| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 18.12.2024 |
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET ATMACA (Bursa) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; yüce Meclisi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan evvel, bu, çalışma takvimiyle ilgili bir iki cümle ifade etmek istiyorum. Bugün onuncu gündür, saat on birden başlamak üzere gece saat ikilere, üçlere kadar bir çalışma temposu var. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum, verimliliği ve çalışmayı olumsuz etkilediğini düşünüyorum ki zaten konuşmalar sırasında Meclisteki milletvekili sayısı da bunu gösteriyor. Neden on iki güne bu bütçe sıkıştırıldı yani günler mi kalmadı? Dolayısıyla, bunu, bir şekilde bütçeyi milletin çok dikkatini çekmeden geçirme çabası olarak da yorumlamak mümkün.
Evet, on günden beri bütçeyi tartışıyoruz. Bütçenin, muhalefet kanadından uzman kişiler tarafından teknik değerlendirmeleri yapıldı, bir de tabii ki Hükûmet tarafı bütçeyi savundu. Ama öyle anlaşılıyor ki savunan taraf, Hükûmet tarafı, tabanda olan bitenden çok haberdar değil çünkü anlattıkları manzara ile taban hiç örtüşmüyor. Bir kere, bütçeye genel bakıldığı zaman, bir faiz bütçesi olduğu, en büyük rakamın faize ayrılmasıyla ortaya çıkmış oluyor. Bu, kesinlikle bir faiz bütçesidir. Az evvel çıkan milletvekili, yapılan yatırımlardan bahsederken bizim bu yıl ödeyeceğimiz faizle birçok köprüyü, birçok havaalanını yapmak mümkündü; bunları neden anlatmıyorlar?
Tabii, halktaki durum nedir? Şimdi, iktidar kanadı bütçeyi överken ben çok şaşırıyorum çünkü asgari ücreti ve emekli maaşı açlık sınırı altında olan bir ülkede o ekonomi patronlarının övünmelerini anlamak mümkün değil; bu, aklın kabul edebileceği bir gerçek değil çünkü en önemli ölçek budur. Toplum kesimlerinin en büyük çoğunluğunun aldığı ücrettir bunlar. Yirmi iki yıllık iktidar olma sonunda gelinen nokta buysa ve bundan da eğer övünülüyorsa vay hâlimize demekten başka bir şey bulamıyorum.
Tabii, her alanda ciddi sıkıntılarımız var, çok basit problemlerin bile halledilmediğine şahit olduk; örneğin, kamu çalışanları arasındaki ücret dengesizliği çok ciddi bir sorun. Her gün bir sürü kesimden bize şikâyetler geliyor. Aynı kurum içerisinde, aynı odada, aynı işi yapan iki insan arasında farklı ücretlerin olması bu Hükûmetin adaletini de ortaya koyuyor.
Yine, işsizlik konusu çok büyük bir sorun. Ben özellikle üniversite mezunu genç işsizlerle ilgili birkaç söz etmek istiyorum: Çok kıymetli vekiller, birçok ebeveyn bizleri arayarak artık psikolojik bunalıma girmek üzere olan çocukları için bizden yardım talep ediyor. Bu, küçümsenecek bir rakam değil. Üniversite mezunu gençlerin yüzde 25'i işsiz pozisyonda, iş bulabilen yüzde 75'lik kesimin de büyük bir çoğunluğu kendi okuduğu alanda değil başka bir alanda çalışmak zorunda kalıyor. Bu anlamda eğitim politikalarını da eleştirmek mümkün çünkü herkesi üniversite mezunu yapmak istiyorsunuz ama hangi alanda ne kadar insana ihtiyacımız olduğu konusu hiç değerlendirilmiyor. Burada neyin amaçlandığını anlamak mümkün değil! Bu yanlıştan derhâl vazgeçilmeli. Bu insanlarımızın psikolojik bunalımlara girmesi engellenmelidir, aileler de bunlarla birlikte maalesef ciddi psikolojik sıkıntılara girmiş durumda.
