GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Tümü münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:20.12.2024

AK PARTİ GRUBU ADINA BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on iki gün boyunca şu Meclis çatısı altında bütçeyle alakalı pek çok konuşma gerçekleştirildi. Bu konuşmaların bir kısmı yara açıcı ama büyük bir kısmı da yara sarıcıydı.

12 Eylül gerçekleştiğinde o faşist darbe ailemin üzerinden bir buldozer gibi geçmişti. Rahmetli ağabeyim, Ülkü Ocakları Başkanlığı yapan Cihan Yenişehirlioğlu tutuklanmış ve idam cezasıyla cezaevine atılmıştı. Ben ailenin en küçüğüyüm. Cihan abimin acısına daha fazla dayanamadığı için babam da vefat etmişti. Bir bayram sabahı annemle beraber Eskişehir'de 1. Taktik Hava Üssü'ndeki abimi cezaevinde ziyaret etmemiz gerekti. Haber gelmişti çünkü tatlı ikram edilecekti tutuklulara. "Herkes tatlı getirebilir." dendi. Biz annemle beraber... "Abin cevizli sever." diye sabaha kadar baklava açmıştı ve biz Manisa'dan bir trene bindik, gece boyunca annemle beraber Eskişehir'e doğru yol aldık, sabaha karşı indik. Herkes mutlu mesut bayramlaşmak için bir taraflara gidiyordu ve sevinç içindeydi ama bizim için karanlık ve kâbustu. Tepsiyi taşıdım. Askeriyenin önüne girdik. Annem oğluna bir dilim baklava yedireceği için çok mutluydu. Orada birçok anne vardı. Bir hanımefendi, annem gibi, Anadolu'nun analarından biri, yanına geldi. Birbirleriyle sohbet etmeye başladılar. Hanımefendinin evladı sol görüşlüymüş ve o da cezaevindeymiş; benim annemin oğlu ülkücüydü ve o da cezaevindeydi. Birbirleriyle sohbet ederken "Benim oğlan cevizli sever." derken öbür hanımefendi de "Benim oğlan bademli sever." dedi ve oğullarına tatlı yedirecekleri için çok mutluydular. Sonra bir düdük çaldı ve bir komutan çıktı, dedi ki: "İçeriye tatlı sokmak yasak." Bütün gece boyu annem, bir fitil baklava yedireceği için yol boyu mutlulukla gelmişti, annem ağlamaya başladı, o sol görüşlü çocuğun annesi de ağlamaya başladı ve annem daha sonra "Yapılacak bir şey yok, bari baklavayı buradaki asker çocuklara, Anadolu evlatlarına dağıtalım." dedi, ben elimdeki baklavayı dağıttım. O gün kendime bir söz verdim: "Yara açan değil, yara saran olacağım." (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

MURAT EMİR (Ankara) - Ahmet Özer'den de bahsedeceksiniz o hâlde. Ahmet Özer havalandırmasız bir odada kalıyor, ondan da bahsetmenizi bekliyorum.

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Ne kadar rahatsız oluyorsunuz ya! Anlattığı şeyden bu sonuç mu çıktı?

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Devamla) - Avukatlığımı, aktörlüğümü, yazarlığımı ve şu an Mecliste bulunduğum milletvekilliği görevimi hep bu perspektiften yani yara açan değil, yara saran perspektiften kurguladım, böyle olmaya da devam edeceğim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) O sebeple, konuşmamı başka bir perspektiften hazırladım.

2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sözlerimin başında, milletimizin birlik ve beraberliği ile bağımsızlık aşkını dile getiren İstiklal Marşı'mızın yazarı, Millî Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u vefatının 88'inci yılında 20-27 Aralık Mehmet Akif Ersoy'u Anma Haftası vesilesiyle rahmet ve dualarla anıyorum.

