GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

CHP GRUBU ADINA TALAT DİNÇER (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 192 sıra sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bugün bu yüce Meclis çatısı altında bir kişi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etmiştir, hakaret etme cüretini kendinde bulmuştur. Unutmasın ki eğer bu Meclise gelmişse Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün silah arkadaşlarıyla, 13 milyon yurttaşımızla kurduğu sistemle ve şu yüce Meclisin tanıdığı imkânlarla buraya gelmiş ve vekil sıfatını kazanmıştır. (CHP sıralarından alkışlar) Böyle bir kişi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret etme cüretini kendinde bulmuş; kendisini buradan şiddetle kınıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Onu buraya, bu Meclise taşıyan aklın nasıl getirdiyse nasıl göndereceğini yüce Türk milletiyle beraber bizler de ciddiyetle takip edeceğiz; önce bunu belirtmek isterim. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarı bugüne kadar birçok kanunu kanun yapma tekniğine uygun bir şekilde yapmadığı ve "ben yaptım oldu" mantığıyla, sayısal çoğunluğuna güvenerek kanun yaptığı için yapılan düzenlemelerin büyük bir bölümü Anayasa Mahkemesinden dönmektedir. Komisyon olarak, Türk sanayicisinin, üreticisinin, KOBİ'lerin, ticaret erbabının devasa sorunlarıyla ilgilenmemiz gerekirken iktidarın yaptığı yanlışları düzeltmeye çalışmakla zaman kaybetmekteyiz. Hâlbuki komisyon çalışmalarımızda muhalefet olarak önerdiğimiz teklifler dikkate alınsa, değerlendirilse bugün bu kanun teklifleri yerine, vatandaşlarımızın içine düştüğü hayat pahalılığa, geçim sıkıntısı gibi konularla sanayicilerimizin, KOBİ'lerimizin, esnafımızın ticaret erbaplarımızın çarklarını durma noktasına getiren sorunlarına çare bulmak için mesai harcıyor olabilirdik. Sanayi Komisyonu olarak genelde üretimin ve üreticinin, esnafın, KOBİ'lerin sorunlarına çare aramak yerine Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasama yetkisini hiçe sayarak kanun hükmünde kararname ve Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapılan yasal düzenlemeleri tadilat etmekle zaman kaybetmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, şimdi birkaç veriden sizlere bahsetmek istiyorum. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu kaynaklarına göre son dört yıl içinde yaklaşık 400 binin üzerinde esnaf ve sanatkâr kapısına kilit vurmuştur, çalışanlarıyla beraber aileleri açlığa, sefalete itilmiştir. Sadece 2004 yılında, TOBB verilerine göre yaklaşık 50 bin gerçek kişi ve şirket iş yerlerini kapatmıştır. Vatandaşlarımızın 7 Şubat 2025 tarihi itibarıyla bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları 4 trilyon 99 milyar TL'ye ulaşmıştır. İcra dairelerine 1 Ocak-14 Şubat tarihleri arasında UYAP üzerinden gelen yeni dosya sayısına 2024 yılının aynı dönemine göre yüzde 16,1 oranında artışla 1 milyon 340 bin daha ilave olmuştur. TÜİK, Türkiye'deki atıl iş gücünü, yaygın deyimle, gerçek işsizlik oranını yüzde 28,2 olarak açıkladı. Buna göre Türkiye'de Aralık 2024 tarihi itibarıyla 11 milyon 457 bin kişilik bir işsizler ordusuyla karşı karşıyayız. Daha da vahimi, gençlerimiz, üniversite mezunu pırıl pırıl gençlerimiz umudunu kesmiş, çareyi başka yerde aramaktadır. Komisyon olarak, bu kadar iş yerinin ve şirketin kapanmasına neden olan Perakende Yasası, hal yasası, teşvik yasası gibi iş dünyamızı yakından ilgilendiren yasaları yasalaştırmak varken iktidarın gecikmeli olarak getirdiği, AYM tarafından iptal edilen kanun hükmünde kararname ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini yasalaştırmakla uğraşıyoruz. İktidar sayesinde komisyonlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi verimli çalışmaktan ve halkın sorununa çare bulmaktan ne yazık ki çok uzak kaldı. Emekliler, asgari ücretliler, dar gelirliler, esnaf, çiftçi ve iş dünyası Meclisimizden çare beklerken iktidar sayesinde kısır bir çalışma döngüsü içinde dönüp duruyoruz.

Değerli milletvekilleri, TÜBİTAK ve KOSGEB ülkemizin en önemli kurumları arasında bulunmaktadır. Ancak geldiğimiz noktada her iki kurumumuz da gerçek amaçlarından uzaklaştırıldı ve sadece kadrolaşma amaçlı kullanılmaktadır. TÜBİTAK'ın yeni buluşlar, yeni icatlar, teknolojik gelişmeler gibi ve yüksek katma değerli ürün geliştirmek gibi oldukça önemli görevleri de bulunmaktadır ancak kurumun elindeki bütçeyle bu çalışmaları yapmasını beklemek biraz hayalcilik olur.

