GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 7'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:36
Tarih:16.12.2024

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bugün bütçe görüşmeleri sebebiyle yüce Meclisimizi teşrif eden çok saygıdeğer Bakanlarımız ve bürokratları; hepinizi grubum adına saygıyla selamlıyorum.

Sayın Hazine ve Maliye Bakanımız, Cumhurbaşkanımızın geçen günkü açık beyanlarından anlaşıldığı üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza belediyeleri silkeleme görevi vermişti. Bütçe okumalarınızdan anladığımız kadarıyla da size de vatandaşı silkeleme görevi verilmiş olsa gerek çünkü bu bütçe rantiyeyi kayıran ama vatandaşı silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe patronları kayıran ama işçiyi silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe faizciyi kayıran ama emekçiyi silkeleyen bir bütçedir, bu bütçe ihale çetelerini kayıran, çiftçiyi, köylüyü ise silkeleyen bir bütçedir yani, Sayın Bakanım, kısaca, tek kelimeyle bütçenizi özetlemek gerekirse bu bütçenin adı vatandaşı silkeleme bütçesidir.

Sayın Bakan, geçenlerde küçük birikimlerin önemini vurgulamak için sigara üzerinden bir örnek vermiştiniz. Aslında verdiğiniz örnek tam da ekonominizin ve bütçenizin kısa bir özetidir. Ne diyordunuz: "Ben 1 paket sigaranın kaç para olduğunu bilmiyordum, arkadaşlara sordum, onlar da bilmiyordu. Bakan Yardımcısına sordum, 'Araştırayım, bildireyim, ben de bilmiyorum efendim.' dedi." Sonra, 1 sigara fiyatının ortalama 75 TL olduğunu söylediniz. Sayın Bakan, öncelikle, bütçenizin en büyük velinimeti olan sigara içicilerine bu kadar yabancı olmanız gerçekten son derece üzücü çünkü bu bütçe bu sene sigaradan dolayı ÖTV'den 400 milyarı aşkın para toplayacak. Bir de hadi, Bakanlarınız ve siz, arkadaşlarınız 1 sigaranın fiyatını bilmiyor olabilir ama ortalama 75 TL'lik 1 paket sigaradan 61 TL vergi aldığınızı da mı bilmiyorsunuz Sayın Bakanım? Yani, vatandaş 1 paket sigara içmek için size 4 paket sigara almak zorunda. En otlakçı bile 1 dal sigaraya karşılık 1 dal sigara ister, siz 1 paket sigaradan 4 paket de kendiniz içiyorsunuz yani aslında en büyük tiryaki sizlersiniz Sayın Bakan. Siz sigarayı bırakmayı düşünüyor musunuz? Çünkü vatandaş 1 paket sigara içmek için çalışıyor, çabalıyor ama siz "Her 1 paketten 4 paket de bize vereceksiniz." diye onları suçluyorsunuz. Sayın Bakanım, aslında sigara örneğinizin ilk dersi vergi adaletsizliğinizi ve aşırı vergi yükünü anlatmak için yeterli bir sebep.

Dolaylı vergilerle vatandaşın sırtına vergileri yüklüyorsunuz. Hani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alacaktınız? 1 paket sigara içen zenginden de fakirden de aynı vergileri alıyorsunuz, "Bu, az kazanıyor; bu, çok kazanıyor." demiyorsunuz. Dolayısıyla, dolaylı vergilerle siz aslında vergileri fakirden fukaradan, işçiden, emekliden alıyorsunuz ama sildiğiniz vergi borçlarıyla, vergi muafiyetleriyle, teşviklerle asıl zenginlerden, maalesef, vergi almamayı tercih ediyorsunuz.

Sayın Meclis Başkan Vekilimiz de aslında bu verginin mağdurlarından birisi olarak belki birkaç kelime etmek ister ama İç Tüzük bu konuda görüş serdetmesine imkân vermediği için ben onun yerine de bu adaletsiz vergiyi burada dile getirmiş olayım.

2023 Ocak-Ağustosta 102 milyar ÖTV aldınız sigara içenlerden Sayın Bakan.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sigara sağlığa zararlı yalnız, onu belirtelim.

BÜLENT KAYA (Devamla) - 2024'te yüzde 90 artırdınız, sigara içenlerden bugüne kadar 192 milyar vergi aldınız. 2025 yılında sigaradan 456 milyar vergi almayı planladınız, rakamlarınız bunu söylüyor. Peki, Sayın Bakan, bu kadar tiryakiyken sizin bu paradan vazgeçmeniz mümkün mü? Hadi, vatandaş sigara içmekten vazgeçti de siz vazgeçebilecek misiniz bu vergiden, bu vergiyi almaktan? Bu vergi faiz giderlerinizin yüzde 25'i, bu vergi bütçe açığınızın yüzde 25'i. Vatandaş sigara içmeyi bırakır, paraları bankaya koyarsa ona faizleri nereden ödeyeceksiniz? Bu bütçedeki 456 milyar açığı nasıl kapatmayı düşünüyorsunuz? Doğrusu ben de merak etmiyor değilim.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bıraksınlar o zaman.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Siz şahsen içmiyor olabilirsiniz ama emin olun en büyük tiryakinin devlet olduğunu herhâlde siz de benden daha iyi biliyorsunuz.

