GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın bütçe sunumundaki tutumuna ve 162 sıra sayılı 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 163 sıra sayılı 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin sekizinci tur görüşmelerinde yürütme adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:37
Tarih:17.12.2024

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına teşekkür ederek başlamak istiyorum çünkü yaptığı sunumdan, konuşan birçok milletvekili arkadaşımı, milletvekillerini dinlediğini, dile gelen eleştirileri dikkate aldığını ve yanıt oluşturduğunu gördük. Bu, aslında son dönemlerde tanık olmadığımız bir şey. Genelde, burada bakanlar bunları dinlemek, not almak ve bu sorulara, eleştirilere yanıt oluşturmak yerine daha önceden hazırlanmış konuşmalarını yapıyorlar. O anlamıyla, ben, burada, en azından bu saygın tutumu için teşekkür etmek istiyorum.

Tabii, konuşmanın çoğuna katılmadığımızı ifade edelim. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı kendi siyasi bakışlarını birlik, tevhit olarak ifade etti yani çokluk içerisinde birlik. Oysaki bugünkü bütün uygulamaların tam tersini içerdiğini görüyoruz, bugün tam da sorunun bundan kaynaklandığını düşünüyoruz; tek bir ideolojik bakış içerisinde, tek bir kimlik içerisinde, tek bir mezhep, inanç içerisinde diğer bütün inanç, mezhep ve kimliklerin eritilmeye çalışıldığı bir bakış açısının ve pratiğin bugün bizleri buraya getirdiğini düşünüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Koçyiğit.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Örneğin "Kürt'e ve Kürtçeye düşmanlığımız yok." dedi, kulağa ne kadar hoş geliyor, keşke gerçekten doğru olsaydı. Sadece yakın tarihten örnek vermek istiyorum. Bizim belediyelerimiz yayaların, Kürtçe bilen yayaların rahat geçmesi için "..."(*) yazdılar ve bütün o yazılar silindi. "..."(*) hangi ülkeyi, hangi devleti, hangi iktidarı ortadan kaldırıyordu diye Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına sormak istiyorum. Kürtçeye bu kadar bile tahammülü olmayan bir iktidarın burada "Kürt'le ve Kürtçeyle hiçbir sorunumuz yok." demesinin bir çelişki olduğunu ifade etmek isterim.

Yine, fikirlere saygı, düşüncelere saygı, en aykırı fikrin bile dile gelmesi gerektiğini ifade ettiler. Ben Sayın Cevdet Yılmaz'a sormak istiyorum: Bugün Sayın Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve diğer bütün milletvekili ve siyasetçi arkadaşlarımızın ellerinde silah mı vardı, bomba mı vardı, taş mı vardı, sopa mı vardı? Hayır, sadece Mecliste ve aynı konuşmaları dışarıda yaptıkları için bugün fikir ve düşüncelerinden dolayı cezaevindeler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlayacağım Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sadece onlar değil, bakın, şu milletvekili sıralarında oturan bütün arkadaşlarımızın, özellikle de 27'nci Dönemin yüzlerce fezleke dosyası var, neden? Konuştuğumuz için. Onun için, bu sadece söylemekle olmaz, bunu pratiğe geçirmek gerekiyor.

Diğer bir mesele, şimdi Alevilere ilişkin şunu söyleyip bitireyim, uzatmak istemiyorum bu mevzuyu ama çok açık ve net "Alevilere saygı" deniliyorsa öncelikle Alevileri tanımlamaktan vazgeçin. Geçmişle, Çorum'la, Sivas'la, Madımak'la ve Gazi katliamlarıyla yüzleşip gerçek anlamda onların inanç özgürlüğünü tanıyacak bir sistemi inşa etmek gerekiyor. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ya da kurumu kesinlikle bu ihtiyacı kapsamıyor ve içermiyor.

Son olarak şunu söyleyip bitireyim Sayın Başkan: Şimdi, siyasal sisteme yönelik çokça eleştiri yapıldı, bizim arkadaşlarımız da yaptı. Hızlı karar almak ve istikrar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlayacağım.

BAŞKAN - Buyurun

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Bugün Avrupa'da da istikrar var, niçin Avrupa'da istikrar var? Aslında, dönem dönem çok da hızlı bir şekilde -şu anda Fransa'da ve Almanya'da olduğu gibi- hükûmetler düşüyor ama ekonomik istikrar var, toplumsal barış açısından istikrar var, kalkınmada istikrar var. Neden? Çünkü onlar tam da o çokluk içerisinde birliği sağlamış, gerçek anlamda demokratik bir düzeni, bir hukuk devleti sistemini kurdukları içindir. O anlamıyla, hızlı karar almak her zaman için istikrara, her zaman için büyümeye, her zaman için kalkınmaya işaret etmez, sizin o hızlı kararlarınız bugün olduğu gibi metal işçilerinin grevini yasaklamaya götürür, basın özgürlüğünü sansürlemeye götürür, temel hak ve özgürlükleri askıya almaya götürür, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamaya götürür. Her hızlı karar doğru karar değildir, mesele demokratik ve toplumu gözeten karar almaktır.

Teşekkür ederim.