KOSGEB, özellikle küçük ve orta boy işletmeleri desteklemek amacıyla 1990 yılında kurulmuştur. 2009 yılına kadar sadece imalat sektörünü desteklerken bu yıldan sonra ticaret ve hizmet sektörlerini de kapsamı içerisine almıştır ancak gelinen noktada kaynak yetersizliğinden dolayı KOSGEB yeniden imalat sektörünü desteklemeye karar vermiştir. Alınan bu karar, ülkemizde bulunan milyonlarca küçük ve orta boy işletmeyi de derinden üzmüştür. Piyasa yangın yeri hâline gelmiştir; enflasyonun yüksekliği, kredi faizlerinin işletmeleri kurtarmaktan çok işletmeleri bitirme derecesinde yüksek oluşu, döviz kurlarının önlenemeyen yükselişi, buna bağlı olarak artan enerji ve ham madde maliyetleri, işletmeleri üretemez bir duruma getirmiştir. İş dünyası borcu borçla ödediği bir dönemi yaşamaktadır. Piyasalar iyice nakit yönünden sıkışmıştır. İşte, tam da bu dönemde KOSGEB'e ihtiyaç duyulmaktadır. Tüm işletme sahipleri KOSGEB'den can suyu kredisi beklemektedir. Bugün yapmayacaksınız da ne zaman yapacaksınız? Milyonlarca işletme sahibi bırakın normal yaşamayı BAĞ-KUR primini ödeyemediği için hastanelere gidemiyor, en tabii hakları olan sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor değerli milletvekilleri.

Görüşülecek kanun maddelerine şöyle bir bakacak olursak, 7'nci maddede 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu'nda cezalarla ilgili bir düzenleme bulunmaktadır. İdarenin ölçü ve tartı kurallarına ilişkin düzenleyici işlemlerine aykırı davrananlara da ceza getirilecektir. Cezalar 5 bin ile 50 bin TL aralığında uygulanacaktır. Teklifte 10 kat aralığındaki yeni ceza alt ve üst sınırlarının hangi ölçütlerle uygulanacağı, örneğin ölçü düzenlemesine ayrı, tartı ve muayene işlemlerine aykırılıkta ayrı bir ceza mı uygulanacağı henüz belli değildir ya da firmaların büyüklüklerine göre uygulamanın nasıl olacağı net olarak açıklanmamıştır. Burada önemli bir konu da maddenin diğer bentlerinde bazı ihlaller için ceza aralığı 5 kat olurken bu teklifte maalesef 10 kat olarak düzenlenmiştir. Görülüyor ki maddede ceza ön plana çıkarılmaktadır, işletmelerden de en çok küçük işletmelerin etkileneceği aşikârdır.

Teklifin 8'inci maddesi KOSGEB'in gelirlerine ilişkin maddedir; iktidarın "ben yaptım oldu" mantığıyla, Gazi Meclisimizin yetkisini yok sayarak çıkardığı 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi AYM'nin iptal etmesi sonrasında Meclisimize gelen bir düzenlemedir. Bu maddede de KOSGEB'in gelirleri açıkça sıralanmış, TESK ve TOBB'un kuruma ödeyeceği oranı 2 katına çıkarma yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiştir.

Teklifin 9'uncu maddesi KOSGEB'in kendisine başvuran işletmelerden veri toplama, analiz yapma ve raporlama yapıp bu raporların paylaşımıyla ilgilidir; bu madde oldukça önemlidir değerli milletvekilleri. Anayasa Mahkemesi söz konusu bendin buna ilişkin kısmını iptal etmiş ve bu karar 9/8/2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. KOSGEB yöneticileri bu düzenlemeyi süresinde Meclisimize getirmediği gibi Ağustos 2024'ten bu yana kanuni dayanağı olmadan işletmelerden veri toplamıştır, topladığı bu verileri kimlerle paylaştığını da burada açıkça ifade etmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın.

TALAT DİNÇER (Devamla) - Toparlayacağım Başkanım.

Burada önemli bir konu da kanunların geriye işlemezliği ilkesinin ihlal edilmesidir, teklifin 10'uncu maddesiyle yürürlük tarihinin 9 Ağustos 2024'e çekilmesidir.

Değerli milletvekilleri, yasa yapma yetkisi sadece Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetkinin devredilemeyeceği de Anayasa'da amir hüküm altına alınmıştır. İktidar, yüce Meclisimizin mevcut yetkisini yok sayamaz. Bu vesileyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yasa yapma yetkisine müdahale etmeyi son derece yanlış buluyoruz ve bugünden itibaren erken seçim değil, hemen seçim diyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)