| Konu: | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 07.01.2025 |
MHP GRUBU ADINA PELİN YILIK (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkler tarih sahnesine çıktığı andan bugüne sürdürdükleri devlet geleneği ve anlayışıyla her zaman mazlumun ve masumun yanında olmuş, Türk milleti de devleti için her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmamıştır. Sahip olduğumuz sosyal devlet anlayışı gereği milletimizin her bir ferdi ayrı ayrı kucaklanmakta, kimin nerede, neye ihtiyacı varsa devletin şefkat ve yardım eli uzanmaktadır. Köklerini tarihinin derinliklerinden alan bu anlayış, bugün de çağın kendine has şartları altında kendini geliştirmeye, imkânlarını genişletmeye devam etmektedir. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar arasında genel sağlık sigortası uygulaması, özellikle de vatandaşlarımızın sağlık riskleri hasıl olduğunda uygun tedaviye eşit şartlarda ulaşabilmesi açısından önem arz eden konular arasındadır. Devletler, toplumun sağlık koşullarını iyileştirme, sağlığı olumsuz etkileyecek etmenleri yok etme, koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerini etkin ve sürdürülebilir kılma süreçlerinde önemli bir rol üstlenmektedir. Bu süreçte, sağlık hizmetinin boyutunun ve kalitesinin artması aynı zamanda harcamaların da artması demektir. Artışın dengeli ve kontrollü dağılımı için finansmanının hangi kaynaklardan ve hangi şekilde karşılanacağı konusu elzemdir. İnsanı yaşatmak hedefini sağlıklı toplum vizyonuyla değerlendirecek olursak, etkili sağlık politikalarını ve bu politikaların finansmanını oluşturmak atılacak adımların başında gelmektedir. Sağlık hizmetlerinin özelliklerinden en temel olanı toplumsal bir nitelik taşıyor olması ve nüfusun tamamını ilgilendiriyor olmasıdır. Kişilerin bir şekilde sağlığını etkileyen, hastalığı tedavi eden, koruyan ve rehabilite eden her faaliyet sağlık hizmetidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sosyal güvenlik, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren muhtaçlığın giderilmesi, sosyal adaletin sağlanmasında etkili olan bir politika aracıdır. Sosyal güvenlik sistemi toplumsal barışın sağlanması, yoksulluğun azaltılması ve gelirin yeniden dağıtılmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Toplum içerisinde sosyal farklılıkların ortadan kaldırılmasını hedefleyen sosyal devlet anlayışı sosyal dışlanma yaşanmaması ve sosyal alanda adaletli bir toplum oluşturulması için çağdaş norm ve değerlere uygun bir sosyal güvenlik sistemi kuracak gerekli altyapıyı hazırlamaktadır. Her bir kişi için hayatının herhangi bir aşamasında karşılaşabileceği hastalık, işsizlik, yaşlılık, analık, iş kazası gibi sosyal risklere karşı koruma sağlanmasını hedefleyen sosyal güvenlik politikalarını insanlık tarihinin başlangıcından itibaren her dönemde görmek mümkündür. Sosyal sigortalar hukukunun temel hedeflerinden biri, sosyal riskle karşılaşan bireye ve hak sahiplerine insan onuruna yaraşır bir hayat standardı sunmaktır.
Değerli milletvekilleri, sağlık hizmetlerinin finansmanı, hem hizmet kalitesine hem de temel sağlık hizmetlerinin tabanının genişlemesine doğrudan etki etmesi nedeniyle önemlidir. Türkiye'de sağlık hizmetlerinin finansmanı değişik dönemlerde farklı yöntemlerle yerine getirilmiş olup, uzun bir süre parçalı bir yapıyla sistem sürdürülmüştür. Genel sağlık sigortası ve Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturulana dek farklı kurumlarca sağlık hizmetlerinin finansmanı sağlanmış, karışıklıkların giderilip, kontrolün sağlanabilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturulmuştur. Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye'de çalışan ve emeklilerimizin ekonomik ve sosyal haklarını düzenlemektedir. Tek çatı uygulamasıyla birlikte başarılı bir dönüşüm sağlanmıştır ve dolayısıyla, yaptığı hizmetler toplumsal yaşamın olmazsa olmazıdır.