Yine, sosyal yapıda ciddi problemlerimiz var. Bu Hükûmet döneminde en çok istismar edilen konular millî ve manevi değerlerimiz oldu. Ki iki kelimelerinden biri millî ve manevi değerleri ihya ettikleri iddiası olmasına rağmen, bütün manevi değerlerimizde ciddi yıpranmaların olduğunu TÜİK'in verdiği istatistik değerlerinden anlamak mümkündür. Ama özellikle uyuşturucu konusu artık bir dert, bela olmaya başladı. Mütedeyyin ailelerin bile çocukları bu hastalığa yakalanıyor ve maalesef başvuracakları, yardım alabilecekleri hiçbir yer bulamıyorlar; buna efendim, sizler de şahitsinizdir. Tabii, boşanmalardaki artış -fuhuş- fuhuştaki artış, kumardaki artış, aslında ifadelerinizde dile getirdiğiniz millî ve manevi değerler konusunda katkı değil zarar verdiğinizi ispatlar durumdadır ve maalesef, siz iktidara gelmiş olduğunuz yirmi iki yıldan beri bütün ahlaki ve manevi değerlerimiz yıpranmış ve her türlü ahlaksızlık daha çok artmıştır. Tabii ki bütün bu problemleri çözmenizi beklemek adil olmayabilirdi ancak biz bu ivmede biraz azalma beklerdik; tam aksine, maalesef, her türlü olumsuzluk arttı.
Yine, adalet mağdurları çok büyük problem; lütfen bunları görün. Yani KHK adına ihraç edilmiş, hâlâ mahkeme açılmadığı hâlde yıllardan beri iş bulamayan ve işine geri dönemeyen ya da davası görülmüş ve masumiyeti ispatlanmış olmasına rağmen hâlâ işine iade edilmemiş insanlar var. Ben bu insanlarla ilgili neler düşündüğünüzü çok merak ediyorum çünkü bu insanlar resmen açlığa, ölüme terk edilmiş gibi çünkü başka alanlarda da iş bulabilme imkânları maalesef yok. Bu, gerçekten vicdan sahibi insanların kabul edebileceği bir durum değildir. Bu yanlıştan derhâl vazgeçilmesi lazım.
Tabii, yapılan yatırımlarla ilgili gelen AK PARTİ'liler bunları hep anlatıyor; köprüler, havalimanları, amenna ancak yapılan bu yatırımların toplamının değeri sizin iktidara geldikten sonra yapmış olduğunuz borçtan daha az; bizim itirazımız bunadır. Siz yatırımdan daha çok borçlandınız. Bu da şu iddiayı ispatlıyor bence: "Birçok yatırımı yolsuzluklara fırsat oluşturma adına yaptınız." iddialarını maalesef destekliyor. Tabii, tarım, hayvancılık, çiftçi bunlar gerçekten son dönemlerde çok vahim duruma gelmiştir. Özellikle Bursa'da artık tarlasını ipotek ederek kredi kullanan birçok çiftçinin tarlasının elinden gittiğine şahit olmaya başladık; bu da maalesef gelinen durumdur.
Tabii, yine, bu Hükûmetin başarılı olduğunu iddia ettiği dış politika meselesi vardır. Yirmi iki yıldan beri iktidarsınız ve yirmi iki yıldan beri genel olarak dış politikaya bakıldığında ne elde ettik? Etrafımızdaki bütün İslam ülkeleri paramparça olmuş ve İsrail'in güvenliği artmıştır. Yani sözlerle bir şeyler ifade etmenin bir anlamı yok. Fiilen olan budur ki İsrail'in güvenliği arttı ve İsrail artık aymaz bir eşkıya hâline dönüştü, istediğini yapar hâle geldi; bunun yaptıklarına tepki koyabilecek güce sahip istikrarlı bir devlet maalesef etrafta kalmadı. Tabii, bizim de ekonomik gücümüz gereği ticaret konusunda -her ne kadar inkâr ediyor olsanız da- dolaylı bir şekilde Türkiye'den İsrail'e yardımın gittiği de belli. Bunu inkâr etmeyin çünkü ben Bursa'da hâlâ İsrail'e ürün üreten firmaların varlığını biliyorum, gelin bakalım. İşte, bunu değişik yollarla oraya iletmiş olmanın İsrail'le ticaret yapılmadığı anlamına gelmediğini de ifade etmek isterim.
Ben yirmi iki yıl boyunca iktidar olduktan sonra böyle kötü bir karneyle karşılaşan bir milletvekili olmayı arzu etmezdim ve öyle olmadığım için de Allah'a şükrediyorum ama sizlerin hiç çekinmeden yani öz güvenle, başarılıymış gibi burada çıkıp konuşmanızı da anlamakta zorluk çekiyorum.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)