AK PARTİ hükûmetlerinin 23'üncü, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ise 7'nci bütçesinin görüşmelerinin sonuna gelmiş oluyoruz. Bu son derece gurur verici; siz bu lezzeti çok iyi biliyorsunuz yirmi iki yıldır. Sayın Bakanlarımıza bilgilendirmelerinden, değerli milletvekili arkadaşlarıma katkılarından dolayı, herkese son derece teşekkür ediyorum.

Bir sanatçı olarak, öncelikle, kültürün, kültürü muhafaza etmenin ve buna yönelik çalışmaları hayata geçirmenin öneminden ve değerinden bahsetmek istiyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insan, Yüce Allah tarafından eşrefimahlukat yani yaratılanların en şereflisi olmakla vasıflandırılmıştır. Nitekim, insan, rahmet olarak verilmiş aklı sebebiyle hem vazifeli kılınmış hem de davranışlarından sorumlu kılınmıştır. Bizzat insana dokunan, insana hizmet ulaştıran, insandan teveccüh görmeyi hedefleyen, başarısı bu nispette belirlenen siyaset kurumu bu sebeple önemli ve kıymetlidir. İnsana verdiği değerle, samimiyet ve muhabbetiyle yüreklerde meşru zemin bulma imkânına sahip olan, bu doğrultuda politika ve hizmet üreten bizler, görevimizin ciddiyetini layıkıyla idrak ediyoruz. İstişare ve uzlaşı kültürünün çatısı, demokrasi anlayışının mekânsal iz düşümü olan Gazi Meclisimizde yürütülen çalışmaların itibarı korunmalı, aziz milletimizin derdine deva olma gayretiyle, olanı daha da iyileştirme hedefiyle hareket etmeliyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçe, çeşitli alanlara aktarılan kaynaklar, hedefler ve amaçlar için ayrılan imkânlar bütünüdür. Bizler de devletimizin oluşturduğu bu kaynak ve imkânları aziz milletimizin hizmetine en yetkin ve sürdürülebilir şekilde sunmakla görevli, bu vazifenin ciddiyetini kavrama sorumluluğuyla mukayyet, mevcut olanakları en yüksek başarı seviyesine ulaştırmakla mükellefiz ve Cumhur İttifakı olarak bu felsefeyle çalışıyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

Bugün, görüşmelerinde sona geldiğimiz bütçemiz, her alanda insanı önceleyen, AK PARTİ hükûmetleriyle sağlanan, Cumhur İttifakı’nın oluşturduğu güzelliklerle istikrarı, üretimi, istihdamı ve yatırımı temel alan yürüyüşünün devamı niteliğindedir. İşte, bu sebeple, Allah'ın izniyle, bugün kabul edilecek olan bütçemiz bizzat bu milletin değerlerini koruma vizyonunun bütçesidir. İnsanı ihya ederek toplumu, toplumu ihya ederek milleti, milleti ihya ederek devletimizi kalkındırmayı hedef bildik. Geçmişten bugüne elde ettiğimiz kazanımlar tam da bu plan ve programın bir yansımasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ olarak, insanın yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi boyuttaki yükselişine de daima önem vermiş, medeniyet mirasımızın üzerine titremiş, kültürümüzü muhafaza etmiş ve şanlı tarihimizi gurur vesilesi addetmiş bir hedefler manzumesinin uğrunda mücadele verdik, mücadele vermeye devam edeceğiz. Kültür, insanın tabii ve içtimai çevresine hâkimiyetinin ölçüsünü gösteren araçlar bütünü olarak tanımlanabilir. Bu tanım, insandan topluma uzanan o geniş alanda kültürde ve sanatta ne kadar güçlü olursak çevremizi de aynı derecede etki altına alabileceğimizi, yönlendirebileceğimizi ve yönetebileceğimizi göstermektedir. Kalkınmanın temel felsefesi, bireylerin ve toplumların refah seviyesini artırarak insanlık için daha iyi yaşam koşulları kurmak üzerine bina edilmiştir. Bu felsefenin insani gelişim, sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme gibi boyutları olsa da en önemli kolonu kültürel ve manevi değerlerdir. Kalkınma süresince topluma ait kültürel ve manevi değerlerin korunması, bireylerin köklerinden koparılmadan ilerlemesi en büyük kritik sonuçtur. Nitekim, geçmişte büyük medeniyetlerin ortaya çıkışına, yükselişine ve yıkılışına baktığımızda, görünürdeki sebep ne olursa olsun temelde sürecin belirleyicisinin kültür olduğuna şahitlik ediyoruz. Günümüzde de kültürel sistemi yönetenlerin en güçlü silahlılarıyla, müziğiyle, sinemasıyla, edebiyatıyla, modasıyla kültür araçları olduğunu açıkça itiraf etmek zorundayız.

Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; kültürümüzü kaybedersek yok oluruz. Kimliğimizi, kişiliğimizi, özgünlüğümüzü terk edersek niteliksiz yığınların bir parçası hâline geliriz. Her alanda güçlü olabilmek ve güçlü kalabilmek için millî kültürümüze, kitaplarımıza ve medeniyetimize sahip çıkmak zorundayız. Kültürel yabancılaşmaya ve kültür emperyalizmine karşı yerli ve millî olan kültür değerlerimizi evrensel bir dille yeniden keşfetmeli ve ihya etmeliyiz. Bir kültür ürününün formunun yerli ve millî olması, onun manasının ve mesajının evrensel olmasına asla engel değildir.

Biz hem medeniyet birikimi hem tarihî geçmişi hem de devlet geleneği bakımından çok zengin bir milletiz. Çağ kapatıp çağ açmış bir ecdadın torunları olarak kendimize yeni ve büyük bir gelecek inşa etme gücüne ve iradesine de sahip bir milletiz. İşte, onun için büyük, güçlü Türkiye diyoruz. İşte, bunun için gençlerimize 2053 ve 2071 vizyonlarını miras olarak bırakıyoruz. Bizim kültürümüz, gelişmeye mâni olmak bir yana, gelişmeyi teşvik eder. Bir dönem bilinçli bir şekilde yürütülen inancımıza ve kültürümüze yönelik aşağılama kampanyalarının amacı, işte bu değerli varlığımızı önce gözlerden düşürmek, ardından zihinlerden uzaklaştırmak ve neticede tarihe gömmek içindi. Türk kültürü, güzel, iyi, kıymetli olanı bünyesine katmakta sıkıntısı olmayan, bunları mevcutla birleştirip çok daha üst bir noktaya çıkmayı kazanç sayan bir anlayışa sahiptir. Türk kültürü, maruz kaldığı tüm saldırılara ve tahribat çabalarına rağmen hâlâ dünyanın en kadim, en derinlikli, en kıymetli kültürleri arasındaki yerini korumaktadır. Bize düşen, medeniyet mirasımızı ihya etmek, günümüzün ihtiyaçlarıyla kültürümüzü yeniden yorumlayarak ayağa kaldırmak ve geleceğe taşımaktır. Kültür ve manevi mirasımızı korumanın kıymeti yalnızca bugünün şartlarıyla, bugünün kazanım ve başarılarıyla değerlendirilemez; ruhuna layık muhafaza edilen fikirler ve maneviyatına uygun korunan eserler, gelecek nesillerin hayırla andığı ve tarihine sahip çıktığı bir süreci de beraberinde getirmektedir. AK PARTİ hükûmetleri olarak, yirmi iki yılda, bu bilincin gereği olarak oldukça anlamlı ve geniş kapsamlı bir kültür mirası koruma seferberliği başlatılmış, bu doğrultuda önemli adımlar atılmış, değerli proje ve hizmetler hayata geçirilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı müze ve ören yerlerinin ağırladığı misafir sayısı ve müzelerdeki toplam eser miktarı bu noktadaki başarımızı ortaya koymaktadır.