Sağlık hizmetine erişimde politikalar yapılırken ve sağlıklı toplum inşa edebilmek için finansman oluşturulurken reformlarda hakkaniyet gözetilmelidir. Sağlıklı toplumu oluşturabilmek için bir anlamda sistem dışında kimseyi bırakmamayı hedefleyen genel sağlık sigortası uygulaması Türkiye sağlık sisteminin önemli bir dönüm noktası niteliğindedir. Bu dönüşümle birlikte 2012 Ocak ayından itibaren vatandaşlarımızın katılımı zorunlu kılınmış, işsizler ve yeşil kartlılar dâhil tüm bireyler sağlık hizmetlerinden yararlanmak adına sigortalanmış, sosyal güvence altına alınmıştır. Bu anlamda Türkiye'de sosyal sigorta uygulamalarını sunan kurumların bir araya getirilmesi sağlanmış ve sağlık sigortası alanında köklü bir değişiklik yaşanmıştır.
Bugün Türkiye'de tek sigorta kurumundan oluşmuş bir yapı söz konusudur. Tüm nüfusu sosyal sağlık sigortası kapsamı altına alan bu uygulama "genel sağlık sigortası" olarak adlandırılmaktadır. Nitekim, genel sağlık sigortası, 5510 sayılı Kanun'da, kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleriyle karşılaşmaları durumunda ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigorta olarak tanımlanmıştır. Eşit ve sağlıklı bir toplumu oluşturabilmenin yolu güçlü bir sağlık sistemi oluşturmaktan geçmektedir. Devletler erişilebilir olan bir sağlık hizmeti sağlamak, mevcut kaynakları etkin bir şekilde kullanabilmek ve tüm bunların asıl hedefi olan kişilerin sağlıklı yaşama hakkını teminat altına alabilmek için farklı sağlık sistemi modelleri geliştirmişlerdir. Bu anlamda GSS prim borçlarını ödeyemeyen sigortalılara yönelik kamuya olan borç yüklerini hafifletmek ve sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla 1 Ocak 2015 öncesine ait olup ödenmemiş GSS primleri ile gecikme cezası ve gecikme zammı gibi ferî alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilmesinin kısa bir süre önce kanunlaşmasını da önemli bulmaktayız. Türk GSS sisteminin yasal kurgusu ve işleyişi ile finansman kaynakları, sistemin sosyal güvenliğin karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ilkesini güçlendiren özelliklere sahiptir. GSS reformunun başında planlanan hasta sevk sisteminin kurulması, ilk basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve sağlık hizmetleri arzı bakımından yapılacak planlamalar ile istismar ve suistimali önlemeye yönelik tedbirler GSS'nin sosyal yardımlaşma ilkesini güçlendirmeye katkıda bulunacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çalışma hayatı, işçi ile işveren haklarının dengeli bir şekilde korunmasının yanında işin korunmasını da dikkate alan politikalar çerçevesinde düzenlenmelidir. Bir toplumda sosyal refahın sağlanması, adil gelir dağılımı ve gelir düzeyinin yükselmesiyle yakından ilişkilidir. Gayrisafi millî hasıladan kişi başına düşen payın seviyesi ekonomik gelişmişlik ve refah düzeyini gösterir. İnsanların istihdam edilmesi ve iş hayatında aktif rol alması iş gücü piyasasını canlandırıcı, işsizliği azaltıcı, alım gücünü artırıp ihtiyaçların kolayca teminine zemin oluşturacak etkiye sahiptir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak çalışma hayatına ilişkin politikamızın temeli, toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, iş gücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği bir iş gücü piyasasının oluşturulmasına dayanmaktadır. İş kazası ve meslek hastalıklarının tespiti ve bildirimi süreçlerinin iyileştirilmesini, iş sağlığı ve güvenliği alanında koruyucu ve önleyici faaliyetlerin artırılmasını, bu alanda yürütülen hizmetlerin nitelik ve verimliliğinin artırılmasını ve denetimlerin daha da etkinleştirilmesini gerekli bulmaktayız.
