| Konu: | Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 12.02.2025 |
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Adalet Akademisi Kanunu Teklifi'nin 11'inci maddesi üzerine grubumuz adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin kanayan yarası yargıdan, artık neredeyse sadece binalardan ibaret kalan adaletten bahsediyoruz. Yargıya Güven Endeksi'nde 38 OECD ülkesi arasında 36'ncı sıradayız. Yargı reformları, yargı strateji belgesi, insan hakları eylem planları ve daha belki sırada olanlar; yargı alanında birçok düzenleme yapılıyor gibi görünüyor ancak sorunlar derinleşiyor çünkü yargı siyasi bir sopa olarak kullanılıyor, yargı siyasi rakipleri cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. Bu yapıldığı sürece yargı alanındaki sorunların çözülebilmesi mümkün değil. Yargı, siyasetten arındırılmalıdır. Bugün, işte burada, adalet sadece binalardan ibaret kalmışken Adalet Akademisi hakkındaki kanun teklifini görüşüyoruz. Ne büyük bir çelişki ve üzülerek ifade ediyorum ki bu zihniyetle devam edilirse konuşmaların zaman kaybından başka bir anlamı olmayacak. Evvela, Anayasa'ya uymak gerekir, Anayasa herkes içindir. İktidarın da vatandaşa karşı sorumluluğunun gereği olarak Anayasa'ya uyma mecburiyeti vardır. Anayasa olmazsa hukuk olmaz, Anayasa olmazsa yargıdan bahsedilemez, Anayasa olmazsa adalet olmaz. Adaletin olmadığı yerde Adalet Akademisini konuşmanın da bir manası olmaz. Mahkemelerin baskı altında olduğu, Anayasa’nın aleni şekilde çiğnendiği, Anayasa Mahkemesi kararlarının hiçe sayıldığı, basına sansür, muhalife ceza, vatandaşa her türlü baskının reva görüldüğü bir vaziyetle karşı karşıyayız. Böylesi bir ortamda üzülerek görüyoruz ki sorunlarımız büyüyor ve işler içinden çıkılmaz hâl alıyor. Toplumda birlik ve dirlik bozulmuş, sokaklar güvenli değil, çeteler etrafta cirit atıyor. Masumlar mahkemelerden korkar olmuş, huzur ve güven ortamı ortadan kalkmış durumdadır. Vatandaşlarımız mağdur, onlar adaletin mağduru, ekonominin mağduru, yapıcı olmayan siyasetin mağduru, liyakatsiz yöneticilerin mağduru. Ezcümle yanlış yöntemler, yanlış yönetimler eninde sonunda vatandaşlarımızı mağdur ediyor. Geliniz bu gidişatı değiştirelim, böyle gelmiş ama böyle gitmesin. Adaleti çiğnemek zulümdür ve zulümle abat olunmaz.
Değerli milletvekilleri, değinmeden geçemeyeceğim önemli bir hususu da burada ifade etmek istiyorum. Ülkemiz ve bölgemiz açısından son derece hayati gelişmelerin yaşandığı bir süreç içerisindeyiz. İşgalci emperyalistler bugün bölgemiz üzerinde yeni senaryoları hayata geçirmeye çalışıyorlar. Yıllarca "demokrasi" kılıfı altında coğrafyamızı kan gölüne çeviren ABD, yeni işgal girişimi için kılıf kullanmaya bile gerek görmüyor. ABD Başkanı Trump açıkça "Gazze'yi ele geçireceğiz, satın alacağız, kontrol edeceğiz." gibi hezeyanlar sıralıyor. Bununla da yetinmeyerek açıkça "Cumartesi saat on ikide kıyameti koparacağım." diyor. İşgalci ABD ve İsrail'in tüm insanlığı tehdit eden bu tavırlarına karşı durmak en başta insani bir görev olsa gerektir. Bombardımanla, soykırımla ele geçiremedikleri Gazze'yi işgal için şimdi başka yollar deniyorlar. Biz buradan açıkça ifade ediyoruz ki Gazze Filistinlilerindir, Filistin ise bütün Müslümanların onurudur. Gazze'yi Filistin'den ayrıştıran herhangi bir söylem veya çözüm yöntemi asla kabul edilemez. Bu işgalciler ne yazık ki İslam ülkelerinin birlikten yoksun hallerinden ve iş birlikçi yönetimlerinden güç almaktadırlar. Gazze'nin boşaltılmasının bahsi bile bütün Müslümanlara yapılmış bir hakarettir, biz bunun bahsini bile kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun tamamlayın Sayın Milletvekili.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) - Trump'ın övgülerine kanmayın ve hadsiz tehditlerini karşılıksız bırakmayın. Gazze'yi boşaltacak ve siyonist işgaline müsait hâle getirecek kurguların parçası olmayın. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa Gazze şeridi ve Filistin'in topyekûn işgaline karşı İslam ülkeleri kararlı bir duruş ortaya koymalıdırlar. İslam ülkeleri bir araya gelmeli, tek vücut olmalı, birlikte bu tehditlere karşı derhâl fiilî adımlar atmalıdır. Geliniz, boş nutuklarla, hamasetle değil fiilî icraatlarla bu defa şahsiyetli bir duruş ortaya koyun, işgalcilere karşı güçlü bir birliktelik oluşmasına öncülük edin. Unutmayalım, işgalci İsrail ve hamisi ABD, bölgemizden kovulmadan huzur tesis edilemez.
Rahmetli Erbakan Hocamızın ifadesiyle, Amerika Birleşik Devletleri İsrail'i çok seviyorsa ona Amerika topraklarından bir eyalet versin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)