GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

BİLAL BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün bu kürsüden vicdanlarınıza seslenmek istiyorum. En kusursuz adalet insanın vicdanıdır diyorum. Tabii, bu sözü söyleyerek hem adaletin hem de vicdanın önemini buradan belirtmek istiyorum. Türkiye'de toplam çalışan ücretlinin genel olarak bakacaksak yarıdan fazlası yani yüzde 58'i asgari ücretle geçiniyor. Sanayideki alt sektörlere baktığımızda bu tablo daha vahimdir. 2024 yılı içinde giyim sektöründe çalışanların yüzde 70'i asgari ücretle geçinmekte. Keza deri sektöründe yüzde 70, gıdada yüzde 67, mobilyada yüzde 58, tekstilde ise yüzde 57 olarak tespit edildi yani asgari ücret "genel ücret" olmuş durumda. Açıkçası şunu söylemek istiyorum: Asgari ücret, bir nevi bir baz ücret olmuş ülkemizde. Maalesef, bu enflasyonist ortamda, ekonomik koşullarda bu rakam tamamıyla buhar olmuş durumdadır. Gençler sormakta "Nasıl geçineceğiz ve nasıl hayat kuracağız?" diye; devamlı geliyorlar, soruyorlar "Nasıl araba, ev alacağız?" diye. Öte yandan, Doğu Avrupa ülkelerinin birçoğunda ise durum farklı; çalışanların sadece yüzde 10-11'i asgari ücret almakta, bizde ise durum bunun tam tersi. Başta bazı lokomotif sektörlerde asgari ücretle çalışan sayısının oranı yüzde 70'ler seviyesine dayanmakta. Koca koca fabrikaları, koca koca atölyeleri ayakta tutan insanlar ezici bir çoğunluğu temsil etmektedir.

Hani bir söz vardır: "Hakk'a karşı hayâlı, halka karşı vefalı olmak" diye ama gelin görün ki yaptığımız pazar, çarşı, esnaf ziyaretlerinde ve bu ziyaretler çerçevesinde durum da böyle değil. Misal, Adana'nın Yüreğir ilçesinde 19 Mayıs, Anadolu, Kiremithane Mahallelerinde, Seyhan ilçesinin Hürriyet, Dağlıoğlu, Barbaros Mahallelerinde ve daha birçok mahallede vefa namına gördüğümüz hiçbir şey yok, kaderlerine terk edilmişlik var. Bir zamanlar slogan şeklinde söyleniyordu: "Hayaldi, gerçek oldu." Maalesef bugünün Türkiyesi ise tam bir "hayalistan"a dönüşmüş durumda. Defalarca söylendi, bir kez daha söylüyorum: Asgari ücret açlık sınırındadır, açlık sınırı 21 bin lira, yoksulluk sınırı ise 69 bin liradır; bu durum da vahimdir. Soruyorum: Hiç mi vicdanınız titremiyor veya yerinden fırlamıyor? Tabii, bununla beraber, onurlu bir yaşam için 22.104 TL'yle vatandaşımız nasıl geçinecek? Buradan milletvekillerine, özellikle iktidar milletvekillerine çağrıda bulunuyorum: Gelin, sokağa çıkalım, pazarları gezelim, görelim; domates kaç lira, biber kaç lira, patlıcan kaç lira; süt, yoğurt, şeker, yağ ve unun fiyatı kaç lira? Aynı zamanda, bunların kilogram fiyatları neydi, ne oldu, ne kadar zamlandı? Bunları tespit edelim hep beraber. Mesela, kıyma, kırmızı et neden artık uzaklarda kalan bir köy gibi veya ulaşılması zor Ağrı Dağı gibi yükseklere erişmiş durumda?

Devamlı çarşı ve pazarı dolaşıyoruz. 2025 yılının ilk pazar günü Adana'nın Ceyhan ilçesinde Modernevler mevkisinde pazar yerindeydim. Bundan önce Seyhan ilçemizin Yeşilyurt semt pazarı, Çukurova ilçemizin Güzelyalı semt pazarı, Sarıçam ilçemizin Yıldırım Beyazıt semt pazarına ziyaretlerde bulundum, vatandaşlarımızı dinledik. Semt pazarlarının her birinde gördüğümüz tek bir şey var, tek bir sıkıntı ve problem var: Açlık, fakirlik, sefalet, çaresizlik ve mutsuzluk. Maalesef, fakirlik bu ülkenin felaketi olmuş durumda, derin bir yoksulluk hâkim bu memleketin her yerinde; sokaklarında, çarşılarında pazarlarında, her bir köşesinde. Rahmetli Barış Manço'nun bir şarkısı var, bu şarkı bugünlerde dar gelirli vatandaşımızın gerçeği oldu, vatandaş bizzat hayatın içinde bu şarkının nakaratını devamlı söylemekte. Bu nakarat nasıl ve neyi söylemekte, onu da şimdi ifade edeceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Bilici.

BİLAL BİLİCİ (Devamla) - Bu şarkı "Bu sesle sokaklar yankılandı/Domates, biber, patlıcan!/Şimdi benden çok uzaklardasın, biliyorum." diyor. Emeklinin, asgari ücretlinin yaşadığı tam da budur; en temel gıda ürünlerine bile muhtaç hâldedir vatandaş. 14.469 lira maaşla birlikte emekli felaketin, darboğazın içine atılmış durumda; 16 milyon emeklinin ahı alındı. Gelin görün ki bir Alman, Japon, İngiliz emeklisi bir tur, bir gezi, bir seyahat sırasında, bizim emeklimiz ise pazarda ucuz sebze, meyve kuyruğunda veya ekmek kuyruğunda kıvranmakta ama iktidarın bir eli emeklinin kursağında, diğer eliyse asgari ücretlinin cüzdanında.

Çözümün adresi Cumhuriyet Halk Partisidir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)