Yine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza bağlı Tunceli Müzesinin 2023 yılında Avrupa'nın en iyi 2'nci müzesi seçilmesi, deneyimsel dünyadaki ilk müzelerden biri olan Efes Deneyim Müzesinin en iyi müze kategorisinde ödüle layık görülmesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzemizin Avrupa'da Yılın Müzesi Ödülü'ne layık gösterilmesi, bu alanda ulaştığımız başarının en müşahhas örnekleridir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sadece Şanlıurfa'da bulunan Göbeklitepe altı yıllık süreçte yaklaşık 3 milyon ziyaretçi ağırlamıştır. Göbeklitepe yalnızca Türkiye için değil, insanlık tarihî ve dünya turizmi için de büyük bir öneme sahiptir. Bu kültür mirası insanlık için tüm ezberleri bozan bir dönüm noktasıdır. Burada bulunan tapınaklar tarımın ve yerleşim hayatının henüz gelişmediği bir dönemde inşa edilmiştir. Bu durum, inancın ve ortak bilincin medeniyetin temel yapı taşlarından biri olduğunun açık ispatıdır. Göbeklitepe sadece taşlardan değil, aynı zamanda insanlığın hikâyesiyle inşa edilmiştir. Medeniyetimizin gurur kaynağı olan Göbeklitepe, bu toprakların ne kadar köklü bir tarihe ev sahipliği yaptığının delilidir, Anadolu'nun insanlık tarihinin her aşamasında önemli bir rol oynadığına dair güçlü bir kanıttır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok önemli bir noktanın daha altını çizmekte fayda görüyorum. Kültür mirasımızın üzerine titremeyi sürdürüyor, bu konudaki sorumluluk bilincimizi ve kararlılığımızı ortaya koymaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, ülkemiz, artık, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele konusunda da UNESCO başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlar nezdinde, çok taraflı platformlarda belirleyici, kural koyucu ve takip edilen bir konumda yerini almış bulunmaktadır. Vaktiyle yurt dışına çıkarıldığı tespit edilen kültür varlıklarımızın ülkemize iadesine yönelik çalışmalar bütün hızıyla devam etmektedir. Bakanlığımızın özverili çalışmaları neticesinde ülkemizdeki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının sayısı 126.552'ye, sit alanlarının sayısı ise 25.863'e yükselmiş bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bilindiği üzere, gururla ibadete açtığımız Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi'nin tarihinde ilk kez bütüncül projesi 2024 yılı içerisinde çıkarılmıştır. Fatih'in emanetinin olası risklere karşı korunma çalışmaları titizlikle devam etmektedir. Vakıf kültürü medeniyetimizin temel taşlarından ve toplumsal birlikteliği tesis eden en değerli emanetlerden biridir. Bu kültürün...

(Uğultular)

BAŞKAN - Sayın Yenişehirlioğlu, bir dakika...

Değerli arkadaşlar, salonda çok yüksek bir uğultu var. İstirham ediyorum, hatibin daha rahat konuşabilmesi için dikkatle dinlemenizi tavsiye ederim.

Buyurun.