Kıymetli milletvekilleri, görüşülmekte olan kanun teklifiyle birlikte, ağırlıklı kısmı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olmakla birlikte Sağlık Bakanlığına ait 2 maddeyle toplamda 7 farklı kanunda düzenleme yapılması öngörülmektedir. Engelli kardeşlerimiz için 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışma gücü kaybına göre belirleme yapılması ve tüm uygulamanın SGK tarafından yürütülmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda emeklilik haklarının sağlanmasında sigortacılık ilkelerinin dikkate alınması ve sigortalılar arasında norm ve standart birliği sağlanarak 2008 yılı Ekim ayından önce sigortalı olan engelliler için vergi indirimi belgesi esas alınarak yürütülen emeklilik işlemlerinin 5510 sayılı Kanun kapsamında çalışma gücü kaybına göre belirlenmesi ve tüm uygulamanın SGK tarafından yürütülmesi amaçlanmaktadır.
Yine bu kanun teklifiyle, yabancılara sunulan birinci basamak sağlık hizmetlerinin ücretlendirme kriterlerinin belirlenmesini, ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarında ücretli olarak verilmekte olan özel amaçlı sağlık raporlarının daha düşük bedelle aile hekimliği birimleri üzerinden düzenlenecek olmasını önemli bulmaktayız.
Ayrıca, 506 sayılı Kanun kapsamındaki sandıklar ile SGK arasında veri paylaşımının yapılacak olması sistemde yeknesaklığın sağlanması için gerekli bir değişiklik olacaktır. 506 sayılı Kanun’un geçici 20'nci maddesi kapsamında kurulan sandıklar tarafından sandıkların iştirakçileri ile aylık ve gelir bağlanmış olanlar ile bunların hak sahiplerinin sosyal güvenlik hak ve yükümlülükleri SGK dışında yürütülmektedir. Ancak SGK'nin kişisel veri paylaşımı yapacağı kurum ve kuruluşlar arasında bu sandıklara yer verilmemiş olması hukuki ihtilaflara neden olmaktadır. Bu durum, aylık bağlama dâhil pek çok işlemlerini SGK mevzuatına göre yapan söz konusu sandıkların işlem süreçlerini uzatmaktadır. Yapılan bu düzenlemeyle sigortalılara yönelik iş ve işlemlerin hızlandırılması ve özellikle yersiz ödemeler yapılmasına neden olunmaması amacıyla bu sandıklar ile SGK arasında veri paylaşımının yapılabilmesi amaçlanmaktadır.
Yabancı uyruklu öğrencilerin herhangi bir eğitim öğretim yılında talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmasına olanak tanıyan değişiklikle, Uluslararası Öğrenciler Değerlendirme Kurulu kararıyla veya Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından burs imkânı tanınmış yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortası tescil ve prim ödeme süreçlerinin düzenlenmesi de öngörülmektedir. Yabancı uyruklu öğrencilerin genel sağlık sigortasından yararlanabilmeleri için ilk kayıt tarihinden itibaren öngörülen başvuru süresinin üç ayla sınırlı olması bu sürede başvuruda bulunmayan öğrencilerin bir daha talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmalarına engel olduğundan, yapılan bu düzenlemeyle söz konusu öğrencilerin -kayıtlarının devam etmesi şartıyla- herhangi bir eğitim öğretim yılının başlangıç tarihinden itibaren üç ay içinde talepte bulunarak genel sağlık sigortalısı olmalarına imkân tanınması sağlanmaktadır.
5434 sayılı Kanun'a tabi yetim aylığı almaktayken astsubay ya da polislik eğitimine tabi tutulanlar ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda subay ve astsubaylık eğitimine tabi tutulanların öğrenimleri süresince yetim aylıklarının kesilmemesinin sağlanması, Emekli Sandığına tabi yetim aylığı alanların bu aylıkları kesilmeden ikinci üniversite veya yüksek lisans eğitimi görmeleri ve böylece diğer statülerde aylık alanlarla norm ve standart birliğinin amaçlandığını görmekteyiz.
