| Konu: | Berat Gecesi'ne, 13 Şubat 2024 tarihinde gerçekleşen İliç'teki kazaya, Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın sorularına ve 56'ncı Birleşimde yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 13.02.2025 |
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, her zamanki problemi yaşıyorum, kafamda bir konuşma kurgusu yapıyorum, bana sıra gelene kadar benim kurgum gidip geliyor ama yine de kendi kurguma sadık kalmaya çalışacağım.
RIDVAN UZ (Çanakkale) - Özlem Hanım'dan başlayalım bir dahaki sefer.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, bugün Berat Gecesi, Müslümanlar için fevkalade önemli bir gece. Ramazana giderken manevi iklim açısından bütün İslam âlemi için önemli bu geceyi tebrik ediyorum. Tabii, elbette çok zor şartlar altında, Gazze'de olduğu gibi, Berat Gecesi'ni idrak eden kardeşlerimiz var. O sebeple, tüm inananların hem gecelerini tebrik ediyorum hem de İslam dünyasına bir taraftan şuur, bir taraftan barış ve huzur getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum; ülkemiz için de. Biliyorum, bu gece bütün camiler dolup taşacaktır. O manada, herkesin gecesini tebrik ediyorum. İlk sözüm böyledir.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, İliç'teki kaza 13 Şubat 2024 tarihinde Erzincan'da gerçekleşti. Bu kazada maalesef 9 işçi kardeşimiz hayatını kaybetti ve hemen akabinde Meclis olarak ortaklaşarak bir araştırma komisyonu oluşturduk. Tabii, komisyonlarımız bir konu üzerine kurulmakla beraber, o konuyu araştırırken Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak -biz hâkim değiliz, savcı değiliz, yargıç değiliz- bizim amacımız, temel amacımız şu: Bu araştırmalardan mevzuat olarak ne yapabiliriz? Bu kazaların önlenmesi için biz nasıl bir çalışma ortaya koyabiliriz? Bu soruların cevabını arıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak da Komisyonumuz çalışmalarını tamamladı, bir rapor olarak da bu hafta içerisinde Meclise sunacaklar. Baktığımızda, merkezinde iş güvenliği, işçi sağlığı, çevre etkilerinin bertarafı, izleme, denetleme süreçlerinin tekrar gözden geçirilmesi ve elbette maden sahalarının rehabilitasyonu, madencilik eğitimi, özellikle güvenliğe dair eğitimler; bu konularla ilgili olarak önemli bir raporlama yapacaklar. Bize düşen; özellikle Türkiye'de güvenli bir madencilik işletmesinin sağlanabilmesi ve millî madenciliğin gelişimi konusunda bu çalışmaların bir katkı sağlaması için -bir taraftan diliyorum, temenni ediyorum- gayret edeceğiz, çalışacağız. Tabii, elbette, bu kazada hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet ve yakınlarına tekrar başsağlığı diliyorum.
Şimdi, Sayın Ekmen de benzer bir şeyi ifade ettiler Bolu Kartalkaya'yla ilgili olarak. Sayın Ekmen, kurduğumuz araştırma komisyonunun metnine ben de şimdi siz söyleyince tekrar alıp baktığımda evet, zaten merkezde Kartalkaya'daki yangının sebeplerini araştırmak üzere kurulan bir komisyon ama devamında -zaten ifade de ediliyor- benzer olayların önlenmesi için hangi tedbirleri almak gerektiğine dair bir çalışmayı içeriyor. Elbette ki bunun devamında da -söylediğiniz doğrudur- bu konuya dair tereddütlerin oluşmasını izale etmeye dönük hangi yaptırımlar olacak, hangi tedbirler alınacak ve bunların yapılmasıyla birlikte turizmimize zarar vermeyecek düzenlemeler nelerdir, tüm bunlara dair bir çalışma olacak. Bu hassasiyetin bizler tarafından da gözetildiğinin altını çizmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Başkanım, ben ilkesel olarak dünden kalan kavgaları tekrar etmiyorum yani tam olarak da dün dünde kaldı demiyorum çünkü Genel Kurulda yapılan tartışmaların tekerrür ettiğini hepimiz biliyoruz fakat tartışma çıktığında Başkanlarımız olarak sizler zaman zaman ara veriyorsunuz ve bazen biz içinde olmamıza rağmen ses yükseliyor, gürültüler oluyor ve bazı şeyleri duyma imkânımız olmuyor, televizyonları bir açıyoruz... Ben, duyunca kendisi de rahatsız olmuştur diye ümit ediyorum; dün CHP Grup Başkan Vekili Sayın Ali Mahir Başarır arkadaşımız -nasıl oluyor bilmiyorum- bize çok ağır bir laf söylemiş. Şimdi bunu burada bir söyleyip doğrusu arkasından da bir cevap verme zarureti hasıl oluyor. Kendisi bize "Şu grubu da lanetliyorum." diyor yani AK PARTİ Grubunu lanetlediğini söylüyor. Şimdi, bu, hakikaten çok tarifsiz rahatsız edici. Eğer bugün Berat Gecesi olmasaydı çok daha ağır şeyler söyleyebilirdim ama anlaşılması için... Ben yaptığımız bütün konuşmaları birbirimizi anlayalım diye yaptığımızı düşünüyorum, burası birbirimizi anlama yeri. Eğer biz burada birbirimizi anlarsak Türkiye'de de insanlar bizi anlarlar. Şimdi, dün, kürsüye çıkan genç bir milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili dedi ki: "Ben 29 yaşında milletvekili oldum." Ne güzel, bizim de çok genç milletvekili arkadaşlarımız var. Ben de cevaben dedim ki bunun için bir teşekkür lazım. Neden lazım?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Tamamlayacağım.