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Devamla) - Vakıf, bizim medeniyetimizde bir caminin kubbesine, bir çeşmenin akıp duran suyuna, bir kütüphanenin raflarına, bir kervansarayın duvarlarına işlenmiş iyilik duygusu; yük hayvanlarından gökte uçan kuşlara kadar tüm doğayı ve ayrım yapmadan bütün insanlığı kuşatan bir kültür hazinesidir. Vakıf, düşküne el, yolcuya yoldaş, hastasına şifa olmaktır. Vakıf medeniyetimiz, camiler ve külliyelerden eğitim kurumlarına, sağlık tesislerinden ticaret ve ulaşım eserlerine, sosyal yardım ve hizmet kurumlarından sivil mimariye kadar çok geniş bir yelpazede hizmet vermektedir. Bugün dünyanın dört bir yanında yoksulluk, umutsuzluk, yalnızlık ve çaresizlik kol gezerken vakıf ruhuna her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu çok açık ortadadır. Geçmişten günümüze bu fikriyatın temsilcileri daima birlik ve beraberliği muhafaza etmişlerdir. Asırların tecrübesine zarafeti derceden atalarımızın bu topraklara kardeşlik ve dayanışma ruhuyla kazandırdığı hayır eserleri insanlık adına dikilmiş birer vicdan anıtıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Eserlerimizi koruma vizyonumuz sayesinde yaşatılan bu ruhu muhafaza etmek de bizlerin sorumluluğuna düşmektedir. TİKA bu misyonu başarıyla yerine getiren kurumların başında gelmektedir. Türkiye'nin uluslararası kalkınma iş birliği faaliyetleri çerçevesinde ülkelerin ekonomik, sosyal ve insani kalkınma süreçlerini destekleyecek, ortak tarihî ve kültürel mirası geleceğe taşıyacak sürdürülebilir proje ve faaliyetler gerçekleştirmek için dünyanın dört bir tarafında hizmetlerine devam etmektedir. Kalkınma iş birliği araç ve yöntemleriyle yerel ve küresel düzeydeki sorunlara hızlı ve kalıcı çözümler sunabilen, etkin ve öncü bir teşkilat olma vizyonuyla çalışan TİKA, güvenilir, şeffaf ve insan odaklı perspektifimizi uluslararası boyutlara taşımaktadır. TİKA'nın yaptığı toplumsal ihya ve inşa faaliyetleri sayesinde gücümüzü tahkim ediyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir toplum, kültür ve sanat alanındaki derinliği ve birikimi kadar güçlüdür. İnsanlık tarihine baktığımızda bunun sayısız örnekleriyle karşılaşıyoruz. Bileklerinin gücüyle bir dönem milyonlarca kilometrekareye hükmetmiş komutanları bugün kim hatırlıyor? Yıkılmaz denilen nice imparatorluğun, devletin, krallığın yerinde bugün yeller esiyor. Sadece isimleri duyulunca bile yüreklere korku saran nice ordunun bugün esamesi okunmuyor fakat insanlığın ortak hazinesine katkı vermiş, kültürde, ilimde, sanatta çığır açmış, kendi özgün kimliklerini inşa etmiş, öz güveni ve benlik bilinci yüksek toplumlar hâlen dimdik ayakta durmaktadır. Tarih boyunca yaşadıkları onca sıkıntıya, işgale, ekonomik ve sosyal buhranlara rağmen bu milletler varlıklarını devam ettirebilmektedirler. Zengin bir kültüre, özgün ve derinlikli bir sanat anlayışına, gönül insanlarına, topluma yön ve cesaret verecek sanatçılara sahip olan milletler ise -yaşarlarsa yaşasınlar- kültürlerinden yeniden doğmayı başaracaklardır. Sadece yaşadığımız coğrafyada çeyrek bin yıla yakını Selçuklu, altı yüz yılı aşkını Osmanlı ve bir asrı cumhuriyet olmak üzere yaklaşık bin yıllık köklü bir birikime sahibiz. Kültür havzamızın sınırları Afrika'nın kuzeyinden, Orta Asya'nın, Avrupa'nın, Orta Doğu’nun en ücra köşelerine kadar uzanmaktadır. Uçsuz, bucaksız bir gönül coğrafyasını kapsayan bu sınırlar elbette yalnızca birer toprak parçasından ibaret değildir. Kadim bir kültürü ve engin bir medeniyet tasavvurunu da ihtiva eden bu topraklar, daima yeniliğe, ilim ve irfana mihmandarlık etmiş, iman ve ihsanla yükselmiştir. Bugün bizlere düşen sorumluluk hassas bir dengeyi gözetmek, kültür mirasımızı muhafaza etmek, köklerimize sahip çıkmak, mazi ile ati arasında köprü kurmak. Şanlı tarihimizle aramızı açmak isteyenlere karşı son derece uyanık olmak zorundayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihe zarafet katmış, dünyaya adalet dağıtmış, hoşgörü ve merhametle nice zaferler kazanmış devletleri kuran bizim mazimizdir. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Kültür ve medeniyet hazinesi uçsuz bucaksız olan bizim tarihimizdir. Kadın haklarından insan sevgisine, adaletten sanata her türlü güzellik bu topraklarda gelişme imkânı bulmuştur. Tarihin her safhasında, sınırları içerisinde kalan topraklara adaletle hükmetmiş bir milletin evlatlarıyız. Mazlumların umudu olmuş, her konuda en güzel şekilde emsal teşkil etmiş bir milletin mensuplarıyız. Köklerinden güç alarak kurduğu her devleti geçmiş birikimleri ve gelecek öngörüsüyle inşa etmiş, dünyanın parmakla gösterdiği, gıptayla takip ettiği bir medeniyetin temsilcileriyiz. Bizim felsefemizin alametifarikası ayrışmanın değil uzlaşmanın, savaşın değil barışın, husumetin değil suhuletin, nefsaniyetin değil zarafetin, teslimiyetin değil cesaretin yolunda ilerlemesi, kucaklayıcı bir istikamet takip etmesindendir. Bu topraklar çeşitli ırklardan, dinlerden ve inançlardan insanları yüksek bir medeniyet şemsiyesi altında toplayan kudretli bir çatı olmuştur. Bu çatı altında hiç kimse kendini öteki gibi hissetmemiştir. Dünyanın hiçbir noktasında böyle bir beraberlik görmek, bu iklimi tesis etmek asla mümkün olmamıştır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Dünyanın çeşitli bölgelerinden ülkemize gelen kardeşlerimize ülkemizin güzelliklerinin yanında insanımızın kültürünü, gönül zenginliğini, ahlaki olgunluğunu, manevi derinliğini gösterdiğimizde yalnızca para değil, aynı zamanda dost da kazanmış olacağımızı asla unutmamak gerekir. Yunus Emre'nin şu mesajı bizim turizm anlayışımızın ve medeniyet perspektifimizin âdeta manifestosudur: "Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım/ Sevelim, sevilelim/Dünya kimseye kalmaz." (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bizler, işte böylesine kusursuz bir düşünce yapısının emanetçileriyiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, bu bilinçle sessiz devrimler gerçekleştirmiş; kültür bakiyemizi korumak, gelecek nesillere aktarmak adına önemli atılımlara imza atmış bulunuyoruz.

