GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI İDARİ TEŞKİLATI KANUNU TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:30.11.2011

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 83 sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı İdari Teşkilatı Kanun Teklifi hakkında Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Modern demokrasilerin temel ilkelerinden olan kuvvetler ayrılığının doğal bir sonucu olan yasamanın bağımsızlığı kavramının hayata geçirilebilmesi için parlamentonun kendi kendine yetebilen bir birim olması, yürütme ya da başka bir erkin müdahalesinden bağımsız olması gerekmektedir. Yasama bağımsızlığının sağlanması ise yasama organının idari bağımsızlığa sahip olmasıyla mümkün olmaktadır. Fakat 2/11/2011 tarihli ve 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Maddi Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname'yle hem yasamanın bağımsızlığı fiilen ortadan kaldırılmakta hem de yasama organı yürütme organının müdahalesi sonucu yeniden yapılandırılmaktadır. Dolayısıyla söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde yasamanın bağımsızlığı kavramı maalesef zedelenmiştir. Millî iradenin tecelli ettiği ve toplumsal taleplerin seslendirildiği bu yüce Meclis geçmişten günümüze kadar idari teşkilatlanmasını kendi iradesiyle düzenlemiştir. Fakat söz konusu Kanun Hükmünde Kararname'yle yasama organının bağımsız bir kurum olarak varlığını sürdürmesini sağlayan bu gelenek ortadan kaldırılmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gecenin bu saatinde tabii ki yorgunluk da olması nedeniyle çok teknik bir konuşma yapmak belki biraz daha zor ancak şunu ifade etmek istiyorum ki bu personelin geçiş hükümlerini, geçici maddeleri bu bölümde kapsamaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bazı tasarılar, teklifler görüşülürken veya basında, kamuoyunda yer aldı mı o tasarı veya teklifin bir rumuzu oluşmaktadır, bir isimle anılmaktadır. Nedir? "Torba", "Küçük torba", "Büyük torba", "Bedelli", "Şike yasası." Bu yasa da -basında en çok yer alan şekliyle- sayın milletvekillerinden iktidara mensup bir tanesinin "Ben Nuri Alço değilim." ifadesiyle basında en çok yer almıştır. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından gerçekten üzüntü vericidir; bunu üzülerek ifade ediyorum, gerçekten sıkılarak ifade ediyorum.

Şimdi, bu milletvekili feveran etmiştir. Bir başka milletvekili iktidara mensup benzer nedenle istifa etmek zorunda kalmıştır komisyondan. Bunlar bu tasarının ileride müspet şekilde anılması açısından iyi olmayan göstergeler olarak kamuoyuna yansımıştır.

Gündüz Meclisin tecrübeli bir personeli bana emekli olacağını beyan ederek "Zaten emekliliğinin dolduğunu." söyledi. Bu teklifle ilgili gelişmeleri gerçekten nasıl yorumladı biliyor musunuz değerli milletvekilleri? "Bu hadise kamera şakası gibi." dedi.

Şimdi, bakın, biz bu Mecliste çalışmalar yapıyoruz, sempozyum yapıyoruz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin altyapısının iyileştirilmesi için OECD ile proje geliştiriyoruz. Her partiye mensup milletvekilleri bu projede danışman olarak yer alıyor.

Bir diğeri, "Kanun Yapım Sempozyumu" olarak sempozyum düzenliyoruz. Bunun yolu yordamı, hepsi konuşuluyor ama şunu görüyorum ki bu kadar yapılan çalışmalardan belki "bir harf" dersem yanlış olur, "kelime" dersem yanlış olur ama belki harfle kelime alınmış ama muhteva olarak üzülerek ifade etmek istiyorum ki hiçbir şey konulmamış, istifade edilmemiş. Gerçekten bu kadar emeğe yazık.

