GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milletimiz bize oy verdiğinde kendi sorunlarının bu Meclis Genel Kurulunda konuşularak bir çözüme kavuşturulacağı umuduyla oy vermişti ama biz günlerdir ve muhtemelen önümüzdeki birkaç ay boyunca iktidarın iş bilmezliği ve bir hakkı kötüye kullanmasının sonuçlarıyla uğraşıyor olacağız; o da KHK'yle yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesinde iptali nedeniyle burada yapılmak zorunda kalınan yasal düzenlemeler.

Ben milletimizin gerçek gündeminden bir başlığı sadece bir boyutuyla dikkatinize sunmak için huzurunuzdayım, o da gıda enflasyonu. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan'ın birçok programda ısrarla gösterdiği bu tabloya bir kere daha bakarsak OECD ülkelerinin gıda enflasyon rakamlarını görürüz. Bu tabloda 7 ülkenin enflasyonunun gıdada eksi puanlarda gezindiğini, 7 ülkenin 0-1 puan, 11 ülkenin 1 ila 2 puan, 12 ülkenin ise 2 ila 6,5 puan arasında olduğunu görürüz. Türkiye ise utanç verici bir şekilde yüzde 68,1. Bunun sebebi ne? Bunun sebebi, tabii ki dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş ekonomik deneyler, milletin dinî inancını istismar eden faiz ve nas tartışmaları ve yanlış politikalar. Gıda enflasyonunu siz değişik baskınlarla -ki o baskınları da yanlış yere yaptığınızı anlatacağım- durduramazsınız. Gıda enflasyonunun durdurulması ancak kaynağında maliyetlerin azaltılmasıyla yani çiftçinin, hayvan yetiştiricisinin maliyetlerinin azaltılmasıyla mümkün olur, doğru desteklemelerin peşin ödenmesiyle mümkün olur, satın alma, hasat süreçlerinin desteklenmesiyle mümkün olur.

Bakın, burada bir tablo var. Bu tabloya göre Türkiye'de ziraat odalarının 5 milyon 400 bin üyesi var, Çiftçi Kayıt Sistemi'nde (ÇKS) 2 milyon 319 bin kişi var, sigortalı çiftçi sayısı 460 bin. Ya ziraat odaları bizi aldatıyor ya Tarım Bakanlığı, ÇKS bizi aldatıyor. Ama burada bir gerçek var; ziraat odasındaki 12 kayıtlı çiftçiden 1'i sigorta primini yatırabiliyor, ÇKS'de kayıtlı 4 çiftçiden 1'i yatırabiliyor. Sigorta primini dahi yatıramayan çiftçinin para kazanıp bizi doyurmasını bekliyoruz ama çiftçinin derdi bu değil, çiftçinin derdi çok, ben sadece birine işaret edeceğim.

Devlet denetleme görevini yapmayınca vatandaş başının çaresine bakıyor. Twitter'da "denetle.com.tr" diye bir hesap var, orayı da yöneten Musa Özsoy diye bir vatandaş var. Bunun hesabındaki bazı veriler dikkatimi çekince bugün danışmanımla Ankara'daki 6 ayrı marketten fiyat aldık ve bu fiyatları sizinle paylaşacağız. Burada market isimleri var ama derdim o tartışmaya girmek değil. Siz de yarın bu deneyi yapabilirsiniz Sayın AK PARTİ'li milletvekillerim. Yarın evinize en yakın markete girin, hem alışveriş yapar, vatandaşın kaça ürün aldığını bizatihi yerinde görmüş olursunuz -eşlerimizin ya da danışmanlarımızın yaptığı alışverişler bizi o gerçekle yüzleşmekten alıkoyuyor maalesef- hem de buradaki hal kayıt sistemini test edersiniz. Bakın, bu üründe patatesin çiftçinin elinden alınma fiyatı 11 lirayken marketteki fiyatı 24,50. Bu örnekte çiftçi elmayı 17 liraya teslim etmiş hem de marketin kapısında, marketteki fiyat 54,95. Bu ürün de Adana Seyhan'dan Abdullah Aksoğan isimli çiftçimizin, muzunu 38 liraya satmış, markette 79,50, o da yüzde 10 indirimle yani gerçek fiyatı 87 lira. "Turpun büyüğü heybede." diyoruz ya, maalesef turpun büyüğü vatandaşın kesesinde, vatandaşın cebi her gün soyuluyor.

Bakın, bu örnek, en utanç verici örnek: Hilmi Çelik isimli Antalya Serik'ten bir üretici 44 liraya biberini satmış ama Ankara'daki vatandaşımız 129,50 lira alıyor. Böyle bir denetimsizlik olabilir mi? 45 bin tane market zinciri var, bakkalı öldürdünüz, manavı öldürdünüz, esnafı öldürdünüz ama bu 45 bin marketi de denetlemeniz gerekmiyor mu? Bu market zincirlerinin birçoğunun sahibinin Sayın Cumhurbaşkanının özel davetlerinde, masasında misafir olması bu denetimsizlikle alakalı mı acaba, vatandaş soruyor. Manav öldü, esnaf öldü, bakkal öldü; 45 bin market niçin denetlenmiyor? Evet, denetleme hakkını kullanıyor iktidar, soruşturma hakkı kutsal bir hak ama bunu yanlış yerde kullanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Ha, bu arada şunu söyleyeyim: Bunlar serbest piyasa filan değil ha, Hal Kanunu'na göre bir kabzımal yüzde 8'den fazla komisyon alamaz ama bir markette yüzde 300, yüzde 400, hatta Mersin hal esnafının notlarına göre 2020 ve 2021'de yüzde 700'e varan artışlar var. Çiftçinin elinden alınan fiyatla hal esnafı... Arkadaşlar, soruşturma ve denetim yetkisini yanlış yerde kullanıyorsunuz. Sosyal medyayı değil, zehirli meyve ve sebze üreteni denetleyin. Konuşan siyasetçiyi değil, susan meslek örgütlerini denetleyin. Eleştiren iş adamlarını değil, fırsatçı tüccarları ifadeye çağırın. Doğruyu yazan gazeteciyi, vatandaşa tercüman olan televizyoncuyu değil, garip gurebayı aldatan ve soyanları soruşturun. İktidarı eleştiren medyanın lisansını değil, bu 45 bin marketin lisanslarını denetleyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET EMİN EKMEN (Devamla) - Küçük esnafın defterlerini değil, devletten ihale yoluyla yol alan müteahhitleri denetleyin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Ümit ediyorum ki AK PARTİ'li arkadaşlar yarın bu testi yapar ve bunun hesabını Ticaret Bakanı ile Tarım Bakanına sorar.