Sigara örneğinizin bütçenizin ve uyguladığınız ekonominin çarpıklığına dair ikinci dersi ise ülkeyi bir faiz cenneti hâline, faiz merkezi hâline getirmiş olmanız. Bu ülkede 27.300 TL mevduata para yatırıp yüzde 40'tan fazla faiz almak hangi ülkenin gerçeğiyle uyuşuyor? Mevduata yüzde 40 faiz ödeyen banka bu parayı tüccara, kredilere yüzde kaçla satacak? Yüzde 50-60. Peki, yüzde 50-60'la kredi dağıtan bankaların olduğu, mevduattan yüzde 40 para kazanılan bir ülkede kim yatırım yapar Sayın Başkan? Gariban sigara içicisini bile bankacıların kârlarını fonlamak için teşvik ediyorsunuz. Sizin ekonomimizin en kârlı sektörü bankacılık, en cazip yatırımı ise maalesef faiz. Bu sigara dersinden aslında bize Türkiye'deki en geçerli akçenin faiz olduğunu bir kez daha ortaya koymuş oluyorsunuz. Bütçeniz bir faiz bütçesidir, Bakanlığınız da maalesef faizcilerin tahsildarı hâline gelmiştir. 2023 yılında 674 milyar, 2024'te 1 trilyon 254'e çıktı, 2025'te ise "1 trilyon 950 milyar" diyorsunuz Sayın Bakanım. Buraya dikkat çekiyorum çünkü gerçekten "2 trilyon" dememek için son derece mahir davranmışsınız çünkü 2 trilyonun herhâlde psikolojik etkisini siz de biliyor olsanız gerek, 1 trilyon 950 milyarda tuttunuz ama ben o algınıza yenilmeyeceğim, 2 trilyondan 50 milyar eksik faiz alıyorsunuz Sayın Bakanım bu senenin bütçesinde. Bu ne demek? Saatlik 222 milyon, bir dakikada 3 milyon 700 bin. Yani Sayın Başkan şimdi bana on bir dakikalık bir süre tanıdı, bu on bir dakikada siz fakir fukaranın tam 40 milyon 700 bin TL parasını rantiyecilere, faizcilere verdiniz. Biz burada on bir dakika konuşurken bu ülkeyi 40 milyon 700 bin lira tekrar soydunuz, haberiniz var mı? Ne âlâ memleket, ne güzel memleket!

Bir başka ders, iktidarınızın herkesi faizci olmaya özendirdiği gerçeğidir. Faizden başka cazip bir yatırım aracı bırakmadınız maalesef. Kredilerle, kredi kartlarıyla hemen hemen bütün vatandaşlarımıza faize alıştırdınız. Şimdi de sigara içen garibanları yoldan çıkarmaya çalışıyorsunuz. Sayın Bakanım, sigara İslam ulemasının çoğunluğuna göre mekruh ama faiz ise -bütün İslam ulemalarının ittifakıyla- haram. Siz mekruh işleyen insanlara "Ya, bu mekruhu bırak, git faize para yatır, haram işle." diyorsunuz. E, "Sayın Cumhurbaşkanı, nassın olduğu yerde sana bana laf söylemek düşer mi?" diyorsunuz. Sayın Bakanım, siz gariban sigara içicilerini bile faiz almaya teşvik ederken nassı neresine koyuyorsunuz bu işin? (Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Gerçi Sayın Cumhurbaşkanı da "nas" derken faiz yüzde 8,5'tu, şimdi yüzde 50 oldu. Sayın Cumhurbaşkanı nassı nereye koyacak, onu merak etmiyor değilim.

Sayın Bakanım, size verilen görev para bulmak, para toplamak ama başarılı bir ekonomi yönetimi para toplamaktan daha ziyade parayı nereye harcadığınızla ilgilenir. Parayı siz topluyorsunuz, ülke ülke geziyorsunuz: "Ne olur, gelin Türkiye'ye. Biliyorum, uzun vadeli yatırım yapmanın koşulları yok ama ülkemiz bir faiz cenneti. Dolayısıyla sıcak parayı getirin, beş altı ay, bir yıl sonra yüzde 30-35-40 civarında döviz bazında bu ülkenin kanını emin gidin, yeter ki bu ülkeye sıcak para getirin." diyorsunuz ama topladığınız paralar...

