| Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 12.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekranları başında bizleri izleyen halklarımızı, ayrıca cezaevlerinde rehin tutulan devrimci yoldaşlarımızı saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Cumhuriyetin yüz yılı aşkın tarihine baktığımızda bölgesel eşitsizliklerin giderek derinleştiğini ve bu eşitsizliklerin özellikle Kürtlerin yaşadığı coğrafyadaki yansımalarının toplumun demokratik yapısını tehdit eder hâle geldiğini görmekteyiz. Bölgesel eşitsizliklerin en çarpıcı örneklerinden biri Türkiye'de gelir dağılımının ne kadar dengesiz olduğunu gözler önüne seriyor. TÜİK'in 2023 yılına ait Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması verilerine göre, Türkiye'nin en yüksek yıllık gelir düzeyine sahip bölgesi İstanbul 124 bin TL'lik gelirle en üst sırada yer alırken Kürt illerine baktığımızda ise 41 bin TL'lik bir ortalamayla Türkiye'nin en düşük gelir seviyelerine sahiptir. Bir diğer çarpıcı gösterge, bölgedeki işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olmasıdır. İşsizlik oranı yüzde 17,2'yle en yüksek seviyeye ulaşırken istihdam oranı ise Türkiye genelinin çok altında. Genç işsizlik oranları da son derece yüksek olup eğitimli gençlerin iş bulma oranı giderek düşmektedir. Bu durumu daha da dramatik hâle getiren bir diğer nokta ise göçün arttığı bir ortamda bu gençlerin çoğunun batı illerine göç etmek zorunda kalmasıdır. Göç ettikleri yerlerde ise çoğunlukla düşük ücretli, güvencesiz ve kayıt dışı işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Kürt illerindeki geri bırakılmışlık bir devlet politikası olarak cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren sistematik bir şekilde devam etmektedir. 1925'teki Şark Islahat Planı'ndan başlayıp umumi müfettişlikler uygulamalarına, OHAL dönemine ve sonrasında kayyum rejimlerine kadar devam eden bu süreç, bu bölgenin ekonomik, sosyal ve siyasi olarak maruz kaldığı adaletsizliği pekiştirmiştir. Kürtlerin yaşadığı coğrafyaya yönelik yapılan yatırımların neredeyse tamamı güvenlik harcamalarına ve askerî altyapılara ayrılmıştır. Yollar, karakollar, askerî üsler, barajlar, havaalanları için yapılan harcamalar halkın temel ihtiyaçlarından, eğitim ve sağlık hizmetlerinden önce gelmiştir. Güvenlikçi politikalar halkımıza karşı sürekli bir güvenlik tehdidi oluşturmuş ve bu tehdit sadece askerî operasyonlarla sınırlı kalmamış, aynı zamanda bölgedeki belediyelere kayyum atanarak halkın iradesi yok sayılmıştır. Kayyumların atandığı belediyelerde halkın kaynakları usulsüz bir şekilde kullanılmış, halkın ihtiyaçları göz ardı edilmiştir. Belediyelere ayrılan bütçeler halkın yaşam kalitesini iyileştirecek projelere değil güvenlik amaçlı harcamalara ve yandaşlara aktarılmıştır.
Bölgesel eşitsizliklerin bir diğer boyutu ise bölgede uygulanan istihdam politikalarının yetersizliğidir. 2023 yılı TÜİK verilerine göre, işsizlik oranlarının en yüksek olduğu bölge kentleri Van, Muş, Bitlis ve Hakkâri olarak kaydedilmiştir. Bu bölgelerdeki gençler eğitimlerine devam etseler bile iş bulamamakta, ülkedeki diğer bölgelere göç etmeye zorlanmaktadır. Bu bölgesel eşitsizliklerin sadece bir ekonomik kalkınma sorunu olmadığını, aynı zamanda büyük bir demokrasi sorunu olduğunu vurgulamak istiyorum. Demokrasi halkın iradesinin saygı görmesi, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması ve adil bir ekonomik sistemin kurulmasıyla sağlanabilir. Ancak Kürtlerin yaşadığı illerde yıllardır uygulanan adaletsiz politikalar halkın demokratik haklarını kullanmasını engellemiş ve bu bölgede yaşayan yurttaşların kültürel asimilasyona uğramasına yol açmıştır. Bu bölgesel eşitsizlikleri aşmak sadece ekonomik yatırımlarla çözülemeyecek kadar derin ve çok boyutlu bir meseledir. Bunun için güvenlikçi politikalardan uzaklaşılarak, halkın temel haklarını ve iradesini esas alan demokratik bir kalkınma modeli benimsenmelidir. Eğitim, sağlık, altyapı ve sosyal hizmetler gibi alanlara öncelik verilmeli, güvenlik harcamalarına ayrılan bütçeler halkın yaşam kalitesini artıracak projelere yönlendirilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.
ÖZNUR BARTİN (Devamla) - Bunula birlikte Kürtlerin kolektif haklarının anayasal güvence altına alınması, bu eşitsizliklerin giderilmesini sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşme sürecini de hızlandıracaktır. Her bir yurttaşın eşit haklara sahip olduğu, bölgesel eşitsizliklerin ortadan kalktığı bir ülke inşa etmek DEM PARTİ olarak en temel hedeflerimizden bir tanesidir. Bu hedef doğrultusunda tüm yurttaşlarımızın eşit haklara sahip olacağı bir ülke için demokratik zeminde halklarımızla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Herkesi saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)