Yurt dışından temin edilen tıbbi ürün istisnasına açıklık getirilerek temin kanallarının artması, hastaların ilaca erişimini kolaylaştıracak değişiklik maddesiyle genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için gerekli görülen ancak yurt içinden sağlanması mümkün olmayan beşerî tıbbi ürünlerin, vatandaşlarımızın yenilikçi tedavilere hızlı bir biçimde erişiminin sağlanması için Sağlık Bakanlığı onayıyla SGK tarafından yurt dışından temin edilerek hastalara ulaştırılması amaçlanmaktadır. SGK tarafından ilaç temin işlemlerinin gerçekleştirilmesi temin kaynaklarının çeşitlenmesini sağlayarak rekabeti arttırıcı etki yaratacak ve ilaç temin maliyetlerinde düşüşü ve kamu mali yararını sağlayacaktır.
Klinik araştırmalar, hastaların yaşam kalitesini iyileştirmede ve özellikle ölümcül hastalıklarda yaşam süresini artırmada önemli bir rol oynamaktadır. Hastaların klinik araştırmaya katılması durumunda yeni geliştirilen tedavi yöntemlerinden öncelikli olarak faydalanma imkânı oluşmaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, yapılacak düzenlemeyle hastaların yeni tanı ve tedavi ürünlerine daha fazla erişim imkânına sahip olması, SGK'nin uzun vadede üzerindeki mali yükün görece azalması; yerli ilaç, tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme sektörünün yeni ürünler geliştirmesinin teşvik edilmesi; ülkemizde daha fazla klinik araştırma yapılmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı tarafından desteklenen ve Sağlık Bakanlığınca izin ve onay verilen klinik araştırmalara kamu hastaneleri ve devlet üniversitelerinde olmak kaydıyla SGK tarafından finansman desteğinin verilecek olması Türk sağlık sisteminde AR-GE çalışmalarının gelişmesi bağlamında büyük önem taşımaktadır. Her fırsatta ifade ettiğimiz gibi, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının Türk sağlık sisteminin TÜBİTAK'ı olması yolunda atılan önemli bir adım olarak değerlendirmekteyiz.
10 kişiden az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işletmelerin bağlı bulunduğu kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşundan iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alması düzenlenmektedir. İş yerlerinde acil ve hayati tehlike arz eden durumlarda işveren tarafından gerekli tedbirlerin alınmaması hâlinde OSGB'lere de Bakanlığa bildirim yükümlülüğü getirilmektedir. Sağlık raporu alınacak yerlere, çalışan sağlığı merkezleri ve diğer kamu sağlık hizmeti sunucuları da eklenmektedir.
50'den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli iş yerleri için kanun kapsamında alınması gereken raporların ÇASMER'lerden de alınabileceği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeyle hem aile hekimlerinin ve diğer kamu sağlık hizmeti sunucularının mevcut durumdaki iş yükünün azaltılması hem de bu hizmet sunucuları arasında isteğe bağlı olarak tercih yapma imkânı söz konusu olacaktır.
Sağlık Bakanlığının kişisel verileri hukuka uygun, etkin ve güvenli şekilde işlemesi, sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması, kamu sağlığının korunması ve sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir. Her hastanın müracaat, şikâyet ve dava hakkını kullanabilmesi, sağlık hizmeti sunumunda yer alan paydaşların savunma hakkını etkin bir şekilde kullanması için tıbbi kayıtların doğru ve eksiksiz tutulması büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, sağlık personelinin hareketliliği ve istihdam durumlarının bildirilmesi, sağlık hizmetinin verimli bir şekilde planlanmasını ve yürütülmesini sağlayacaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, SGK'nin en yüksek gider kalemleri arasında yer alan sağlık giderlerinin disipline edilmesi, gelir-gider arasındaki dengenin sağlanması temel politika alanlarından biridir.
SGK'nin stratejik amaçlarına uygun olarak sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlamadan sağlık harcamalarının sürdürülebilirliğini sağlamak, tıp uygulamalarının sürekli gelişen ve değişen dinamiğine uygun bir şekilde sağlık hizmetlerinin hızlı ve kesintisiz şekilde yürütülmesine ve finansmanına katkıda bulunmak amacıyla 5510 sayılı Kanun’da yapılması teklif edilen değişiklikleri Milliyetçi Hareket Partisi olarak yerinde bulmaktayız ve desteklediğimizi ifade ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)