GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 3'üncü Tur Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:32
Tarih:12.12.2024

DEM PARTİ GRUBU ADINA İBRAHİM AKIN (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen değerli halklarımız; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Aynı zamanda, bir dönem burada siyasetin temsilciliğini yapmış arkadaşlarımız başta olmak üzere cezaevindeki bütün yoldaşlarımıza da sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

Evet, çağımızın en önemli konusu iklim krizi yani geleceğimizi konuşuyoruz. İklim krizine çare bulunması tüm gezegenimiz açısından çok önemli ve çok tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Ancak bu tehlikeli durum karşısında mücadele ciddiyet ister, samimiyet ister, tutarlılık ister ama "tutarlılık" "ciddiyet" ve "samimiyet" sözcükleriyle AKP iktidarının bir araya getirilmesi maalesef mümkün değildir. İktidar, diğer konularda olduğu gibi iklim krizi konusunda da ikiyüzlü davranıyor; yürütülen politikalar iklim krizi sorununu çözmekten uzak. Bu iktidarın icraatları iklim krizini çözmek bir tarafa daha fazla derinleşmesine sebep oluyor. Dün Enerji Bakanının konuşması sırasında burada gördük ki aslında bu iktidar krizin kendisidir.

Sevgili milletvekilleri, geçtiğimiz ay Azerbaycan'da COP29 toplantısı yapıldı. Bu toplantıda Türkiye 2053'te net sıfır emisyon hedeflerini açıkladı ama uyguladığı politikalarla bu hedefe ulaşmak mümkün değil, yaklaşmasına bile imkân vermiyor diye düşünüyoruz. COP29 toplantısına sunulan eylem planında Türkiye'nin fosil yakıtları terk etmesine ilişkin herhangi bir hedef yok. Bu iktidar, 2030'a kadar kömürden çıkış yapmayacağı gibi, kömür santrallerinin kapasitesini artırmayı hedefliyor. Bu Bakanlık, haklarında AİHM tarafından verilmiş kapatma kararı olan Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan Termik Santrallerini on dokuz yıldır kapatmıyor. Bu Bakanlık, kömürle çalışan Afşin Termik Santrali'nin kapasitesini artırmak istiyor. Afşin Termik Santrali'nin emisyon miktarı 8 kat artırılmış durumda ve hâlâ devam ediyor.

"Sıfır emisyon" hedefi olan Afşin'deki duruma bakın; bir tarafıyla Afşin -görmenizi isterim- öbür tarafıyla yine Aliağa. Böylesine karbon salımı yüksek olan bir yerde nasıl sıfır emisyon hacmini gerçekleştireceğinizi merak ediyoruz. Afşin Termik Santrali'nde bütün çevre ve sağlık zararlarına rağmen hâlen iki ünite yapılmasına devam ediliyor.

Dünyada daha çok kömür yakarak iklim krizini çözmeyi hedefleyen tek ülkenin AKP tarafından yönetilen Türkiye olduğunu düşünüyoruz. Görevi iklim krizini önlemek olan İklim Değişikliği Bakanlığı ise sadece süreci izlemekle yetiniyor. Türkiye, geçen yılki COP28 toplantısına 1.045 kişilik heyetle gitmiş durumda. Anlaşılan geçen yılki bu katılımcı sayısı için kurum bütçesi yetmemiş olmalı ki COP28 toplantısı için Türkiye Çevre Ajansından 40 milyon 200 bin liralık bir katkı almışlar, bunu Sayıştay raporlarında görüyoruz. 2024 yılındaki COP29'da ne yapılıyor? Bu para yetmemiş gibi harcamaların -Sayıştay engelleriyle- 2024'te ne çıkacağını bilmiyoruz. Sayıştayın bu dönemdeki raporlarının mümkün olduğu kadar engellendiğini düşünüyoruz. Peki, bu heyetler bugüne kadar neyi başardı? Hiçbir şeyi başarmamış durumdalar. Termik santraller havamızı kirletmeye devam ediyor, sera gazı emisyonu olarak her türlü süreç devam ediyor, kuraklık kapıya dayanmış durumda. Türkiye hızla su fakiri ülke hâline gelmiş durumda. Akbelen'de, Kaz Dağları'nda, Şırnak'ta ormanlarımız yok ediliyor, şirketler doğayı yok ediyor.

Dün, yine, Enerji Bakanlığı toplantısı sırasında İzmir Milletvekilimiz Salih Uzun isyanlarını ifade etti. Kaz Dağları'nda Cengiz Holding her tarafı kıyıp döküyor. Cengiz Holding şu anda 1 milyon civarında ağacı kesmiş durumda. Kaz Dağları'na bakın; bu, Kaz Dağları'nın şu andaki hâli. Söylüyor Salih Uzun, "Nedir bu Cengiz? Her tarafı yağmalayan, yer altı, yer üstü kaynaklarını sömüren bu Cengiz Holding nedir?" diyor. Biz cevabını verelim: Cengiz Holding halkımız tarafından sermayenin ve aynı zamanda sarayın ortağı olarak biliniyor.

Değerli milletvekilleri, "temiz enerji" adı altında kaynaklarımız rant ve kâr amaçlı olarak kullanılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

İBRAHİM AKIN (Devamla) - Meralarımız, tarım arazilerimiz yok ediliyor. Bir grup gözü dönmüş sermaye sahibi ülkenin havasına, suyuna, ormanına, toprağına çökmüş durumda. İklim Değişikliği Bakanlığı bu sorunlara çare arayacağına tasarruf tedbirlerini hiçe sayıp ayrıcalıklı bir grubu gezmeye götürüyor.

Sayın milletvekilleri, geçen yıl 30 bine yakın yurttaşımızın imzasıyla ekokırım yasası bu Meclise geldi. Bu ekokırım yasasıyla ilgili gerçekten samimiyseniz ve bu iklim krizini çözmek istiyorsanız biz size şunu önermek istiyoruz: İklim kriziyle ilgili dünyanın birçok ülkesi bu yasayı kabul etti. Gelin, iklim kriziyle ilgili bu yasayı Meclise getirelim; sizi destekleyelim, bizimle beraber bu yasayı çıkartalım; o zaman sizin gerçek anlamda iklim kriziyle mücadele edip etmediğinizin samimiyetini ölçelim. Biz, bütün yurttaşların 30 bin imzayla getirilen bu iklim krizi yasası için birlikte olmasını, bu Meclisin bu konuda karar almasını istiyoruz ve yurttaşlarımız bugün saat 13.00'te bunu dillendirecekler.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)