Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ortak Türkmen-Türk Genel Eğitim Okuluna İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 61 |
Tarih: | 26.02.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ADALET KAYA (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 8 Marta giderken kadın yoksulluğunu konuşmak istiyorum bugün. Kadın yoksulluğu bu kürsüde en çok konuştuğumuz konulardan biri ve fazlaca çözüm önerisi sunduğumuz ancak bu konuda hiçbir ilerlemenin olmadığı, en kronik sorunlardan biri olarak varlığını sürdürüyor.
Tabii ki baskıcı, güvenlikçi savaş politikalarınızla ülkede milyonlar yoksulluğa ve sefalete mahkûm edildi. Kadın ve erkek arasında var olan yapısal eşitsizlik ve patriarkal kapitalizm koşulları kadının yoksulluğu yaşama biçimini farklılaştırıyor ve derinleştiriyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı verilerine göre kadınlar dünya genelinde erkeklerden daha az, yüzde 23 daha az gelir elde ediyorlar ve ev içi ücretsiz emeğin yüzde 76'sını üretiyorlar.
Diyarbakır'da, Bağlar ve Sur Belediyelerimiz Sosyopolitik Saha Araştırmaları Merkeziyle ortak çalışarak bir rapor çıkardı, bir saha çalışması yürüttü. Yoksullukla mücadele politikası üretilirken hem yerel yönetimler hem merkezî yönetim hem de ilgili bakanlıkların rehber olarak kullanabileceği nitelikte bir çalışma olmuş. Ben bugün biraz buna değinmek istiyorum. Cinsiyetler arası eşitsizliği, bölgeler arası eşitsizliği ısrarla görmek istemeyen, inkâr eden ya da sebeplerini doğru tahlil edemeyen iktidardaki siyasetçilerin de bu raporları incelemesini tavsiye ediyorum. 2 ilçede de kadınların yüzde 90'ı gelir getiren herhangi bir işte çalışmıyor, yüzde 80'i ev içinde ücretsiz işçi, neredeyse yarısının kişisel aylık geliri yok, aylık geliri olanlar da gelirinin büyük bir kısmını evin gündelik ihtiyaçlarına harcıyor. Evli ve yaşı büyük ve eğitim düzeyi düşük kadınların hemen hemen tüm harcaması evin ihtiyaçları için, kendilerine ait bir banka hesapları veya kredi kartları yok, herhangi bir banka kartları ya da herhangi bir mülkleri yok ama kendi adlarına neleri var biliyor musunuz? Borçları var yani hiçbir gelirleri yok ama borçları var; borçlu olmanın psikolojik yükü de kadınlar üzerine atılmış durumda. Hepinizin malumu, araştırma bir kere daha göstermiş: Ev içindeki bütün işleri -temizlik, yemek, çocuk, hasta, yaşlı bakımı- kadınlar üstlenmiş. Bu borçların nedeni de gıda, giyim ve temizlik gibi evin temel ihtiyaçları; dolayısıyla, kadınlar fatura ödemekte ve çocuklarının eğitim masraflarını karşılamakta güçlük çekiyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık dörtte 1'i sosyal yardım aldıklarını belirtiyor ancak yardım alanların yüzde 92'si bu yardımların ihtiyaçlarını karşılamayacağını, karşılamadığını, yetmediğini ifade etmiş. Yani, sorunlar özetle böyle, kadınların talepleri de ortak: Kadınlar, çocuklarını bırakabilecekleri kreş istiyor; yaşlı, engelli, hasta bakımı için destek talep ediyor; meslek edindirme kurslarına gitmeyi istiyor, istihdama katılmayı talep ediyorlar. Meslek edindirme kurslarına gitmek isteyen kadınların neredeyse çoğu lisans mezunu yani bu da ülkedeki yükseköğrenim kalitesini gösteriyor bir kere daha bize. Eğitimde nitelik yerine "nicelik" dediniz, her kente üniversite açtınız ama lisans mezunu işsiz yığınlar yarattınız.
Kadınlar yoksullukla mücadele ederken iktidar ne yapıyor? 2025 yılını "Aile Yılı" ilan ediyor ve bu kapsamda da politikalar üretmek istediğini ifade ediyor. Bu politikalar ne? Bu senenin başında Sayın Bakanın sunduğu "yeni nesil çalışma projesi" adı altında esnek çalışma modeli. Esnek çalışma modeli ne biliyor musunuz? Daha önce de gündeme getirdiniz; kadınları çifte mesaiye zorlayan, hiçbir güvencesi olmayan, sigortası olmayan, emeklilik hakkı olmayan bir model. Yani, asgari ücret bile ihtiyaçları karşılamaya yetmiyorken bu modele göre on ay evde çalışan kadınlara ayda 15 bin lira ödenmesi öngörülüyor. Zaten buna da "cep harçlığı" deniliyor. Kadınlar cep harçlığı istemiyor sayın milletvekilleri. Kadınlar; düzgün, ücretli, güvenceli, emekli olabilecekleri işlerde çalışmak istiyorlar. Dolayısıyla yani bu model kadınlara ne diyor: "Hem ucuz iş gücü olun hem esnek çalışın. Ne yükselin ne güvenceniz olsun ne bir sigortanız olsun ne de emeklilik hakkınız olsun. Erkek eve gelene kadar temizlik yapın, alışveriş yapın, bütün ev işlerini yapın, hastaya, çocuğa, engelliye siz bakın ama bunun da bir karşılığı olmasın. O da yetmez, 3 çocuk doğurun, savaşa asker, sermayeye işçi, ucuz işçi, iş gücü yetiştirin." Böyle bir model hayata geçirmek istiyorlar. Kadınlar bunu istemiyor, kadınlar bunu reddediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET KAYA (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
ADALET KAYA (Devamla) - Bitiriyorum.
Peki, kadınlar ne istiyor? Tek başına veya çocuklarıyla bir hayat kurabilecek ve bu yaşamı sürdürebilmeye yetecek bir ücretle çalışmak istiyorlar. Ücretli istihdama eşit olarak katılmak ve cinsiyetlendirilmiş işlere sabitlenmemek istiyorlar. Aldığı ücretin ev ekonomisine katkı olarak algılanmamasını istiyor kadınlar.
Biz kadınlar; emeğimizi, bedenimizi, kimliğimizi ve hayatlarımızı üzerindeki her türlü baskıya karşı savunmaya devam edeceğiz, bir araya geleceğiz. Yoksulluğa, güvencesizliğe, şiddete, savaşlara ve ayrımcılığa karşı mücadelemizi büyüteceğiz. Bu düzeni biz kadınlar değiştireceğiz. Bir kişi daha eksilmemek için, yoksulluğun kader olmadığını haykırmak için, eşit ve özgür bir dünya kurmak için yan yana duracağız.
Ben bütün kadın yoldaşlarımı 8 Martta meydanları doldurmaya, onurlu barış mücadelesini, onurlu yaşam mücadelesini büyütmeye çağırıyorum. "..."(*) (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)