| Konu: | Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili tartışmalara, diplomalı işsizlere, evlenen çift sayısındaki düşüşe ve boşanmalardaki artışa, son günlerdeki tutuklamalara ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 25.02.2025 |
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde çok ciddi sorun alanları, çözülmesi gereken problemler varken ne yazık ki âdeta bir yapay gündem zehirlenmesi yaşıyoruz. Bünyeye zarar veren aşırı doz gibi aşırı gündem nedeniyle milletimizin gerçek dertleri ve beklentilerini unutuyoruz. Maalesef ülkemize ve milletimize yazık ediyoruz, gündem ve suni tartışmalarla ülkeyi ve milleti meşgul ederken sorunlarımız her geçen gün ağırlaşıyor. Bu gündemler maalesef çoğu zaman iktidar eliyle belirlenen ve değiştirilen gündemlerken iktidar dışındaki odakların da bu gündem zehirlenmesinden etkilendiğini üzülerek görüyoruz. Ülkemiz ve milletimiz bu süreçte âdeta abandone olmuş durumda; her iki güne bir yeni bir gündemle başlıyoruz ve o gündemi tüketmeden bir başka gündemi konuşmaya başlıyoruz ve maalesef bu gündemler de milletin dertlerine çözüm bulacak gündemle değil.
Son yapay gündemimiz Sayın İmamoğlu'nun diploması oldu. Sanki iktidarınız, sanki Adalet ve Kalkınma Partiniz, sanki Hükûmetiniz atamalarda, sınavlarda, ehliyet ve liyakatte diplomaya çok önem veriyormuş da bir de siyasette diploma tartışması başlatıyorsunuz. Evet, bu ülkede diplomayı konuşmamız lazım ama eğer diploma meselesini konuşacaksak konuşmamız gereken ilk şey diplomalı işsizler ordusudur. Bugün Türkiye'deki en büyük işsizlik kalemini diplomalı işsizler oluşturuyor. Kimin diplomasının geçerli olup olmadığını değil, diplomaların yeterli görülmeyip mülakatta elenen bu ülkenin evlatlarını konuşmamız lazım, mülakatta elendiği için hakkı yenildiğini düşünerek intihar eden gençlerimizi konuşmamız lazım. Kimin diplomasının gerçek olduğunu değil diplomasını alıp bu ülkeyi terk eden gençlerimizi, beyin göçümüzü konuşmamız lazım. Bu ülkenin en iyi fakültelerinden mezun olan, en iyi liselerinden mezun olan diplomalı gençlerimizin niçin geleceği yurt dışında aradığını konuşmamız lazım. Yine, üç yıl sonra yapılacak seçimlere dönük her hamle ve her manevra ve sadece önümüzdeki seçimleri etkilemeye dönük bu suni ve yapay gündemler ülkemizin gündemini meşgul ediyor, ülkeyi bir kayıkçı kavgasına kurban ediyor ve maalesef, sorunlarımızı ve çözümlerimizi konuşmamız gerekirken üç yıl sonra veya ne zaman yapılacağı belli olmayan bir seçim üzerinden iktidarın siyasi saiki dizayn etme arzusuyla baş başa kalıyoruz. Dolayısıyla iktidarın bu ülkenin gündemini değiştirerek, daha üç sene sonra olacak bir seçim varken bugünden yapay, suni seçim tartışmalarıyla milletin enflasyon, emeklinin, işçinin, köylünün, tarımın, aile vahametinin konuşulmamasını isteyen bu suni gündemleri konuşmamayı tercih edeceğiz ve buradan da iktidara bu millete iyilik yapmak istiyorsanız konuşacağınız kişilerin diplomalı işsizler olması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.
