| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 18.12.2024 |
BİLAL BİLİCİ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum. 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 8'inci maddesi üzerine şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Mecelle'nin yazarı Ahmet Cevdet Paşa'nın bir sözünü hatırlatarak başlamak istiyorum: "Usul, esasa mukaddemdir." Yani usul, esastan önce gelir. Yöntemlerimizin doğruluğunu sorgulamak önemlidir. Denenmiş ve başarısızlığı kanıtlanmış yöntemlerde hâlâ ısrar ediliyor. Devletimizin kararları, uygulamaları ve bütçe aktarımları tek bir iradenin tasarrufuna bırakılmış durumda. Milletimiz bunun yanlışlığını defalarca gördü. Teklifte ödenekler arası aktarım yapma yetkisinin sınırlandığı ve bazı durumlarda sadece tek bir karar mercisiyle sınırlı olduğu belirtiliyor; bu, kamu kurumlarının esnekliğini zedeleyecektir. Hani, bir söz vardır "Tüm yollar Roma'ya çıkar." diye. Burada tüm yollar tek bir akla, tek bir yere, tek bir adrese çıkıyor. Tüm yolların tek bir hatta çıkması doğru değildir, bu yanlıştır ve hatadır.
Teklifte, ayrıca, "uygun görüş" şartı olmadan uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapılamayacağı da belirtilmiştir. Bu, üniversiteler ve enstitüler gibi kurumların yurt dışıyla temaslarının önüne engel koymakta ve gereksiz yere süreci uzatmaktadır. Devlet üniversitelerinin uluslararası etkinlikler için ön izin almasının demokratik normlara aykırı olduğunu buradan da belirtiyorum. Bilimsel etkinliğin önüne hiçbir makamın geçmemesi gerektiğini ifade ediyorum. Ulu Önder Atatürk'ün söylediği gibi "Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse bilimi seçin." sözünü buradan hatırlatmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Bu topraklar Aziz Sancarları, Daron Acemoğluları, Halil İnalcıkları ve Türkan Saylanları çıkarmıştır; daha nicelerinin çıkmasına engel olunmamalıdır diyorum.
Öte yandan, vatandaşımız açlık sınırının altında asgari ücret ve emekli maaşıyla yaşamaya mahkûm edilirken kamunun keyfekeder şatafattan vazgeçememesini de kabul edilemez buluyorum. Ekonomik sıkıntıların tüm yükünün vatandaşa yani acı reçetenin özellikle dar gelirliye yüklenmesi doğru değildir. Ekonomi programı demek vatandaştan her durumda vergi almak, enflasyona ezdirmek olmamalıdır diyorum.
Değerli milletvekilleri, seçim bölgem Adana'ya gelirsek; bu şehir, bereketli toprakları, çalışkan ve mert insanlarıyla bilinir ve ülkemizin gururudur. Ancak, başta altyapı ve yatırım teşviklerinin yetersizlikleri, Adana'ya yıllardan beri üvey evlat muamelesinin yapılması, işsizlik oranlarının yüksekliği ve tarımsal desteklerin azlığı Adanalı sanayiciyi, Adanalı çiftçiyi ve tüm Adanalıları derinden etkilemektedir. Örnek verecek olursam, mesela sert çekirdekli meyve ağaçlarının bahçelere dikilmesine yüzde 6 eğim şartıyla getirilen kısıtlamalar, katma değerli ürünlerin üretiminin önünü kesmekte, ihracat potansiyelini de baltalamaktadır. Bu da kısıtlamacı yani serbest piyasa ekonomisinden uzak, bu yüzyıldan kopuk bir anlayışın olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, Şakirpaşa Havalimanı'nın kapatılması Adanalıların mağduriyetini artırmakta, bu durum Adanalıyı cezalandırmaktadır. "Acı biber gibi yanarız ama hakkımızdan vazgeçmeyiz." diyen Adanalının haykırışını buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Gerçekler acı, reçete acı, iktidarın inandırıcılığının kalmayışı da çok acıdır diyorum. Ama Adanalı hakkını er veya geç alacak, iradesini sandıkta gösterecektir.
Adana'daki asıl can alıcı, en önemli sorun olan çete sorunları ise ciddiyetini korumaktadır. Haraç, tehdit, şantaj ve şiddet olayları şehrin her köşesine yayılmış yani yeni bir normal, yeni, tehlikeli bir alt kültür hâline gelmiştir. Hükûmetin asayişi ve ekonomik istikrarı sağlama sorumluluğunu yerine getirmesi de şarttır. Merhum Süleyman Demirel'in şu sözünü hatırlatmak istiyorum: "Hürriyetçi demokrasi sadece güvenlik değil güvenlik, hürriyet ve ekmeği bir arada sunan rejimdir."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bilici, lütfen tamamlayın.
BİLAL BİLİCİ (Devamla) - Konuşmamı başlarda ifade ettiğim bir sözü hatırlatarak tamamlayacağım: Bu Gazi Meclisin çatısı altındaysak tüm yollar Roma'ya değil, tek bir adrese değil bu milletin ortak aklına, ortak menfaatine, ortak iradesine çıkmalıdır diyorum. Hepinizi, yüce Meclisimizi ve milletimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)