GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:45
Tarih:08.01.2025

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, teklifin 1'inci maddesiyle yapılmak istenen düzenlemenin ne amaçla yapıldığını birazdan anlatacağım. Mesele şu: Biliyorsunuz, 5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesiyle beraber pek çok yasa yürürlükten kaldırıldı, bunlardan bir tanesi de 1964 yılından beri yürürlükte olan Türkiye'deki temel yasalardan bir tanesiydi, Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası'ydı fakat yürürlükten kaldırıldıktan sonra geçiş hükümleri konuldu, bu da anlaşılır bir şey, birdenbire yeni yasaya geçilmesin diye, şimdi, zaman içerisinde bu geçiş hükümlerini de yürürlükten kaldırıyorsunuz, bu da anlaşılır bir şey.

Bugün, 1'inci maddeyle 506 sayılı Yasa'nın 87'nci maddesi, o geçiş maddesi yürürlükten kaldırılacak fakat sorun şu: 5510'daki temel meselelerden biri buydu, emeklilikte yaşa takılanlar meselesi de böyleydi, yeni sistemde mağdur edilen insanlar da böyleydi.

Şimdi, 506 sayılı Yasa'nın geçici 87'nci maddesine göre -2008'den önce engelli olanlardan bahsediyoruz yine- 2008'den önce sadece vergi indirimine esas engellilik derecesi esas alınıyordu emeklilik için, 2008'den önce engelli olup çalışma yaşamının içerisinde olanlar için. Şimdi bunu ortadan kaldırıyorsunuz, artık diyorsunuz ki: "Geçmiş dönemde aldığı bir engellilik derecesi varsa ve vergi indirimine esas alınmış olsa bile, bugün itibarıyla bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren gidip çalışma gücü kaybına dair yeni bir rapor almak zorunda." Eğer yeni bir çalışma gücü, iş gücü kaybına dair rapor almazsa onu emekli etmeyeceksiniz yani bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren -engelli bireyler açısından söylüyorum- kazanılmış haklarından bir tanesini ellerinden almış olacaksınız. Bu, belki sizin açınızdan önemli olmayabilir ama tek bir engellinin hayatında bile olumsuz sonuçlara yol açacak bir düzenleme yapıyorsanız 1 kez değil 2 kez düşünmenizi tavsiye ederiz. "Engellilerle ilgili şunu yaptık, bunu yaptık." diye çokça şey söylüyorsunuz ama bugün gerçekten onları mağdur edecek bir düzenleme yapıyorsunuz. Umarım, bu görüşmenin sonunda bundan vazgeçersiniz veya bu yasa teklifi görüşmeleri devam ederken bundan vazgeçersiniz diyorum.

Şimdi, bir başka konuyla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak isterim. Geçmiş yıllarda sendika yöneticiliği yapmış, sağlık sendikasında kurucu yöneticilik yapmış birisi olarak söylüyorum. Şimdi, hekimler iş bırakma eylemi yapıyorlar; kasım ayında iş bırakma eylemi yaptılar, aralık ayında iş bırakma eylemi yaptılar; 5-7 Kasımda ve 2-6 Aralıkta, şimdi de bir kez daha iş bırakma eylemi yapıyorlar.

Ben kısaca hangi amaçla yaptıklarını sizlere söyleyeceğim fakat sorun şu: Sağlık Bakan Yardımcısının hekimlerin taleplerine kulak vermek yerine, hangi amaçla iş bıraktıklarını öğrenmek yerine -katılmayabilir, bu amacı doğru bulmayabilir- "Hayatımızda hiçbir değişiklik yapmadı, hiç farkında bile değiliz." demesi kabul edilebilir bir şey değil. Çok açık söylüyorum, Sağlık Bakan Yardımcısının tek bir gün daha o koltukta oturmaması gerekir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Hekimler gerçekten çok insani taleplerle yola çıkmış durumdalar. Bakın, ben size söyleyeyim, bakalım bu salonda kim karşı çıkacak hekimlerin iş bırakma eyleminin amacına. Diyorlar ki: "Biz sağlıkta şiddetin son bulmasını istiyoruz, etkili bir şiddet karşıtı yasa çıkarılmasını istiyoruz. Performans ve ciro baskısı olmadan emekliliğe yansıyacak bir ücret istiyoruz yani bizim aldığımız bir ücret var, performans baskısı olmasın istiyoruz, ciro baskısı olmasını istiyoruz. Biz insan sağlığıyla ilgileniyoruz ve bunun karşılığında aldığımız ücret karşılığında da emeklilik aylığı almak istiyoruz. Her hasta muayenesi için insanca bir süre talep ediyoruz. Beş dakikada bir, yedi dakikada bir biz bir hasta muayene edemeyiz. Bu sadece bize değil, bizim emeğimize değil, tedavi için sağlık kuruluşuna başvurmuş hastalara da saygısızlıktır."

Deprem bölgesinde insanca çalışma koşulları ve yaşam koşulları istiyorlar; hekimlerin istediği şeylerden biri de bu.

Yine, birinci basamak sağlık hizmetlerinin, koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesini istiyorlar, sevk zincirine -bütün dünyada bunun propagandası yapılıyor ya- uyulsun istiyorlar, "Sağlıkta çeteleşmeye hayır." diyorlar, "İnsanca bir sağlık sistemi kurulsun." diyorlar ve son olarak nitelikli tıp eğitimi istiyorlar, nitelikli uzmanlık eğitimi istiyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tiryaki, tamamlayın lütfen.

MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

Şimdi, bu Parlamento çatısı altında bu iş bırakma eyleminin amacına kim karşı çıkabilir? Bunu anlamak yerine, bunu dinlemek yerine, bu konuda sendikaları, meslek örgütlerini muhatap alıp onların taleplerini dinlemek yerine çıkıp Sağlık Bakan Yardımcısı "Hiç varlığının, yaptıklarının farkında değiliz. Hiç kimse bunun farkında değil." deyip aşağılıyorsa yapacağınız ilk iş, eğer insan sağlığına toplu iğne ucu kadar değer veriyorsanız, sivil topluma, demokratik kitle örgütlerine, sendikalara toplu iğne ucu kadar saygı duyuyorsanız Sağlık Bakan Yardımcısını görevden almanız gerekir diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)