Diplomayla siz meşgul olurken TÜİK vahim bir tabloyu ortaya koydu. Sizin Pollyannacılık oynattığınız TÜİK bile bu noktaya işaret ediyorsa varın gerisini siz düşünün. Siz diplomaları konuşurken aile cüzdanları birer birer parçalanıyor. Son rakamlara göre evlenen çift sayısı yüzde 73 düşerken boşanan çift sayısı yüzde 87 arttı. Sizin için diplomayı konuşmak daha güzel bir gündem olabilir ama milletimizin geleceği için esas tehlikeli olan bu verdiğim rakamlardır. 2025'i Aile Yılı ilan eden bir iktidarın konuşması gereken ev gençleridir; evde kalan, iş bulamayan, diploması olan ama 30'lu, 40'lı yaşlara kadar evinde oturmak mecburiyetinde kalan gençlerimiz, kadınlarımız ve erkeklerimizdir. Eğer konuşacaksak konuşacağımız konular bunlardır. Evlenen çift sayısındaki büyük düşüş ve boşanmalardaki keskin artış sadece bireysel tercihlerle açıklanamaz. Bu tablo ekonomik belirsizliklerden barınma krizine, sosyal destek eksikliğinden aileyi koruyacak politikaların yetersizliğine dair birçok yapısal sorunları barındırıyor. Evet, sizin için diplomayı konuşmak çok cazip olabilir ama milletimizin, devletimizin bekası için konuşmamız gereken konular bunlar ve dolayısıyla iktidarınızın aile kurumunun öneminden dem vururken gerçekten onu ayakta tutacak sosyal politikaları ihmal etmesi bugünkü çöküşün en büyük sebeplerinden bir tanesidir. Diplomayı konuşmak size cazip gelebilir ama konuşmanız gereken, sabah kuşaklarında kamu kaynaklarıyla beslediğiniz televizyon kanallarının aile kurumuna verdiği zararların olması gerekiyor. Diplomayı konuşmak size cazip gelebilir ama pazarlardan pazar kapanırken artık toplamak mecburiyetinde kalan vatandaşlarımızın sorunu emin olun o diplomadan çok daha kıymetlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla bu noktada, gelin, üç sene sonraki seçimleri etkilemeye dönük yapay gündemleri bir tarafa bırakalım, siyasi farklılıklarımızı da bir kenara bırakalım. Aileyi güçlendirecek stratejileri ve politikaları bu Mecliste hep beraber konuşalım. Aile sizin için diploma kadar önemli değilse emin olun, üç sene sonra ailesi perişan olmuş bir ülkeyi siz yönetseniz ne olur; Cumhuriyet Halk Partisi, DEM PARTİ, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA, YENİ YOL, Gelecek yönetse ne olur. Dolayısıyla gelin, hep beraber aklımızı başımıza alalım ve suni gündemleri değil, gerçek gündemlerimizi konuşalım.
Bir diğer yapay gündemimiz yargıyı araçsallaştırmanız. Türkiye'de yargıya duyulan güveni yerle bir ediyorsunuz. Niye? Önümüzdeki siyasal süreci etkilemek için ha bire yargı sopasını muhaliflerin başında sallandırıp duruyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Ta, on-on beş sene önceki toplantılardan suç çıkarmak yetmezmiş gibi sizin izniniz, rızanız ve onayınızla olan İmralı görüşmelerindeki konuşmaları bile on sene, on beş sene sümen altı edip bugün suç unsuru olarak çıkarıp insanların tutuklanmasına, yargılanmasına bir araç olarak ortaya koyuyorsunuz. AK PARTİ içerisinde vicdanlı olan siyasetçilere, AK PARTİ'nin içerisinde vicdanlı olarak oy verdiğine inandığımız geniş toplumsal kesimlere sesleniyorum: Gelin, bu iktidarın bizi meşgul etmesine ve kayıkçı kavgalarına aldanmadan bu ülkenin gerçek sorunlarını AK PARTİ'lisi, CHP'lisi, DEM'lisi, MHP'lisi, İYİ PARTİ'lisi, DEVA, Saadet, Gelecek; hep beraber konuşalım, sorunlarımıza odaklanalım. Kayıkçı kavgalarından, horoz dövüşünden bu ülkenin çektiği çok sıkıntılar var. Bu duygu ve düşüncelerle herkesin aklını başına alacağı günlerde buluşmak dileğiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.