Bugün, kendi tarihine düşman bir nesil yetiştirmek isteyenlere karşı kadim tarihimiz tüm paydaşlarıyla bir gurur vesilesi olarak anılmaktadır. Bugün, İslam'ın nuruyla aydınlanmış bu topraklara ekilen umut tohumlarının yeşerdiğine şahitlik ediyoruz ve inanıyoruz ki filizlenen bu tohumlar kökü maziye, dalları atiye uzanan koca birer çınar olacak ve gölgesinde bütün insanlık huzur bulacaktır. Türkiye, işte bu bağlılığın sayesinde "Daha adil bir dünya mümkün." diyerek mücadele vermektedir, mazlumlara umut olmaktadır, İsrail zalimliğinin planlarını bozmaktadır, Suriye'de tarihin doğru tarafında yer almaktadır, haktan ve hakikatten yana durmaktadır, Filistin'de vicdan ve merhamet kalesini muhafaza etmektedir, insanlık saflarını tahkim etmektedir; kardeşliğe omuz vermekte, masumların güvende hissetmesine vesile olmaktadır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu gücün kaynağı, kültürümüze, tarihimize layık olma bilincidir, mazimizi muhafaza etme sorumluluğunu kutlu bir emanet olarak görmektedir. İsrail terörü bölgeyi bir ateş çemberine çevirmeye çalışırken, Gazze kasabı Netanyahu soykırım motivasyonuyla kanlı eylemlerine devam ederken, siyonizm ile emperyalizmin ittifakı peş peşe savaş suçları işlerken bu kanlı senaryoya en yüksek ses Türkiye'den çıkmıştır. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Bugün, dünya üzerinde uluslararası hukuku, insan hak ve hürriyetlerini, vicdan ve merhameti en güçlü savunan ülke Türkiye'dir. Dünyada güçlü olanın haklı değil, haklı olanın güçlü olduğu bir sistem için gayret gösteren, "Dünya 5’ten büyüktür." diyerek ezberleri bozan, tabuları yıkan ve dünyaya bu anlamda yeni bir ufuk kazandıran lider Recep Tayyip Erdoğan'dır. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Yirmi iki yıldır aziz milletimizden gördüğü teveccühü yalnızca bir iftihar vesilesi olarak değil aynı zamanda ağır bir sorumluluk olarak akdeden AK PARTİ, çalışmalarını bu bilinç ve bu perspektif sayesinde geliştirmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; örnek alınan, sözü itibar gören; yalnızca değişen değil, gelişen; etkilenen değil, etkileyen; sadece takip eden değil takip edilen bir Türkiye'yi Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde inşa ettik.

