Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 6'ncı Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 35 |
Tarih: | 15.12.2024 |
AK PARTİ GRUBU ADINA HALİT YEREBAKAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İnsanın zihinsel gelişimini, öz güvenini ve ufkunu inşa eden eğitim, üniversite kapısından çok önce başlar. Yoksul bir ailenin evladı sadece 3 yaşına geldiğinde, daha iyi sosyoekonomik koşullara sahip bir ailenin çocuğuna göre 30 milyon daha az kelime duyup daha okulun kapısından adımını atmadan eksik başlıyor hayata. Bu çarpıcı gerçek, eşitsizliğin erken yaşlarda başlayıp yıllar içinde birikerek o evlatlarımızı bir türlü aşamadıkları bir duvarın ardına hapsedebileceğini gözler önüne sermektedir. Kısacası, daha elverişli imkânlarla yetişen bir çocuğun ileride aynı konumunu koruma ihtimali doğal bir hak gibi gözükürken eğitim olanaklarına yeterince erişemeyen bir başka çocuğun hayatın merdivenlerini tırmanması âdeta istisnai bir şans hâline dönüşüyor. O hâlde fırsat eşitliği, istikbale ulaşan bütün yolların ilk taşıdır diyebiliriz. Bu bilinçle, iktidara geldiğimiz günden bu yana ülkemizi yalnızca ekonomi ve altyapı alanında değil, insan kaynağı, entelektüel sermaye ve bilimsel üretkenlik konularında da güçlendirmek için çalıştık. "Her genç potansiyeliyle bir cevherdir ve eğitim bu cevheri işleyen usta eldir." inancıyla son yirmi yılda Anadolu'nun dört bir yanına üniversiteler kurarak bilgiye erişimi demokratikleştirdik. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Böylece gençlerimiz, büyük şehirlere mecbur kalmadan yörelerinde gelişen, büyüyen ve uluslararası arenaya açılan bilgi merkezlerine kavuşmuş oldu. Bu reformlar sayesinde yükseköğretimi bir imtiyaz olmaktan çıkarıp milletimizin her ferdine eşitlikçi ve erişebilir bir hizmet hâline getirmeyi hedefledik. Üniversitelerimiz, bulundukları yerlerde kalkınmayı destekleyen merkezler hâline gelirken gençlerimizin hayallerine ve potansiyellerine giden yolları da genişletmiştir ancak üniversite sayısını artırmanın ötesinde asıl önemli olan, bu üniversitelerin nitelikli akademik kadrolara, araştırma imkânlarına ve uluslararası standartlarda programlara sahip olmasıdır.
Unutmayalım ki bir ülkenin eğitim kalitesi, bir ulusun dünyadaki yerini belirleyen en kilit faktördür. İşte, tam da bu vizyonunun tezahürü olarak 2017'de yapılan yasal düzenlemelerle Yükseköğretim Kalite Kurulu devreye girmiştir. Kurul, ulusal ve uluslararası kalite standartlarına dayanarak üniversitelerimizin eğitim, araştırma ve idari süreçlerini değerlendiren, kalite ve akreditasyon mekanizmalarını güçlendiren bir kurum hâline gelmiştir. Bilimsel yayın sayılarımızdaki artış, uluslararası projelerdeki varlığımız ve dünya sıralamalarındaki yükselişimiz bu hamlenin somut sonuçlarıdır. Bugün Türk akademi dünyası, dün olduğundan çok daha özgüvenli, çok daha iddialıdır. Elbette önümüzde zorluklar var; dijital devrim, yapay zekâ teknolojileri, küresel rekabet ve toplumların düşünce yapısındaki köklü dönüşümler eğitim sistemlerini benzersiz meydan okumalarla sınamaktadır. Dünyanın en iyi üniversiteleri dahi kendi içinde çalkantılar yaşıyor. Bugün, küresel bilgi ekonomisinde hız, inovasyon, sürdürülebilirlik kavramlarını köklü eğitim modelleriyle, gelenekleriyle buluşturan yeni stratejilere ihtiyacımız var. Biz bu zorlukları bir engelden ziyade ilerlemek için bir basamak olarak görüyoruz. Bundan sonra yapacaklarımız ise bugüne kadar yaptıklarımızdan daha az önemli değildir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Yükseköğretimimiz, bu rüzgâra ayak uydurmalı, küresel sorunlara çözüm arayan bir modelle gençlerimizi 21'inci yüzyılın belirsizliğinde başarılı kılacak yetkinliklerle donatmalıdır. Sınır ötesi iş birlikleri geliştirilmeli, disiplinlerarası etkileşimler güçlendirilmeli, bilim insanlarımızın uluslararası etkinlikleri teşvik edilmeli ve beyin göçünü tersine çevirecek cazip ve güçlü bir ekosistem oluşturmalıyız.
Ayrıca, yükseköğretimin gelişimi akademik ihtiyaçların ötesinde iş gücü piyasalarındaki arz talep dengesini de gözetmelidir. Çağın beklentileriyle uyumlu becerileri kazandıran bir eğitim yapısı, mezunlarımızın istihdamını kolaylaştıracak ve ülkemizin rekabet gücünü artıracaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Öte yandan üniversitelerimizin başarısını, sadece diplomalar üzerinden değil mezun profilleri ve uluslararası rekabetteki konumlarıyla da ölçmeliyiz. Böylece üniversitelerimizin mezunlarının gelecekteki konumlarına nasıl bir katkı sağladığını ve hangi alanda ne kadar söz sahibi olabildiklerini gerçek anlamda şeffaf bir şekilde görebiliriz. Unutmayalım ki tüm başarılı üniversitelerimiz, ülkemizin beşerî sermayesini katma değere dönüştüren gizli fabrikalardır.
Yüce Meclisimizin çatısı altında bulunan tüm milletvekillerinin eğitimin önemine yürekten inandığına eminim çünkü eğitim söz konusu olduğunda ortak paydamız memleket sevdasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
HALİT YEREBAKAN (Devamla) - Gençlerimizin hayalleri devletimizin en büyük yatırım alanıdır. Konuştuğumuz bütçenin ağırlığında yükseköğretime ayırdığımız her bir kuruş, Türkiye'nin yükselen potansiyeline, hedeflerine ve geleceğine uzanan bir medeniyet davasına yapılan yatırımdır. Bu yüzden, eğitime ne kadar kaynak ayırsak azdır değerli milletvekilleri çünkü eğitimin getirisini ancak doğrudan nesillerin kabiliyeti, ülkemizin yarınları ve medeniyetin inşasıyla ölçebiliriz.
Bu duygu ve düşüncelerle yükseköğretim sistemimizin bugününü ve yarınını şekillendiren herkese, tüm hocalarıma teşekkür ediyorum. Bütçemizin ülkemize, milletimize ve gençlerimizin istikbaline hayırlar getirmesini diliyorum.
Saygılarımla. (AK PARTİ ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)