Konu: | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifinin 2'nci Tur Görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 31 |
Tarih: | 11.12.2024 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA MAHMUT DİNDAR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sözlerime başlamadan önce, dün Van'da yaşanan elim kazada yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, seyahat hakkının ekonomik nedenlerle kısıtlandığı bir ülkedir. Yaşanan derin ekonomik kriz nedeniyle asgari ücretliler, emekliler, işçiler, memurlar için uçakla yolculuk yapmak artık bir lüks olmuştur.
Nüfusu çevre illerle birlikte 2 milyona varan Van'da, havalimanı altyapısı yetersiz, uçak seferleri az, uçak bilet fiyatları daha çok pahalıdır. Bugün, yakıt zamları nedeniyle otobüs fiyatları bile 3 bin TL bandına çıkmıştır. Van'dan İstanbul'a, Ankara'ya uçakla gidip gelmek zorunda kalan bir işçi, maaşının yarısını yola vermek durumunda kalıyor. Özellikle yaz aylarında, okul tatil sezonlarda ve dinî bayramlarda Van'da uçak biletleri karaborsaya düşmektedir. İran sınırında olan Van'dan Tahran'a uçak seferleri yokken Kayseri'den, Antalya'dan, İzmir'den seferler yapılmaktadır. Van ekonomisi için çok önemli olan İran turizmi ve ticareti için Van'dan Tahran'a, Tebriz'e, Şiraz'a uçuşlar düzenlenmelidir. Bir sınır kenti olan Van'da gümrüklü bir havalimanının olmaması iktidarın politik tercihinin bir sonucudur. Van Havalimanı, uluslararası uçuşlara uygun hâle getirilmelidir. Ankara'da, İstanbul'da, başka dış hatlardaki gibi gümrük avantajlarının olduğu geçişlere imkân sunulmalıdır. Her şeyden önce İran konsolosluğu veya temsilciliği Van'da daha fazla geciktirilmeden açılmalıdır. Van'a gelen İranlılar veya İran'a giden Vanlılar işlemleri için çoğu zaman Erzurum'a gitmek zorunda kalmaktadır. Sonuç olarak, Van'a gelen yolcu, kargo ve uçak sefer sayısının hem iç hatlarda hem dış hatlarda artırılması gereklidir. Van'ın ekonomik ve sosyal açıdan imkânlarının artırılması amacıyla hava, kara ve raylı ulaşım geliştirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, Suriye'deki gelişmeleri hepimiz dikkatle izliyoruz. Demokratik ve özgür bir yaşamın inşa edilmesi Suriye ve Orta Doğu halkları açısından tarihî bir öneme sahiptir. Şu açıktır ki Türkiye'deki siyasal iktidar başta olmak üzere bölgedeki güçler Kürtlerin büyük bedellerle elde ettiği kazanımlara göz dikmiştir. Özellikle Menbiç'e yönelik saldırılar sonrası Suriye Millî Ordusu ile SDG arasında sivillerin güvenliğini garanti altına almak için bir anlaşma haberi gelse de derinleşen kaos ortamı, Rojava'nın bir kez daha bu güçler tarafından hedef alındığının göstergesidir. Bu tarihî süreçte Rojava'ya sahip çıkmak, oradaki halklar ve kadınlar öncülüğünde inşa edilen yeni yaşama sahip çıkmaktır. Onurlu bir yaşam umudunun olduğu tek yer olan Rojava'yı korumak, buradaki halkımızı yalnız bırakmamak her birimizin asli görevidir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Kürt halkının Orta Doğu'daki tüm halklarla birlikte, özgür, demokratik bir şekilde, kendi kültürleri ve kendi hakları tanınmış bir şekilde yaşama isteği görmezden gelinemez. Bugün tarihî Kürt-Türk irtifakının test alanı Rojava'dır. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Rojava'da Kürt'ün kazanımlarını kendisine düşman olarak gören anlayış bu tarihî ittifaka en büyük zararı verir. Tüm bu nedenlerle bulunduğumuz bölgede emperyalistlerin halkları birbirine kırdırma politikasına karşı Türk-Kürt ittifakını demokratik bir zemine çekerek barış ve kardeşlik projesini başlatmamız gerekmektedir. (DEM PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri, iktidar bir taraftan iç barıştan söz ederken diğer taraftan kayyım atama aymazlığından geri durmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Dindar, lütfen tamamlayın.
MAHMUT DİNDAR (Devamla) - Yirmi iki yıldır iktidarda olan, sekiz yıl kayyım gaspıyla belediyelerimizi gasbeden bu iktidar Van'ı enkaza çevirmiştir. Onurlu Van halkı kayyım uygulamalarına karşı 14-0'lık sonuçla tarihe not düşmüştür ama iktidar bu yenilgiden ders almamış olacak ki Bahçesaray halkının iradesini gasbetmiş ve kayyım atamıştır. Yerel yönetimlerin iradesi Anayasa’nın 127'nci maddesine göre olmalıdır. Kayyımlar atanmış memurlardır, kayyımlar hem hukuk dışı hem de antidemokratiktir. Baştan sonra hırsızlık, yolsuzluk ve gasp rejimi olan kayyım düzeninde ısrar AKP'yi darbeci yapmıştır. Kayyım rejimi bir darbe rejimidir ve darbeciler er geç halka hesap verecektir.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)