BİROL AYDIN (İstanbul) - Bülent Bey, şu arkadaşı ikaz et de çekilsin oradan; şu arkadaş, konuşuyor ya Bakan Bey'le.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Sayın Başkan, Bakanlarımıza pek hitap etme imkânı bulamıyoruz dertleşmek için. Sayın Bakan...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Genel Kurula hitap et, Genel Kurula.

MEHMET BAYKAN (Konya) - "Arkadaş" diyorlar da milletvekiliyim. (AK PARTİ ve Saadet Partisi sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BİROL AYDIN (İstanbul) - Bu arkadaşı buraya...

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - Genel Kurula hitap etsin, Genel Kurula.

BİROL AYDIN (İstanbul) - Milletvekili konuşuyor, Bakana konuşuyor ve siz orada duramazsınız. Saygısızlık yapıyorsun.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Sen kendi işine bak ya! Sen ne karışıyorsun her şeye!

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben de milletvekiliyim, konuşurum.

BİROL AYDIN (İstanbul) - Olmaz.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Konuşurum... Konuşurum...

BİROL AYDIN (İstanbul) - Olmaz... Olmaz...

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Niye olmuyormuş? Niye olmuyormuş? Niye olmuyor kardeşim? Niye olmuyor?

BAŞKAN - Arkadaşlar... Arkadaşlar...

BİROL AYDIN (İstanbul) - Zaten orası boş.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

BİROL AYDIN (İstanbul) - Sayın Bakana yüz yüze söylesin o zaman.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Sen mi karar vereceksin? Sen mi karar vereceksin ya?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Saygılı ol!

BİROL AYDIN (İstanbul) - Orası boş, orası, orası.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Birol Bey; şu idare işini bana bıraksanız ne güzel olur.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Başkan, bir de sen de idare etsen...

BAŞKAN - Sayın Baykan, sizi de yerinize alalım, Sayın Bakanın dikkatini dağıtmayalım. Çok önemli bir şeyi ara verdiğimde benim odada anlatabilirsiniz. Buyurun lütfen, sizi bekliyoruz Sayın Baykan.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Konuşmayın Bülent Başkanım, konuşmayın; susun, konuşmayın.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Konuşmasın, ne yapalım! Konuşmasın Başkan, ne yapalım yani! Bu ilk defa mı oluyor? Ayıp değil mi ya! Yakışır mı!

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sana cevap vermeyeceğim.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Sayın Başkanım, muhalefetin yönlendirmesinden önce görseydiniz, önce söyleseydiniz...

BAŞKAN - Efendim, lütfen...

Buyurun.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Dolayısıyla Sayın Bakanım, parayı nereden topladığınız önemli değil. Ne kadar büyük gayretler içerisinde bu parayı topladığınızın farkındayım.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Yani yakışır mı bir milletvekiline...

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Size cevap vermeyeceğim. Biraz sonra yine sizinle hesaplaşacağım, merak etme.

(AK PARTİ sıralarından "Bize mi anlatıyorsun, Bakana mı?" sesi)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Size anlatmıyorum, Bakana anlatıyorum çünkü bu işlerin müsebbibi Bakan. Sizin bir yetkiniz... Neyse Sayın Vekilim, ben...

(AK PARTİ ve Saadet Partisi sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar, kürsüde hatip var, lütfen...

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Aynısını yaparsınız, aynısını yaparsınız. Ayıp ya, çok ayıp!

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Merak etme, ne yapacağımı göreceksin. Bütçede göreceksin sen. Daha neler söyleyeceğim, göreceksin sen.

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Parmak sallama! Parmak sallama!

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Ben kolay kolay sinirlenmem, konuşma!

SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Edepsizlik yapma! Edepsizlik yapma! Ne parmak sallıyorsun! Sen kimsin bana parmak sallıyorsun!

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

BÜLENT KAYA (Devamla) - Sayın Bakanım, arkadaşlarınız size hitap etmemden rahatsızlar ama ben bu ekonominin başında olan sizler olarak istirhamımı sizlere iletiyorum.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben milletvekiliyim, senin gibi milletvekiliyim; üstelik partimden seçildim, kiralık bir yerden gelmedim tamam mı?

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Ayıp! Ayıp! Nezaketsiz konuşma!

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hocam, lütfen...

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Ayıp!

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hocam, ben size saygı gösterip birçok eleştirinize laf atmıyorum.

BAŞKAN - Bir dakika...

Sayın Özdağ, yerinize lütfen.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Ne demek "kiralık", ne demek "kiralık"?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Lütfen... Nereden, nereden seçildin?

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Nereden seçildim... Buradaki arkadaşlar nereden seçildi?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben AK PARTİ'den seçildim, bitti.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Nereden seçildi oradaki arkadaşlar? Diğer arkadaşlar nereden seçildi?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ben AK PARTİ'den seçildim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Nereden seçildi?

