büyük suç örgütüymüş HDK ya, böyle bir şey olamaz. 6 bini aşkın üyesi varmış ama savcılar yanılıyor, HDK'nin 5 bin, 6 bin, 10 bin üyesi ya da çalışanı yok; HDK milyonlar -ben ihbar ediyorum- milyonlarca insan HDK'li, Halkların Demokratik Kongresinin çalışmalarını destekliyor. 40'ı aşkın siyasi parti, vakıf, dernek, federasyon, insan hakları savunucusu, kadın hakları savunucusu birlikte mücadelenin adresi olan HDK'de çalışıyor. Savcılara açıkça sesleniyorum, ihbar ediyorum: Gelin, milyonları yakalamak, tutuklamak için bu ülkenin etrafına çit mi çevireceksiniz, telden duvarlar mı yapacaksınız, ne yapacaksanız yapın ama yanılıyorsunuz diyorum. Ve şunu merak ediyorum: Federasyon, parti, vakıf, dernek yasaklandı mı? Tabii ki ortada bir suç yok, tabii ki ortada bir suç örgütü yok; tamamen barış hedefleniyor, demokratik siyaset hedefleniyor, toplumsal muhalefet hedefleniyor. Anayasa'da hukuk devletini savunmak suç mu? HDK'nin yaptıkları: "Sosyal adalet ve eşitlik olsun." demek suç mu? "Yoksulluk ortadan kalksın." demek suç mu? "Kadınlar şiddete uğramasın." demek suç mu? "Çocuk istismar edilmesin." demek suç mu? "Ana dilde eşit, bilimsel eğitim istiyorum." demek suç mu? "İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülsün." demek suç mu? "Yargı bağımsız olsun." demek suç mu? İşçi haklarını savunmak suç mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Danış Beştaş, lütfen tamamlayın.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - HDK'nin yaptığı çalışmalar bu çok kısa söylediğim örneklerden ibaret. Ne büyük bir suç örgütüyüz de 8-9 Şubatta İstanbul'da kamuya açık uluslararası bir konferans yaptık, "çözüm barışta" dedik ve bu çalışmalara tabii ki devam edeceğiz. Barış masaları bugüne kadar kuruldu, diyalog kapıları açıldı ve bugünlerde Sayın Öcalan'ın barış ve demokratik toplum çağrısı umutları bir kez daha güncellendi, yeşerdi. Tarihî bir fırsat ve şans var önümüzde. Bu tip operasyonlarla barışı boğmaya çalışmak, talepleri dindirmek en büyük suçtur. Hepimizin barış düşüncesine ve mücadelesine sahip çıkmamız lazım. Barışa ihanet edenleri tarih hiç affetmedi, affetmez. HDK'ye yönelik operasyon, barış ve barış umudunu hedef alıyor. Bu nedenle, arkadaşlarımızı serbest bırakın diyorum, barış mücadelesini beraber yürütelim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)