GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:11.02.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; depremin 2'nci yılı vesilesiyle, kaybettiğimiz tüm yurttaşlarımızı sevgiyle, saygıyla tekrar anmak istiyorum.

Depremin üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen bu süreçte yaşananları unutmadık. Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyen devletin kendi sorumluluklarının üzerini örtmek için başlattığı algı operasyonunu unutmadık. Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık. Depremin yaşandığı illerde daha yirmi dört saat geçmeden OHAL ilan edilmesini unutmadık. Deprem bölgesine gitmeye çalışanların yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olunmasını unutmadık. Kızılayın çadır satmasından yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler silsilesini unutmadık.

Evet, aradan iki yıl geçti ama yaşanan yıkımın etkisi büyük ölçüde sürüyor; verilen sözler tutulmadığı için yaşanan sorunlar, acılar devam ediyor. Mevcut iktidar, bugüne kadar depremzedelerin sorunlarını çözmek adına bütçeden 2 trilyon TL'ye yakın kaynak ayırdığını duyurdu, buna ek olarak "millî dayanışma" adı altında bir kampanya başlattı, paket oluşturdu. Halktan alınan vergiler fahiş oranda artırıldı ama bu kaynakların nereye, kime gittiği belli değil.

Aradan geçen iki yıla rağmen deprem bölgesinde hâlâ tek bir çivinin çakılmadığı, molozların dahi kaldırılmadığı yerler var. Binlerce insan hâlâ çadırlarda yaşamaya devam ediyor, yüz binlercesi ise 21 metrekarelik teneke konteynerlerde, konteyner kentlere dönüştürülmüş şehirlerde yaşamak zorunda. Barınma, sağlıklı beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere en temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan sorunlar sürüyor. Sorumlular adli bir şekilde yargılanmadı, iyi hâl indirimi alan müteahhitler dahi var.

2 Nisan 2023'te deprem bölgesini ziyaret eden Cumhurbaşkanı "Bir yıl içinde 319 bin konut yapıp depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz." demişti. Aradan iki yıl geçti, şimdi de kalkmış "201.431 bağımsız birimi hak sahiplerine teslim etmenin bahtiyarlığını yaşadık." diyerek depremzedelerle dalga geçiyor.

İşsizlik, kayıt dışı çalışma, sömürü diz boyu; buna rağmen en temel ihtiyaçların dahi karşılanmadığı bir ortamda yerinde dönüşüm için başvuran depremzedeye "hibe" adı altında 750 bin TL kredi vermeyi teklif ediyorlar. Rezerv yapı alanlarıyla âdeta oynuyorlar. Rezerv alan ilan edilen bölgeler ertesi gün değiştiriliyor, kaldırılıyor, başka alanlar ilan ediliyor. Kısacası, aradan geçen iki yıla rağmen milyonlarca depremzede hâlâ başını sokacak bir çatı istiyor; temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor.

Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar "zorunlu kamulaştırma" adı altında topraklarına çökülmesine itiraz ediyor; tarım arazilerine, yüzlerce yıllık zeytinliklere binalar dikmek isteyenlere karşı mücadele ediyor; devletin, barınma hakkını ücretsiz karşılamasını istiyor. Aradan geçen iki yıla rağmen milyonlarca yurttaş en temel haklarını istiyor.

Eğitimde ise sorunlar diz boyu; EĞİTİM SEN Hatay Şubesi, örgün eğitimde görünen öğrencilerin hepsinin okulda olmadığını, devamsızlık verilerinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtirken deprem bölgesinde MESEM'lere geçiş kolaylığı ve örgün eğitimde yaşanan sorunlar nedeniyle Millî Eğitim eliyle çocuk işçiliğinin yaygınlaştırıldığına dikkat çekiyor.

Sevgili milletvekilleri, ben sözlerime şu şekilde devam etmek istiyorum: Şimdi, bakın, ülkemizde afetler oluyor, depremler oluyor ama her türlü afet, deprem, felaket, iktidar için Allah'ın bir lütfu olarak değerlendiriliyor. Gölcük depreminden bu zamana toplanan vergiler nerede? Son depremden bu zamana toplanan yardımlar, vergiler nerede? Yandaşa, sermayeye peşkeş çektiğiniz sadece vergilerimiz değil; hayatlarımızı peşkeş çekiyorsunuz.

Bakın, Ege Denizi beşik gibi sallanıyor, insanlar büyük bir tedirginlik içinde, İstanbul'da çok büyük bir deprem bekleniyor. Bir Avrupalı bilim insanı İstanbul'daki yapılaşmaya bakıp "Türkler kendilerine mezar inşa ediyorlar." demiş. Ne kadar da doğru söylemiş. Bu ülkede milyonlar sabaha sağ çıkıp çıkamayacağını bilmeden her gece mezarlarında yatıyorlar. Peki, siz ne yaptınız, ne yapıyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Konukçu, tamamlayın lütfen.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - 2018'den bu yana kısa bir ara verse de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olan Kurum, zamanında "İmar barışından 8 milyon 900 bin kişi yararlandı." demiş ve bununla övünmüş. İstanbul depremiyle ilgili de yakın zamanda "1,5 milyon ev ve iş yeri risk altında, 600 bin ev her an yıkılabilirmiş." diye buyurmuşlar; günaydın. Acaba bu yapıların kaçına siz imar barışıyla onay verdiniz? Sorumluluk almadan, yirmi üç yıldır iktidarda değilmiş gibi böyle konuşmak da sizlere mahsus olmalı gerçekten.

Bir an önce depreme dirençli kentler inşa edilmelidir. Kaderine terk edilmiş milyonlar çaresiz değildir. Ne bu çaresizliği ne de rantçı, vurguncu aymazlığı kabul etmiyoruz. Bir an önce Meclis araştırması yapılmalı ve sorunlara kalıcı çözümler bulunmalı diyoruz.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)