BAŞKAN - Sayın Özdağ... Selçuk Bey... Selçuk Bey, lütfen...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Size yakışmıyor.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sana da yakışmıyor o ifade.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Size yakışmıyor. Bundan sonra görürsünüz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Çok ayıp! Sözlerini geri al!

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bundan sonra konuşursunuz, görürsünüz!

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Tehdit var, tehdit var.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Görüşürüz. Ne olacak görüşürsek? Buyurun konuşalım. Biz sözlerimizle konuşuruz.

BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen...

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Efendim, konuştuğu kelime çok ağır.

BAŞKAN - Efendim, ama ayağa kalkıp müdahale edemezsiniz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - "Kiralık milletvekillerisiniz" ifadesini kullanıyor. Çok ayıp bir şey.

BAŞKAN - Hayır, lütfen, siz yerinize buyurun, burada ben varım, buyurun.

MEHMET BAYKAN (Konya) - "Arkadaş" demesine bir şey demiyorsunuz.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - "Arkadaş" demesi kötü bir şey değil.

BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Madem adaletli davranacaksınız "şu arkadaş" dediği zaman itiraz edeceksiniz Hocam! Sizi bir büyüğümüz olarak gördük her zaman.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - "Arkadaş"ın karşılığı "kiralık vekil" olmaz.

BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen...

Bakın, kürsüdeki arkadaşın bütün insicamı bozuldu.

Sizin kalan sürenizi sonra vereceğim.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - "Arkadaş"ın karşılığı "Lütfen bana 'milletvekili' diye hitap edin." olur. "Arkadaş"ın karşılığı "kiralık milletvekili" olmaz.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Sizi her zaman bir büyüğümüz olarak gördük. "Şu arkadaş..." Alelade bir ifade "şu arkadaş..."

BAŞKAN - Bir dakika...

Sayın Özdağ, ısrar ederseniz dışarı çıkaracağım. Lütfen...

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkanım, beni çıkarmadan önce ona bir uyarıda bulunmanız gerekiyor.

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özetle, Sayın Bakanım, para toplamak için göstermiş olduğunuz gayreti gerçekten takdire şayan buluyorum ama lütfen, şu israf, şu yolsuzluk, şu şeffaf olmayan ihaleler, şu adrese teslim ihalelerle sizin kan ter içerisinde kalarak bulduğunuz paraların nereye harcandığıyla da biraz ilgilenin lütfen.

Bütçe açığı 1 trilyon 930 milyar. Burada da büyük bir maharet göstermişsiniz, "2 trilyon" dememek için kendinizi zorlamışsınız. Ben, yine, bu maharetinize karşılık, 2 trilyondan 70 milyar eksik bir bütçe açığıyla bu ülkeyi baş başa bıraktığınızı ifade ediyorum. Vergi ödemeyen kişileri açıkladınız Sayın Bakan; bu, elbette son derece önemli ve kıymetli. Keşke vergisi silinen imtiyazlı yüzsüzleri de açıklasanız da bu memleket kimlerin vergisini sildiğinizi de görse. Dolayısıyla siz, sadece vergisini ödeyemeyen ki bunların içerisinde ekonomik sıkıntılar sebebiyle ödeyememiş olanlar da vardır... Dolayısıyla vergisini ödeyemeyen, ekonomik sebeple değil, devleti dolandırmak için vergi ödemeyen yüzsüzleri açıkladığınız gibi vergisi silinen ki bunların bir kısmı vergi kanunları gereğince haklı olduğu için vergileri silinmiştir ama imtiyazınızla vergisi silinenlerin kimler olduğunun şeffaf bir şekilde denetlenebilmesi için de vergisi silinen yüzsüzleri açıklamak zorundasınız.

Diğer önemli hususlardan bir tanesi Sayın Bakanım, bu bütçede kayıt dışıyla mücadele söz konusu değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

BÜLENT KAYA (Devamla) - 300 milyara yakın kayıt dışı ekonomisi olan bir ülkeden bahsediyoruz ve siz bu kayıt dışı ekonomiyi vergilendirecek yollara tevessül etseniz, emin olun, birçok ek vergiden, motorlu taşıtlar vergisini birden fazla kez almaktan hatta kredi kartı limitlerinden yani insanların para harcama umudunu dahi vergilendirmekten vazgeçer ve bu ülkenin bütçe açığını bile kapatabilirsiniz. Ama maalesef, siz, kaçak çalışmayı vergilendirmek, kayıt dışılığı ortadan kaldırmaktan ziyade kayıt dışında olan asgari ücretliye, kayıt içinde olan memura, kayıt içinde olan işçiye yani sabit gelirlilerin sırtına sopayı vurdukça vurmaya devam ediyorsunuz. Bunun da adil olmadığını buradan bir kez daha ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)