BAŞKAN - Sayın Zengin, buyurun.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Çünkü 2006 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle milletvekili seçilme yaşı 25'e, 2017'de yapılan değişiklikle de 18'e indi. Bu değişikliği de AK PARTİ Grubunun, destekleyenlerin ve elbette Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde yaptık. Bunun bir teşekküre ihtiyacı var deme gereğini duyduk. Şimdi, bu söylenince hemen çıkılıyor, şöyle bir şey söyleniyor -konunun bununla hiç alakası yok- deniliyor ki: "Efendim, 1934 yılında Türk kadını seçme ve seçilme hakkını kazandı." Doğru, bizim söylediğimizin buna itiraz eden en ufak bir tarafı yok, doğru ama milletvekilinin vurguladığı şey "Ben 29 yaşında vekil oldum." diyor yani 1934'te yapılan düzenleme kendisinin seçilmesine yetmiyor çünkü yaş kriterine uymuyor. Kendisinin seçilebilmesi, bahsettiğim, bizim yaptığımız bu düzenleme sayesinde oluyor. Şimdi, biz bunu söylediğimizde hemen çıkılıyor "Efendim, Mustafa Kemal..." E, zaten...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Şimdi, böyle söyleyerek enteresan bir şey yapıyorsunuz. Bakınız, biz, yaptığımız bütün konuşmalarda, daha çok yeni, çok yeni, aralık ayında, 5 Aralıkta biz bugünü idrak ettiğimizde, her yerde "Bu, Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde olmuştur, biz Türkiye olarak çok şanslıyız." diye bunun altını çiziyoruz ama siz bu mirası farklı kullandınız. Bu mirası farklı kullanarak Türkiye'de hiçbir hukuki mevzuat olmadığı hâlde bir taraftan Türkiye'de milyonlarca kadının seçilme hakkını kullanmasına engel oldunuz, bir taraftan da bizim dün çok tabii olarak söylediğimiz doğru bir cümleden yola çıkarak bize hakaret ediyorsunuz, lanetliyorsunuz. Ben önce bu sözü iade ediyorum; bir.
İkincisi: Dönüp bence kendinize "Biz yirmi üç yıldır iktidar olamıyorsak acaba bu lanetin bizim üzerimizde mi etkisi var?" falan diye sormanız lazım, dönüp kendinize sormanız lazım; bunu yapmak yerine, böyle hakaret ederek, daha sonrasında bunları çoğaltarak, üzerine konuşmalar yaparak mevzunun dağılmasına sebebiyet veriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın Sayın Zengin lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Şimdi, gelelim soruya. Tabii, her soruya cevap verilir mi? Doğrusu soru gerçekten soruysa cevap veririm ben ama mesele bence soru değil, bu yorumlu bir şey yani siz cevap aramıyorsunuz, soru bunun havalı bir tarafı; aslında siz cevabını zaten kendiniz söylüyorsunuz, kendi cevabınızı söylüyorsunuz, bizim cevabımızı merak etmiyorsunuz. Eğer, bizim cevabımızı merak ediyorsanız, bakın, AK PARTİ kurulurken AK PARTİ kurulmasın diye, Tayyip Erdoğan hiç seçilmesin yani bir parti kurmasın, Başbakan olmasın diye yargı yoluyla dizayn yapıldı.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz yaptık(!)
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben siz yaptınız demiyorum, üzerinize alınıyorsanız bilemem.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yok, almıyorum, bana bulaşmaz.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben söylüyorum, almasanız iyi olur.
Bir dizayn yapıldı, bu dizayn nedir? Manşetler atıldı, ne dediler? "Tayyip Erdoğan muhtar bile olamaz." Hayat gösterdi ki oldu, her şey oldu, fazlasıyla oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Keşke "Muhtar bile olabilir." deseydik.
BAŞKAN - Sayın Zengin, tamamlayın lütfen.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Buradan şunu söyleyeceğim: Bu ülke topraklarında siyaseti askerle, yargıyla, herhangi bir metotla dizayn etmek isteyenler başarısız olmuştur. Biz demokrasiyle var olduk ve demokrasiyle de bu seçimleri kazanmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ederim.