| Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.02.2025 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ekranları başında bizi izleyen izleyicilerimizin Berat Kandili'ni tebrik ediyorum, duaları kabul olsun.
Aynı zamanda bugün, İliç'te yaşanan kazada kaybettiğimiz 9 işçinin, onların anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bir daha yaşanmaması temennisiyle, şimdiye kadar ne yazık ki daha Komisyon raporunun dahi oluşturulmamış olması da üzüntülü bir durumdur, onu da takdirlerinize sunuyorum.
Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifi'nin 19'uncu maddesi üzerine söz aldım. Bir bakalım şu Türkiye Adalet Akademisi niye gelmiş diye biraz da benim gözümden, dilimden vatandaşlarımız dinlesin isterim.
2019 yılında çıkarılan 34 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle Hakim ve Savcı Adayları Eğitim Merkezi kapatılıyor bildiğiniz gibi, yerine Adalet Akademisi kuruluyor. Tabii, zamanında FETÖ'ye teslim ettiğiniz -gözünüze bakarak söyleyeyim- adalet mekanizmasının başka bir paralel yapılanmalara teslim edilmesine de şimdi seyirci kalmaya başladınız; hiç akıllanmamışsınız. Yargı erkinin siyasi iktidarın kontrolüne girmesi ve HSK üzerindeki mutlak hâkimiyet sağlanması için attığınız bu adım, yargının siyasallaşması, Türkiye'nin biraz daha demokrasiden uzaklaşması sonucundan başka bir şey değildir. Anayasa Mahkemesi kanunla düzenlenmesi gereken bir konuda Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenleme yapılamayacağı gerekçesiyle kararnameyi iptal edince kanun çıkarmak için şimdi bu kanun teklifini getirdiniz. Anayasa Mahkemesi Anayasa'ya uygunluk denetimi yapıyor diye rahatsız oldunuz. "Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymuyorum, bu kararlara da uymuyorum." diyeniniz oldu, işi daha da ileriye götürüp Anayasa Mahkemesinin kapatılmasını önerenler de aranızdan çıktı. Kendi istekleriniz doğrultusunda defalarca değiştirilen Anayasa'yı kendi çıkardığınız yasalara dahi uymayarak ihlal ediyorsunuz. Ülkeyi kural tanımadan, hukuksuzca yönetmek istiyorsunuz. Yargıyı baskı altına alıp siyasi ihtiraslarınıza kurban ettiniz, Türkiye bu duruma geldi. Vatandaşlarımızın yargıya olan güveni azaldı. Seçmen iradesini yok sayıyorsunuz, belediyelere kayyum atıyorsunuz, seçilmiş başkanlarını, meclis üyelerini fütursuzca ve insafsızca gözaltına aldırıyor, tutuklatıyorsunuz. Bu şekilde yerel seçimlerde uğradığınız yenilginin intikamını almaya çalışıyorsunuz aslında.
İthalat lobilerinin temsilcisisiniz. Yanlış ekonomi ve tarım politikalarınız yüzünden çiftçiler topraktan uzaklaşıyor, ekemiyor, biçemiyor, ürettiğini satıp elde ettiğiyle ne yazık ki geçinemiyor ve kredi borçlarını ödeyemez duruma geldi. Ülke, her alanda berbat oldu. Ya, bir örnek vereyim: 675 liraya gümrüğe gelen akıllı kanser ilaçlarını 25 bin TL'nin üzerinde eczanelerde, raflarda görmüş olmak sizi üzmüyor mu ya, Allah aşkına, nasıl bir vicdan var sizde! Patates depolarda 1-2 lira civarlarında bekliyor, pazardaki fiyatı 15-20 TL. Bu her şeyde böyle; sağlıkta, eğitimde, adalette fiyatlar küçücük, minicik ama son tüketiciye gittiğinde 10-15 katına çıkıyor.
Fındık, buğday, narenciye ve zeytin üreticileri gerçekten perişan durumda, çay üreticileri çok perişan durumda. Sayın vekilim burada, beni dinliyor. Şimdi, muhtemelen hiçbirinizin haberi yoktur, saraydan talimatla yeni bir çay kanunu teklifi hazırlanıyor, muhtemelen hiçbirinizin haberi yoktur, milletvekili olarak bunların sizin haberiniz olmadan hazırlanması aslında acı verici bir durum. Üretim, gübreleme, toplama ve taşıma maliyeti 25 TL'yi bulan çayın kilogramını 17 TL ilan ettiniz ama 12 TL'den özel sektör aldı, mahkûm ettiniz. Bu arada, bu yıl GÜBRETAŞ da yine 17.500 lira olarak açıklamış sayın vekil, gübrenin fiyatını ama kısıtlı olarak sadece Tarım Kredi Kooperatiflerine verebiliyorsunuz ve bu durumda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ocaklı, tamamlayın lütfen.
TAHSİN OCAKLI (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
...elbette yine gübre üretimini de kısıtlı yaptığınız için, yine çay üretiminde olduğu gibi, gübreyi alan çiftçiyi de özel sektöre mahkûm edeceksiniz. Bununla ilgili herhangi bir düzenlemeniz yok.
Vahşi madencilik çok önemli, amacınız belli ki tarımı bitirmek ve buradan çok uluslu şirketlere vahşi madencilik alanını açmak. Bunu biliyoruz ama Avrupa'da, Amerika'da, Asya, hatta Afrika'da bile izin verilmeyen şekilde vahşi madenciliğe tanık oluyoruz. Maden Tetkik Arama Enstitüsünde, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünde verdiğiniz izinlerin farkındayız. Bunların hiçbirine geçit vermeyeceğiz, Türkiye'yi üçüncü sınıf vatandaş ülkesi yapmayacağız, buna emin olun. Seçim geliyor, yakındır; dersinizi Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları verecektir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)