| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 30.01.2025 |
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekranları başında bizleri izleyen tüm Türkiye halkları ve haksız, hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutsak edilen tüm yoldaşlarımı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Bolu'daki otel yangınında yaşamını yitiren 78 yurttaşa Allah'tan rahmet, sevdiklerine sabır diliyorum. Yine, yangında yaralı kurtulanlara da acil şifalar diliyorum. Maalesef ki bu yaşananların bedenlerimizde ve ruhumuzda bıraktığı elem ve keder geçmek bilmiyor, her defasında "Bu son olsun." denilse de iyi niyetler gerçekleşmiyor maalesef.
Evet, bir araştırma komisyonu kuruldu, çokça konuşmalar da yapıldı ama dikkatinize sunacağım bir nokta var ki iktidar milletvekillerinin yangın faciasında sorumluların cezalandırılması noktasındaki o kararlı duruşları oldu, hatta bir milletvekili yangın için "Bir semavi afet değil, bir cinayettir." cümlesini kurdu. Bu tespitteki noksanlıkları bir tarafa bırakarak, AKP'li vekillerin yirmi iki yıllık iktidar pratiğinde meydana gelen herhangi bir faciada sorumluların yargılanması arzusu ve talebinde bulunması ümitvar olduğu kadar maalesef trajiktir de.
Yangınla birlikte "Suçlu kim?" adlı bir piyes oynanıyor âdeta. Evet, bu faciada suçlu ve suçlular var, fail ya da failler de var ve en önemlisi, bu tekrarlı cinayet ve katliam serilerinde iktidar partisi esas sorumluyken bunu yok saymaya çabalaması da var. Türkiye'de uzun süredir yürütülen bir politika söz konusu iktidar tarafından, kendilerinin sorumluluğunu bertaraf ederek tüm suçu birilerinin üstüne yığmak ve yıkmak üzerine kurulu. Bakınız, yenidoğan çetesi mi, Soma mı, İliç mi, Mardin ve Diyarbakır'da çıkan yangın mı, Amasra'daki maden faciası mı, Çorlu'daki tren kazası mı, Roboski'deki toplu katliam mı? Bunların sorumluları kim? Hani kimler yargılanıyor? Kim istifa etti?
Bakın, aynada yüzüne rahatça bakabilmek için "Sorumlular yargılansın." talebinde bulunanlar, saydığım diğer facialarda susmak için hangi bahanelere sığınıyor, gerçekten merak ediyoruz. Velhasılıkelam esas sorumluların kim olduğunu çok iyi biliyoruz, buradaki herkes de çok iyi biliyor. Sahte talepler yerine cezasızlığın son bulması için çabalamak ve talepte bulunmak hem olması gerekendir hem de herkesten beklediğimiz tutumdur
Değerli milletvekilleri, kuzey ve doğu Suriye'de yani Rojava'da çatışmalar Tişrin Barajı bölgesinde yoğunlaşmış durumda. Türkiye'nin desteklediği SMO öncülüğünde halklar, demokratik, özgür yaşam hedef alınıyor. Tişrin Barajı'nda toprağını, doğasını, suyunu, yurdunu savunan siviller katlediliyor. Bakın, bu yaşananlar Orta Doğu'da barışa değil savaşa, ölüme hizmet eder. Rojava'daki Kürtlere yok oluşu dayatıp huzurdan, barıştan söz etmek aklımızla alay etmektir. Suriye'deki halklar, Kürtler kendi geleceklerine kendileri karar verecektir, kimsenin dışarıdan müdahale etmeye de elbette ki gücü yetmeyecektir. Orta Doğu'da barışı tesis etmek varken halkların birliktelik zeminine bomba döşemek sadece kaybettirir. Esas olan barıştır, demokratikleşmektir, eşitlik ve adalet yanlısı politikaları üretip çatışmaların önüne geçmek, huzuru tesis etmektir.
Sayın milletvekilleri, dün sabah saatlerinde Siirt Belediyemize kayyım atandı. Kayyım atanan, iradesi gasbedilen ve zapturapt altına alınan 10'uncu belediye oldu bu. Bu iğrenç politikanın, bu hırsızlığın artık dayanılır bir tarafı gerçekten kalmadı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ZEKİ İRMEZ (Devamla) - Demokratikleşmeden söz edilen, barış umutlarının yeşerdiği bir ortamda kayyım atamak ikiyüzlülüğün daniskasıdır. Bu durum suç işlemektir, hırsızlığın faili olmaktır ve burada da çokça ifade edildiği gibi suç teşkil etmektedir. Üstüne yetmezmiş gibi gazetecileri gözaltına almak, ağzını her açana soruşturma açmak, hakaret davalarıyla insanları tutuklamak, Gezi direnişinin yarattığı toplumsallığı hâlâ hazmedemeyip kinini gütmek ve insanları yargılamak sorumluların, suçluların ve faillerin pratiğidir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)