Şimdi, değerli milletvekilleri, gerçekten bunu ne yapmak lazımdı? Bunlardan istifade etmek lazımdı. Aslında düğmeyi yanlış yerden ilikliyorsunuz baştan. Nedir? Çok açık ve net söyleyeyim: Anayasa yapılıyor, bunun arkasından İç Tüzük düzenlenecek, Teşkilat Kanunu da ne olacak? Buna paralel bir düzenleme olacak. Şimdi, siz tam tersini yapmaya çalışıyorsunuz. Esasen 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin dayandığı hukuki mesnet olan yetki kanunu problemlidir. Başkan, tasarıyı görmeden, yurt dışındayken "onun imzası var" diye havale edilmiştir. Fiilen Başkan Türkiye'de değildir. Çok açık ve net söylüyorum. Başkan Vekili, yetkisi olmadığı hâlde Başkan tarafından görevlendirilmediği hâlde ne yapılmıştır? İkinci bir yazıyı yazmıştır. Onun da yetkisi yoktur. Başkan yurt dışından çağrılmıştır. Başkan çağrılmasına rağmen, ilk iki yazı ilgi gösterilmiştir, ilk iki yazının geçerliliği yoktur, ona istinaden sadece toplantıyı bir saat ileri erteleme yazısıdır. İlgi gösterdikleri yazı da geçersizdir. İki yanlış bir doğru etmediği gibi, bununla ilişkili üçüncüsünü yapmak, hukuken geçersiz bir yazı üzerine kanun çıkarmaktır. Bu kadar yanlışın üzerine neyi inşa ediyoruz? Bu kanun teklifi hazırlanırken, sizler teklif hazırlarken faydası mı olacaktır? Sizler önerge hazırlarken yardımcı mı olacaktır? Vatandaşa sizler yardımcı olurken, onlar problemlerini çözerken bu teklif neyi çözecektir? Şimdi, Meclis millete hizmet ederken yardımcı mı olacaktır? Meclis koridorlarını siz de dolaşıyorsunuz bugünlerde, ücret meselesi değil sadece, haksızlıklar, AKP'ye yakın bürokratlara münhasıran düzenlenmiş önergeler ve düzenlemelerin olduğu çok açık ve nettir.

Sayın milletvekilleri, görüşmeleri hep birlikte takip ediyoruz. Lütfen siyasi latife olarak kabul edin, kendisine de biraz önce söyledim: Eğer Komisyon yetkilisinin ilgili görevli omzuna dokunursa "Katılıyoruz.", dizine dokunursa "Katılmıyoruz." ama?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Nerede gördün ya, nasıl görebildin?

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Gördüm Sayın Milletvekili. Ben siyasi latife olarak kabul edin diye nezaketinde yerine koydum. Anlamanız için biraz zaman gerekiyor, anlarsınız.

Şimdi, ama "Takdire bırakıyorum." dediği zaman neresine dokunacak, onu bilmiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, bugün benim edindiğim intiba, birçok düzenleme tek bir şahsa münhasır oluyor biraz önce ifade ettiğim gibi. Burada Hükûmet yer alıyor, Meclisle ilgili sorulara Sayın Bakan yetkili olmadığı hâlde orada oturarak cevap veriyor ve "Yazılı cevap vereceğim." diyor. Sayın Bakanın yetki alanında değil, onun işi değil, Sayın Bakanı da zora sokuyorsunuz; hâlbuki alanını bilen, çalışan bir Sayın Bakan. Şimdi, bu kadar yanlışın bir doğru etmesi mümkün mü? Bakan, gerçekten zor durumda kaldı.

Şimdi, bu Kanun Hükmünde Kararname'yle "Ekonomi Bakanlığı" diyorsunuz, içinde Planlama yok. İçinde ne yok yetki kanunuyla yaptığınız? Başka ne yok içinde? Hazine yok. Bambaşka bir şey: Yabancı sermayeyle neyi koyuyorsunuz? Teşviki içine koyuyorsunuz, Dış Ticaretin Ekonomi Bakanlığı oluyor. İnanın, sayın bakanlar da bu işe gülüyor. Gümrükle İç Ticareti birleştiriyorsunuz. Dünyada bu kadar garabetin olduğu bir yer olmaz.

Ben işin ciddi yapılmasını, fayda sağlamasını arzu ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Bunun milletimize hayırlı hizmetler vermesine aracı olmasını diliyorum inanmamama rağmen. Hepinize saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.