Son yirmi iki yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı; zorluklarla karşılaştık, engellerle mücadele ettik, sabotajlara maruz bırakıldık, içeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Neyi başardıysak bileğimizin gücüyle başardık, alnımızın teriyle başardık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Günümüz dünyasında kritik bir yeri olan savunma sanayisinde yerli ve millî üretim payını yüzde 80'lere çıkardık. Son yirmi iki yılda savunma sanayisinde büyük bir dönüşüm gerçekleştirildi. 2002 yılında sektörde sadece 56 firma faaliyet gösterirken bugün bu sayı 3.500'dür. Savunma projelerinin sayısı 2002'de 62 iken bugün bu sayı yüzde 80 yerlilik oranıyla 1.132ye yükselmiş ve büyüklüğü 100 milyar doları aşmıştır, istihdam sayısı 92 bin kişiye ulaşmıştır. Türk savunma ürünleri 185 ülkeye ihraç edilmekte, ürün çeşitliliği 230'u bulmaktadır. Bundan sonraki süreci de aynı şekilde, ülkemizin ve milletimizin hak ve menfaatlerini koruyarak elde ettiğimiz başarılarla taçlandıracağız.

Bu bütçe, eğitimden sağlığa, enerjiden tarıma, ekonomiden sanayiye kadar her alanda büyüyen, güçlenen, itibarı artan, refahı yükselen Türkiye'nin bütçesidir.

Bütçenin hazırlanmasında emeği geçen başta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz'a, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına, Hazine ve Maliye Bakanlığımıza, tüm Bakanlarımıza ve Bakanlık bürokratlarımıza, ayrıyeten Meclis Genel Kurulunda Bütçe Kanunu Teklifi çalışmalarında yoğun mesai harcayan Meclis Başkan Vekillerimize, Başkanlık Divanı üyelerine, siyasi parti gruplarının Grup Başkan Vekillerine, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimize, tüm milletvekillerimize ve on iki gün boyunca bizimle burada görev yapan Meclis personeline, özellikle temizlik personeli arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Şimdi bir şeyin altını çizmekte fayda var, sözlerimi sonlandırırken bir kez daha vurgulamak istiyorum: Bizim gayemiz asla şahıs değil şahısta tecelli eden davanın ta kendisidir, bu sebeple tarafımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tarafıdır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Bu duygu ve düşüncelerle, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'mizin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)